Toplantı Tarihi: 5 Temmuz 2013 Saat: 18:30
Toplantı Yeri: Belediye İşhanı, 2. kat Deniz ve Kıyı Koruma Alanları Projesi Toplantı
Salonu.
Toplantı aşağıdaki gündemle başladı.
Gündem:
1) Gezi Parkı
eylemleri, kent hakki, yaklaşan yerel seçimler ve AYYP.
2) 26 Aralık 2012
tarihinden bugüne sürdürülen çalışmalarla ilgili bilgilendirme.
3) TOKİ Konutları adıyla popülerleşen 3841 parsel
No’lu özelleştirilme girişiminde
bulunulan hazine arazisi.
4) Güvenli kavşak
projesi.
5) Eylem programı.
Tartışmaları
kolaylaştırmak amaçlı yapılan aşağıdaki saptamaların paylaşılmasından sonra
gündemin ilk maddesi görüşülmeye başladı:
a.
Kent hakkı, içinde yaşayanların kenti, dolayısıyla kendi
gündelik yaşamlarını biçimlendirme, değiştirme hakkıdır. Bireysel değil,
toplumsal olarak kullanılabildiğinden bu amaçla bir araya gelmiş örgütlü
insanların varlığını öngörür.
b.
Gezi Parkı eylemleri
kent hakkı kullanımının en çarpıcı örneğini ülkenin en büyük kenti İstanbul’da
vermiş ve gelecekte benzer girişimlere örnek olacak, cesaret veren bir kazanım
elde ederek başarıya ulaşmıştır.
c.
Gezi Parkı eylemi
değişik toplumsal kesimlerde birikmiş öfkenin dışa vurumuna da vesile olmuş,
iktidar dâhil kimsenin öngöremediği bir yaygınlık, süreklilik, kendiliğindenlik
ve kent hakkı talebini aşan siyasal bir nitelik kazanmıştır.
d.
Ancak bu görüntü,
Gezi Parkı eylemlerinin kendiliğinden başlamadığı, öncesinde Taksim Dayanışması
Platformu öncülüğünde hem hukuksal alanda hem de kampanyalar eşliğinde yaklaşık
bir buçuk yıllık bir hazırlık çalışması yapıldığı gerçekliğini
unutturmamalıdır.
e.
Taksim
Dayanışması oldukça geniş bir boyut kazanan gösteriler boyunca İstanbul’la
sınırlı kalsa da önemli ve yönlendirici bir rol oynamıştır. Halen de bu rolünü
sürdürmektedir.
AYYP, tıpkı Taksim dayanışması gibi, kent hakkını
somut olarak Akyaka’da yaşam geçirmek amacıyla ilk kuruluş toplantısını yaptığı
Ağustos 2012’den bu yana başardığı eylemlerle hem muhatapları hem de
destekleyenleri nezdinde önemli bir meşruiyet kazanmış olmasına rağmen:
a.
Ne yazık ki, “yerli” ve “dışarıdan gelenler” ayrımını aşamamış, “yerli”
halkı etkinliklerine kazanamamıştır.
b.
Bu ayrımın
temelinde insanları Akyaka’da buluşturan saiklerin aynı olmaması, bu
farklılığın kimi yerde çıkar çatışmasına varan biçimler kazanması yatmaktadır.
c.
AYYP en başından
bu farkı görmüş ve aşmak, etki alanını genişletmek için yerelde etkili
olabilecek duyarlı bireyler dâhil bütün sivil toplum kuruluşlarıyla diyaloga
girmeye çalışmış olsa da bu çabalar Akyaka
Musiki Derneği ve Akyaka Kültür ve
Sanat Derneği dışında karşılık bulamamıştır.
d.
Tatil amaçlı
yerleşenlerin platformda çoğunluğu oluşturması etkinliklerde mevsim etkisine
yol açmakta, uzun kış sezonunda platform oldukça küçük grup ve komisyonlar
aracılığıyla ancak varlık gösterebilmekte, etkinlik-eylem yapabilme gücü yok
denecek kadar azalmaktadır.
Bütün bu nedenlerle ve toplantı öncesinde değişik
katılımcılardan gelen öneriler ışığında, başarılı
kısa mücadele geçmişine karşı, platformun devam edip etmeyeceği de dâhil, geleceği tartışmaya açıldı.
Söz alan katılımcılar kazanılan meşruiyet ve başarılara dikkat çekerek, mevcut gündemin AYYP’yi
daha fazla gerektirdiği günlerden geçildiğine vurgu yaparak platformun
devamından yana görüş belirttiler ve şu somut önerilerde bulundular:
a.
İletişimin daha
dinamik, etkili ve şeffaf olarak yürütüleceği “facebook” ve “twitter”
hesabı gibi yollar uygulamaya sokulmalı.
b.
Önceki
eylemliliklerde olduğu gibi gerekirse ev ev gezerek broşür vb aracılığıyla
tanıtım faaliyetinde bulunulmalı.
c.
Farklı çıkarların
farklı dünya görüşlerine yol açması doğaldır. Ancak bu aşılmayacak bir engel de
değildir. “Yerli”-“dışarıdan gelenler” ayrımını aşmanın en
etkili yolu eylem içinde onları birleştirmeyi başarmaktır.
Bu öneriler ışığında 3841 parsel için AYYP öncülüğünde
başlatılan etkinliğin sorunların aşılmasında önemli bir fırsat olacağından
hareketle toplantıya gündemin 3. maddesi
ile devam edilmesine karar verildi.
3841 No’lu parselin Özelleştirilme
Girişimi: Öncelikle “Diren
Akyaka! Diren Zeytin Ağacı!” belgisi ile başlatılan etkinlik hakkında
bilgi verildi. Buna göre:
24 Haziran 2013 Pazartesi günü 3841 parselde yapılan
ilk toplantıda daha sonra “Akyaka’nın
Sesi”nde yayınlanan bir bildiri kabul edildi, ardından “change.org” ta bugün itibarıyla 2500
imzayı aşan bir imza kampanyası başlatıldı; etkinlik için bir de “facebook” hesabı açıldı.
Her Pazartesi zeytinlikte saat 18:30’da toplanma kararı
alındı, hayata geçirildi.
Etkinliklerin organizasyonunda aktif görev alacak
gönüllülerden oluşan bir komisyon oluşturuldu.
3841 parselde özelleştirilmek istenen kamusal alanın
bu noktaya gelinceye kadar geçirdiği öykü ve mevcut hukuksal durum ise özetle
şöyledir:
Geçmişte zilyedi şahsa ait olan arazi, idarenin açtığı
dava neticesinde hazineye verilirken tapuya “zeytinlik” olarak değil, “arsa”
olarak işlenmiştir.
3841 No’lu parselin zeytinlik olarak değil arsa olarak
tescil edilmesi ve üstelik 1997 onaylı Akyaka İmar planında konut alanı içinde
bulunması araziyi özelleştirmek için harekete geçen ÖİB’na yeterli olmamış
olacak ki Özelleştirme Yüksek Kurulu’ndan 31 Aralık 2012 tarihinde mevcut
yapılaşma oranının eskiye göre bir hayli artıran bir imar değişikliği talebinde
bulunmuştur. Kurul da bu talebe 18 Ocak 2013 tarihli kararı ile (25 Ocak 2013
tarih ve 28539 sayılı Resmi Gazete) olur vermiştir.
Değişiklik askı süresince Belediye Başkanlığınca halka
duyurulmamış, ilginç bir biçimde sır gibi saklanmıştır. AYYP’de diğer
Akyaka sakinleri gibi bu değişikliği Belediye Başkanı’nın altı ay sonra düzenlediği yürüyüş
sırasında öğrenmiş ve hemen harekete geçmiştir. Belediye Başkanı’nın bu
değişiklik girişimini zamanında değil de iş işten geçtikten, Akyakalıların
itiraz hakkı elinden alındıktan sonra açık etmesi yapılan yürüyüşü basit
bir seçim manevrasına çevirmiş, üstelik aynı yürüyüş büyük bir bilgi
kirliliğiyle basına yansımıştır. AYYP’nin ilk işi doğru bilgiye ulaşmak
bunun için çabalamak olmuştur.
Akyaka Belediyesi Akyaka için oldukça önemli bir yerde
(açık pazar alanının hemen üstü) bulunan bu kamusal alanda gerçekleştirilmeye
çalışılan özelleştirme girişiminin kendisine değil, ama yapılan imar
değişikliğine karşı çıkmıştır. Bu çerçeve dâhilinde “Akyaka’nın genel
mimarisini bozacak fazladan katların oluşmasına neden olacak biçimde yapıya
esas alınacak kotun cephe olan yoldan alınmasına” “daha önce öngörülmüş yeşil alanın
azaltılmasına, yolların daraltılmasına, böyle yapılarak toplam yapı alanının
büyütülme girişimine” karşı yaptığı itiraz da Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 25
Nisan 2013 tarihli kararı ile (25 Nisan 2013 tarih ve 28630 sayılı Resmi Gazete)
reddedilmiştir.
Karar: AYYP, mevcut durumun bilgisi ışığında aşağıdaki
kararı almış ve derhal uygulamaya sokmuştur:
Dava açma hakkı Belediye’de olduğu için gidişatı
esastan değiştirecek ve özelleştirmeyi değil, ama yapılmak istenen imar
değişikliğini durduracak dava Belediye tarafından 27 Haziran 2013’te ÖİB
aleyhine açılmıştır.
Bilindiği gibi, ÖİB ileri sürdüğü imar değişikliğini
3194 sayılı İmar Kanunu 9. Maddesiyle ilişkili Ek-3 maddesine dayanarak
yapmıştır. Oysa Çevre Kanunu 9. Maddesine göre özel çevre koruma alanlarında
İmar Kanunu 9. Madde işletilemez. Akyaka Gökova Özel
Çevre Koruma Alanı içindedir. Bu
nedenle uygulanmak istenen imar değişikliği yasaya aykırıdır ve büyük
olasılıkla yargıdan dönecektir.
Ancak bu sonuç belki Belediye Başkanı’nı
tatmin edebilir ancak ellerinden imar planlarına müdahil olma hakkı alınmış tüm
duyarlı Akyakalıları olduğu gibi AYYP’yi de tatmin etmekten uzak, mevzi bir
kazanımdan ibaret olacaktır. Bu nedenle AYYP başlattığı etkinliği şu taleplerle
sonuç alıncaya kadar sürdürmeye kararlıdır:
1.
3841
No’lu parsel hem bir zeytinlik hem de kamusal alandır, özelleştirme girişimi kabul
edilemez, derhal durdurulmalıdır!
2.
Tapudaki
“arsa” kaydı, zeytinlik olarak değiştirilmelidir. Nasıl değerlendirileceği en
geniş katılım sağlanarak Akyakalılara sorulduktan sonra imar değişikliğine
gidilerek konut alanı olmaktan çıkarılmalı, kamusal alan niteliği
korunmalıdır!
3.
Yasalaştığında
sadece Akyaka’yı ve 3841’deki zeytinliği değil, bütün korunan alanları benzer
tehlikelere sonuna kadar açacak olan ve geçici olarak TBMM gündeminde askıya
alınan “Tabiatı ve Biyo Çeşitliliği Koruma Yasası” tamamen geri çekilmelidir!
Bu doğrultuda yürütülecek etkinliğin
ayrıntılarının örgütlenmesinde gönüllü olarak yer alacaklardan oluşan komisyon
yeni üyelerin katılımıyla genişletildi. Komisyon katılmak isteyen her gönüllüye
açık olarak faaliyete başladı. 8 Temmuz Pazartesi saat 18.30’da 3841 No’lu
parselde yeniden buluşmak üzere toplantıya son verildi. 6 Temmuz 2013.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder