26 Ocak 2019 Cumartesi

Elif Hanım Otel davasında yeni bilirkişi raporu Azmak tahribatını bir kez daha onayladı

İnşaattan önce

İnşaattan sonra


İnşaatı sırasında  Kadın Azmağı’nın flora ve faunasına zarar verdiği gerekçesi ile Gökova Ekolojik Yaşam Derneği tarafından Elif Hanım Otel’e karşı açılan dava üçüncü yılını doldurmak üzere. Son olarak otelin neden olduğu ekolojik tahribat bilirkişi raporu ile somutluk kazanmıştı. Muğla 4. Asliye  Ceza Mahkemesinde görülen davanın son duruşmasında Çevre Mühendisi Himmet Bağ’ın hazırladığı bilirkişi raporu değerlendirilmiş ve söz konusu ekolojik tahribatın farklı bilim dallarının temsilcilerinden oluşan başka bir bilim heyeti tarafından da daha kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesine karar verilmişti.

Ziraat Mühendisi Prof. Dr. Mustafa Bolca, Çevre Mühendisi Dr. Mehmet Remzi Seyfioğlu ve Kimya Y. Mühendisi Öğretim Görevlisi Murat Pakel’den oluşan yeni bilirkişi heyetinin 11.01.2019 tarihinde Mahkemeye sunduğu yeni rapor önceki bilirkişi raporundaki ekolojik tahribat tespitlerini aynen onaylamakla kalmıyor, o raporda “geçici” olduğu ifade edilen doğal yaşam tahribatını da “doğal yaşamın yenilenmesinin mümkün olmadığı" şeklinde ağırlaştırıyor. 

Yirmi sayfalık raporun sonuç bölümünde şu ifadelere yer veriliyor:

“SONUÇ:
Davaya konu kirletildiği iddia edilen alan, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesinde ve mutlak korunması gereken alanlar içindedir.
Azmağın akışı ve çevresinde geniş bir alanda yayılım göstermesi büyük bir sulak alan oluşumuna neden olmuştur. Bu sulak alan içerisinde birçok doğal bitki türü ve fauna (hayvan) çeşidi bulunmaktadır. Azmak içine moloz ve toprak dökülmesi azmağın fiziksel olarak kıyı yapısını bozduğu, bu nedenle de akış rejimini etkileyebileceği, binlerce yılda oluşan ve çok özel bir oluşuma sahip olan yatak yapısının dökülen toprak ve molozlarla bozulduğu/kirletildiği sonucuna varılmıştır. Sonuçta Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesiiçinde bulunan Azmak ile otel inşaatı arasında kalan ve mutlak korunması gereken doğal flora ve fauna yapısının yaşam bulduğu sulak alan içindeki sazlıkların dolgu yapılmak ve kesilmek sureti ile zarar gördüğü ve burada tekrar doğal yaşamın yenilenmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.”

13 Şubat 2019 tarihinde görülecek bir sonraki duruşmada davanın karara bağlanması bekleniyor.