2 Aralık 2019 Pazartesi

Çıtlık ormanları neden yok ediliyor?



Ula’ya bağlı Çıtlık Mahallesi bugünlerde orman tahribatı ile gündemdeki yerini koruyor. DSİ tarafından 2016’da projesi yapılan ve 2017 yılında temeli atılan Çıtlık Sulama Göleti inşaatı nedeni ile su tutma havzası içinde yer aldığı düşünülen on binlerce ağaç kesilerek çok geniş bir alan ormansızlaştırılmıştı. Tarımsal sulama amaçlı yapıldığı söylenen ancak projenin gerçekleştirme süresi bitmiş olmasına rağmen ağaçların kesilmesi dışında neredeyse hiçbir faaliyetin yapılmadan şantiye sahasının terk edilmiş olması, buradaki ormanın başka amaçlar için kesilmiş olabileceği sorularını akla getiriyor.  Bilindiği gibi, gölet inşaatı çalışmaları ile birlikte su tutma havzasının dışında olmasına rağmen Melmin Deresi Mezarlığı’ndaki ağaçlar dahi kesilmişti.

Gölet şantiyesi
Şantiye girişi
Sulama Göleti Projesi’nden ayrı olarak bugünlerde Karabörtlen Orman İşletme Şefliği’nin ağaçların kesildiği Melmin Deresi Mezarlığı’nın hemen yanındaki yamaçtaki ormanı da endüstriyel plantasyon alanı olarak belirlediği bilgisi dolaşmaya başladı. Yerel halktan alınan bilgiye göre,  30 hektar alanda ağaçların endüstriyel kullanım amacı ile kesilmesi planlanıyor.  Haberin duyulmasından sonra bölgedeki duyarlı yurttaşlar bu projenin durdurulması için imza kampanyası düzenlemiş ve Muğla Orman Bölge Müdürlüğü’ne toplu dilekçeler vermişti.
Endüstriyel plantasyon için kesilmesi planlanan orman alanı
Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi de konuyu yakından takip ediyor. MUÇEP temsilcileri, yüzlerce yılda oluşan bir orman eko-sistemini endüstriyel amaçla kesmenin doğayı katletmek anlamına geldiğini, güneşe maruz bırakılan toprağın su tutma kapasitesinin olumsuz etkileneceğini, yüksek eğimli arazideki bitki örtüsünün kaldırılmasının erozyona yol açacağını, orman alt bitki  örtüsünün yok edilmesinin bölgenin biyolojik çeşitliliğine de darbe vuracağını söylüyorlar. MUÇEP üyeleri, yasal ve anayasal haklarını kullanarak meşru yollardan yeni bir orman katliamına izin vermeyeceklerini bildirdiler.

30 Kasım 2019 Cumartesi

Çıtlık Göleti inşaatından ne canlıya ne ölüye huzur yok...

Ula’nın Çıtlık Mahallesinde yaklaşık iki yıl önce başlatılan Sulama Göleti inşaatı nedeni ile su tutma havzası içinde yer aldığı düşünülen büyük bir orman alanı ağaçlar kesilerek yok edildi. Bu gölete neden ihtiyaç duyuldu, hangi tarlaların sulanmasına hizmet edecekti bilinmez. En azından biz bilmiyoruz, zira kamuoyu ile hiçbir bilgi paylaşılmadı. 


Çıtlık Sulama Göleti inşaat alanı

Sahanın inşaat başlamadan önceki görünümü
DSİ tarafından proje 2016 yılında hızlıca tamamlanıp ihaleye çıkıldı ve 17 Mayıs 2018 tarihinde bizzat Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu tarafından temeli atıldı. Projenin 400 günde tamamlanması planlanmıştı. Bugün proje süresi çoktan bitmiş olmasına karşın on binlerce ağacın kesilmesi ve şantiye binaları dışında projeye dair göze çarpan hiçbir iz yok. Öyle ki, suyun en bol olması gereken  dönemde olmamıza rağmen gölete su sağlayacak dereden dahi su akmıyor.  Şantiye sahasına giriş kapatılmış, şantiye binaları boş, in cin top oynuyor. Geriye yalnızca kesilmiş orman sahasının yürekleri sızlatan ürkütücü görüntüsü kalmış.

Muğla-Dalaman yolundan yaklaşık iki km içeride yer alan gölet sahası gözden uzak olduğu için dikkati çekmiyor. Ancak yakınına gidildiğinde ve de uydu fotoğraflarından alanın eski ve yeni hali karşılaştırılınca durumun vahameti ortaya çıkıyor. İki yıl öncesine kadar var olan o sağlıklı orman eko-sisteminin yerinde şimdi bir krateri andıran çok büyük bir boşluk var.

Öylesine sınır tanımaz bir ağaç katliamı yapılmış ki, orman sahası içinde yer alan Melmin Deresi Mezarlığı da bundan nasibini almış. Mezarlıklar ağacın, yeşilin bol olduğu mekanlardır. Yaşam yolculuğunun sonuna gelenlerin bu son durakta huzur içinde yatmaları için özen gösterilir. Bu yüzden mezarlıklar yeşillendirilir, ağaçlar dikilir. Çünkü doğanın yeşil örtüsü hem canlılara hem ölülere huzur verir. Bir çok farklı inanışta bu böyledir.  Müslümanlıkta da mezarlıklara dikilen ağaçların ölünün ruhundaki azabı hafifleteceğine inanılır.

Melmin Deresi Mezarlığı
Mezarlığın ağaçlar kesilmeden önceki durumu
Melmin Deresi Mezarlığı'nda bir zamanlar ağaçların altında yatan mezarlar çıplak kalmış. Kesilen ağaçların köklerini hala görmek mümkün. Asırlarca ölülere yoldaşlık eden o ulu ağaçlar yok artık.Ölüler de kendilerine gölge olan, hışırtıları ile huzur buldukları canlı yoldaşlarını yitirmişler. O ağaçları kesmek için günlerce çalıştırılan motorlu testerelerin sesini duymak da kim bilir nasıl bir azaptı. Bu mezarlık artık yalnızca insanların değil, ağaçların da mezarlığı..Hepsinin ruhları şad olsun. Bu azabı onlara yaşatanlara ise söyleyecek sözümüz yok.


Ağaçların kesildiği Melmin Deresi Mezarlığı




Serdar Denktaş
Muğla Çevre Platformu - Gökova Meclisi


13 Ekim 2019 Pazar

Geciken Ula Kent Konseyi ve Hızlanan Akyaka



Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi Ula Belediyesi’nin yerel seçim öncesinde verdiği sözlerin hala yerine getirilmemesi ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.

2019 yerel seçimi öncesinde MUÇEP Muğla Büyükşehir ve ilçe belediyelerine yönelik olarak  katılımcı yerel yönetim talebi ile bir  yerel seçim  bildirgesi yayınlamıştı. Aynı çerçevede MUÇEP’in Gökova Meclisi de Ula Belediye Başkan adayları ile görüşmeler yapmış ve Ula’da katılımcı belediye yönetim araçlarının oluşturulması, kent konseyi kurulması ve 2011 yılında Uluslararası Yavaşkentler Birliği’ne (Cittaslow) katılan Akyaka’da bir türlü hayata geçirilemeyen yavaşkent planlarına dair sorular yöneltmişti.  Seçimi kazanan İsmail Akkaya ile de yapılan görüşmelerde Ula’da kent konseyi kurulması ve Yavaşkent Akyaka’da katılımcı bir yönetim modeli oluşturularak yavaşkent eylem planlarının katılımcı bir şekilde hazırlanarak hayata geçirilmesi konusunda sözler alınmış ve komuoyu ile paylaşılmıştı.

Gökova Meclisi, seçimden sonra da Ula Belediye yönetimi ile görüşmeler yaparak her iki konuyu da gündemde tuttu. Ancak geçen yedi aylık sürede hala somut adım atılmayınca, hem kamuoyunun hem de belediye yönetiminin dikkatini çekmek üzere 13 Ekim 2019 tarihinde bir basın açıklaması yaptı. Basın bildirisinde belediye yönetiminden artık daha fazla geciktirmeden kent konseyinin kurulması ve yavaşkent  eylem planlarının hazırlanması için verilen sözlerin yerine getirilmesi bir kez daha talep edildi. 

Basın açıklamasının tam metninin aşağıda bulabilirsiniz:


GECİKEN ULA KENT KONSEYİ ve

HIZLANAN AKYAKA
İşletildiği koşulda halkın yerel yönetime katılım ve denetleme aracı olması beklenen Ula Kent Konseyi, seçimlerden sonraki ikinci ayın sonunda kurulması yasal bir zorunluluk olduğu halde, aradan yedi ay geçmiş olmasına rağmen halen kurulmamıştır.
Oysa MUÇEP Gökova Meclisi olarak, 31 Mart Yerel Seçimleri öncesi Ula Belediye Başkan adaylarıyla katılımcı yerel yönetim talebi ile görüşmeler yapmıştık. Yaptığımız görüşmelerde, yönlendirdiğimiz bu sorulara  Ula Belediye Başkanı sn. İsmail Akkaya; Ula Kent Konseyi’nin şimdiye kadar kurulmamış olması önceki yönetimlerin eksikliği” olduğunu ve “Kent Konseyi ve Mahalle Meclislerinin kurulmasını sağlayacağını” söylemişti.
O zamandan bu yana bir diğer önemli  gündemimiz de, Dünyadaki 252 kentin arasına girerek, 2011 yılında Yavaşkent (Cittaslow) ilan edilen Akyaka’idi. Akyaka’nın fiilen kesintiye uğradığını düşündüğümüz Yavaşkent süreci ile ilgili soru yöneltmiştik. Sn. İsmail Akkaya’nın bu konu ile ilgili yanıtı ise  “Akyaka’nın Yavaşkent statüsünü aynen devam ettireceğiz. Eylem planlarını sivil toplum örgütlerinin katılımı ile birlikte oluşturacağız.” sözünü vermek olmuştu.
Yerel seçimlerin ardından yeni yönetimin işleri devir alıp, çalışmaya başlaması için gereksinim duyacağı makul bir süre geçtikten sonra, MUÇEP Gökova meclisi olarak Ula Belediye Başkanı ve diğer yetkililerle görüşme yaptık.
Yaptığımız görüşmede, stratejik planların ve eylem planlarının oluşturulmasında, tasarımdan uygulamaya ortak hareket edilmesi, bunun için birlikte hareketin araçları olacak Akyaka Yavaşkent Yönlendirme Komitesi ve Ula Kent Konseyinin eş zamanlı olarak acilen kurulup işlerlik kazandırılmasına öncelik verilmesi hususunu hatırlatarak, daha fazla gecikmeden harekete geçilmesini talep ettik.
Belediye Başkanı ve görevlendirdiği yetkililer taleplerimizi yerinde bulmalarına rağmen, ne yazık ki bugüne değin her iki konuya da işlevsellik kazandıracak adım atılmamıştır.
Kentte yaşayanların söz ve karar sahibi olacağı, kent yaşamıyla ilgili kararların alınması ve uygulanmasında şeffaflığın sağlanacağı bir işleyişi benimsiyoruz. Ula Kent Konseyinin böyle bir işleyişin sağlanmasında, Belediye yönetimin kentte yaşayanlarca denetlenmesinde üstlenebileceği işlevleri nedeniyle, hayli gecikmiş yasal bir zorunluluk olduğunu da hatırlatarak, Kent Konseyi kurulma sürecinin acilen tamamlanması ve çalıştırılması talebimizi yineliyoruz.
Kadın Azmağı, orman,  dağ, ova ve denizin bir arada olduğu bu zengin doğanın mahremiyet ve çeşitliliğinin korunması temel amacımız, birinci hedefimizdir.
Akyaka’da, yaşam kalitesinin düşürülmeden, her koşulda aksamadan sürekliliğinin sağlandığı, -sakinleri, ziyaretçileri ve yöneticileri ile birlikte- taahhüt edilen yavaşkent kriterlerine saygılı ve uyumlu bir yaşam ve yönetim kültürünün oluşturulması için, gerekli adımların -daha fazla geciktirilmeden- atılması konusunda ısrarcıyız.
Tüm bu nedenlerle, Ula Beldiyesi’nin Ula Kent Konseyi’nin kuruluş süreci ile beraber ,Yavaşkent Yönlendirme Komitesi’nin de biran önce kurularak çalışmaya başlamasını; özellikle de Akyaka’da kent yaşamını derinden etkileyecek kararların, bu komite kurulduktan sonra, komitenin etkin katılımıyla gündem  edinilmesini talep ediyoruz.
Taleplerimizin takipçisi ve gerçekleşmesi yönünde yapılacak çalışmaların destekçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz.
Saygılarımızla,
MUÇEP Gökova Meclisi, 13.10.2019



26 Nisan 2019 Cuma

Cennet Gökova kaçak yapı cenneti olma yolunda !



Son bir yıldır Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi'nin birçok noktasından kaçak yapılaşma haberleri geliyor. Bir kaç örnek verelim. Geçen ay Akbük'te belirlenen kaçak yapılar Muğla Çevre Platformu’nun girişimi sonucunda Menteşe Belediyesi tarafından mühürlendi. Akyaka - Akbük arasında kalan sahil kesiminde  yasak olmasına karşın çok sayıda yeni inşaat  gözleniyor. Yerel seçimlerden birkaç gün önce Akyaka Kadın Azmağı kenarına bir bungalov getirilerek konduruldu. Neyse ki bu kaçak yapı seçimlerden hemen sonra Ula Belediyesi tarafından kaldırıldı.

Şimdi de Akçapınar sahili kaçak yapılaşma ile gündemde.  Burada uzun süredir devam eden bir yasadışı faaliyet söz konusu. İki yıl önce kitesurf etkinliğinin yapıldığı plajın girişindeki sulak alan toprakla doldurularak araçlar için park yerine dönüştürüldü. Buna ilave olarak geçen yıl  plaj üzerinde var olan kitesurf okul işletmelerinin bulunduğu bölümün Akyaka'ya bakan tarafında geniş bir alanın doğal bitki örtüsü kazınarak yeni alan açıldı ve  üzerinde 6 tane  bungalov inşa edildi.

Sivil toplum örgütlerinin girişimleri sonuçsuz kaldı

Muğla Çevre Platformu’nun Gökova bileşenleri kitesurf sahilindeki hukuksuz uygulamalarla ilgili bir yıldır mücadele veriyor. Bölgedeki sivil toplum örgütleri kitesurf plajındaki bu faaliyetler hakkında ilgili kurumlara birçok şikayet dilekçesi vermesine karşın hukuksuzluğun önüne geçilemiyor. Şimdi kısaca bu girişimlere bir bakalım:

Doldurulan Sulak Alan:
Geçen yıl 1618 ve 903 nolu parsellerin toprakla doldurularak otopark olarak kullanılmasına karşı Gökova Ekolojik Yaşam Derneği tarafından 9.4.2018 tarihinde  Çevre ve Şehircilik Muğla İl Müdürlüğüne şikayet dilekçesi verildi. Dilekçede alanın düzeltilerek eski haline getirilmesi talep edildi.  Verilen cevapta, 7.5.2018 tarihinde kurum tarafından alanda inceleme yapıldığı ve tahribatın tespit edildiği, konun 3194 Sayılı İmar Kanunu’na aykırılıklarla ilgili işlem yapılmak üzere Ula Belediye Başkanlığı’na iletildiği bildirildi. 

Toprakla doldurulan ve araç park yerine dönüştürülen sulak alan
Ancak alanın düzeltilmesi yönünde hiçbir gelişme olmayınca Dernek ÇŞB İl Müdürlüğüne 2.8.2018’de bir kez daha dilekçe vererek  durumu hatırlattı ve gereğinin yapılmasını yeniden talep etti. Bu kez verilen cevapta; Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu tarafından 31.7.2018 tarihinde yapılan toplantıda durumun incelendiği ve toprak doldurularak arazi yapısı bozulan alanın 30 gün içerisinde parsel sahibi tarafından  eski haline getirilmesi ve konunun Muğla Valiliği (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) tarafından takip edilmesine karar verildiği bildirildi. Aradan yaklaşık 8 ay geçmesine rağmen yine bir şey yapılmayınca dernek 8.4.2019 tarihinde bir kez daha hatırlattı ve eğer gereği yapılmazsa sorumlu kişi ve kurumlar hakkında suç duyurusunda bulunacağını bildirdi. Bu dilekçeye henüz bir yanıt verilmedi.

Doğal bitki örtüsü yok edilerek inşa edilen bungalovlar:
Kitesurf faaliyetlerinin yapıldığı 1618 nolu parsel üzerinde mevcut kitesurf okullarına bitişik, bitki örtüsü ile kaplı alanın  bitki örtüsü temizlenerek  plaja katıldığı fark edildi.
Yeni açılan alan
Bu durumu Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne  ayrı bir dilekçe ile  2.8.2018 tarihinde bildirdi ve tahribatın önlenmesini, alanın eski haline getirilmesi için gereğinin yapılmasını talep etti. İl Müdürlüğünden 29.8.2018 tarihinde verilen cevapta; bu konunun da 31.7.2018 tarihinde yapılan Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu toplantısında görüşüldüğü ve bozulan alanın 30 gün içerisinde parsel sahibi tarafından  eski haline getirilmesine, konunun Muğla Valiliği (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) tarafından takip edilmesine karar verildiği bildiriliyordu. İlginç olan, Derneğin dilekçesini vermeden önceki bir tarihte yapılan Komisyon toplantısında bu konunun görüşülerek karara bağlanması Komisyonun zaten durumun farkında olduğunu gösteriyor.

Açılan alanda başlatılan kaçak inşaatlar
Ancak bu karara rağmen tahrip edilen alanın düzeltilmesi yönünde  hiçbir gelişme olmadı. Üstelik bir de  üzerinde inşaat başladı! Dernek 8.4.2019 tarihinde ÇŞB İl Müdürlüğüne yeniden bir dilekçe vererek bu yeni gelişmeyi de bildirdi. İl Müdürlüğünden bu dilekçeye de henüz bir yanıt verilmedi.
Kaçak yapıların son durumu
Son girişim olarak Muğla Çevre Platformu’nun Gökova  bileşenleri olan Akdeniz Yeşilleri Derneği, Akyaka Kültür Sanat Derneği, Gökova-Akyakayı Sevenler Derneği ve Gökova Ekolojik Yaşam Derneği  26.4.2019 tarihinde birlikte imzaladıkları bir dilekçe ile söz konusu yapılaşmanın Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanununa, İmar Kanununa, Çevre Kanununa ve Kıyı Kanununa aykırı olduğunu belirterek kaçak yapılar hakkında gereğinin yapılmasını, sorumluları hakkında çevreyi kasten kirletme suçu nedeni cezai işlem yapılmasını, imar başvurusunda bulunup bulunulmadığının araştırılmasını, verildi ise İmar Barışında öngörülen Aralık 2017 sonrası yapılan inşaatların Yapı Kayıt ve Kullanım İzinlerinin İptalini talep ettiler.

Sahiller özel mülk olabilir mi?
Kıyı Kanunu çok açıkça kıyı alanlarını kamusal alan olarak belirliyor ve devletin kontrolu altında olduğunu söylüyor. Ancak mevcut durumda Akçapınar sahilinde kitesurf yapılan 1618 parsel numaralı alan özel mülk statüsünde. Dolayısı ile bu alandaki faaliyetler devlet kontrolunda değil. Ancak Maliye Bakanlığının bu alanın Kıyı Kanunu gereğince  kamuya terk edilmesi için dava açtığını ve iki yıldır davanın devam ettiğini biliyoruz. 

Kararlar uygulanmıyor, Valilik yasaların ihlal edilmesine seyirci kalıyor
Tüm bu gelişmelere bakıldığında, kamu kurumlarının Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yasaların uygulanması konusunda büyük bir zaaf içinde oldukları ortada. Gözlerin çevrildiği ilk kurum da Muğla Valiliği. Yukarıda ayrıntısını verdiğimiz, Akçapınar sahilindeki  iki vaka için de yerinde tespit yapılmış olmasına ve Bölge Komisyonunda 30 gün içinde eski haline getirilmesi  kararı alınmış olmasına rağmen tahribatın ve kaçak yapılaşmanın önüne geçmiyor, defalarca verilen dilekçeleri dikkate almıyor.

Kaçak yapılaşma neden arttı?
İmar Barışı Kanunu’nun 6 Haziran 2018 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanmasından sonra Muğla genelinde özellikle sahil bölgelerinde kaçak yapılaşmanın olağanüstü arttığı gözlemleniyor. Bilindiği gibi kanun yalnızca 31.12.2017 tarihinden önce yapılan yapıları kapsıyor. Bu tarihten sonra alelacele yapılıp sanki daha önce yapılmış gibi Yapı Kayıt ve Tescil Belgesi almak için birçok başvurunun yapıldığı biliniyor.  

İmar Barışı'nın yanında,  Gökova'nın üzerindeki diğer büyük  tehdit olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın koruma statülerini düşürerek yapılaşma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmış olmasını söylememiz gerekiyor. Gökova Bölgesinin geçen yıl onaylanan yeni koruma statüleri ile eskiden tamamı 1. Derece Sit Alanı iken artık "Sürdürülebir Koruma" veya  "Nitelikli Koruma Alanı"na dönüştürüldü, hatta bir kısmı tamamen koruma dışında bırakıldı. Gökova ÖÇKB'nin hiçbir bölümü yeni tanımlanan statüler içinde en iyi koruma sağlayan "Mutlak Koruma Alanı" kapsamına alınmadı.  

Herşeye rağmen, imara kapalı olan bu alanda her türlü yapılaşma yine de yasalara aykırı. Ama anlaşılıyor ki doğaya rant  gözlükleri ile bakan kesim, nasıl olsa yapanın yanına kar kalıyor düşüncesi ile  statü değişikliği, İmar Barışı Yasası gibi mevzuat değişikliklerinden güç alıyor, iştahı artıyor.  Doğal Sit derecelerinin düşürülmesi ile koruma kalkanı oldukça düşürülen Gökova ÖÇKB'nin her yanı yavaş yavaş yangın yerine dönüyor.  Doğal sit derecelerinin düşürülmesinin ilk olumsuz meyvası Okluk Koyu'nun elden çıkması oldu. Tahribat   Akbük, Akyaka-Akbük sahili, Azmak ve Akçapınar sahili ile devam ediyor. 

Özünde mevcut kaçak yapılara meşruiyet kazandırmayı öngören İmar Barışı Kanunu görüldüğü gibi yeni kaçak yapılaşmanın da yolunu açmış oldu. Türkiye genelinde düşünüldüğünde bu yeni yasal düzenlemeler, doğa koruma  alanlarına vurdukları darbe, plansız kentleşmeyi ve hukuksuzluğu  teşvik etmesi ile yalnızca bizlerin değil, gelecek kuşakların da ödemek zorunda kalacağı çok yüksek bir toplumsal maliyet çıkarıyorlar.  

Özel çevre koruma bölgesi ilan edildiği 1988 yılından beri geçen 30 yılı aşkın sürede Gökova için çok sayıda  bilimsel araştırma, koruma amaçlı proje, yönetim planı yapıldı.  Bugün Gökova'nın elden gitmesine göz yumdukları için şikayet ettiğimiz kurumlar bütün o çalışmaların da paydaşı oldular.  Ortada bir samimiyetsizlik olduğu su götürmüyor artık. Koruyormuş gibi yaparken ranta kurban ediyoruz. Biz yurttaşlık görevimizi yerine getirerek başta Muğla Valiliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve  belediyeler olmak üzere, kurumlarımızı görev tanımlarının gereğini samimiyetle yerine getirmeye, yetkileri dahilinde hukuk dışı uygulamalara izin vermemeye davet ediyoruz.  

Gökova, Biyolojik Çeşitliliğin Kalbi

Gökova iç körfezinde, kitesurf faaliyetlerinin yürütüldüğü kumul alan,  hemen geri planındaki sucul ve tuzcul alanlar, Akçapınar ve Kadın Azmaklarının yatakları, ovadaki drenaj kanalları da dahil olmak üzere tam 11 tane farklı biyotop belirlenmiştir. 

Kadın Azmağı ve Akçapınar Azmağı arasında kalan alan, fauna açısından oldukça zengin olup 142 kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bunlardan Balık Kartalı (Pandion haliaetus), Ada Doğanı (Falco eleonorae), Tavşancıl (Hieraaetus fasciatus), Ada Martısı (Larus audouinii), Hazar Sumrusu (Sterna caspia), Küçük Sıvacı Kuşu (Sitta krueperi) ve Kara Boğazlı Ötleğen (Sylvia ruppelli) IUCN Kırmızı Listesinde yer almaktadır. Gökova Deltası, yine tehdit altındaki türlerden birisi olan Su Samuru (Lutra lutra)’nun da yaşam alanıdır. [2]

SMAP III Gökova Projesinin bilimsel raporlarında da ortaya konulduğu gibi, Gökova İç Körfezi, ev sahipliği yaptığı birçok endemik bitki türü ve nesli tükenme tehdidi altındaki hayvan türleri  ile Türkiye'nin ve dünyanın biyolojik çeşitliliğinde önemli bir yer tutmaktadır ve mutlaka korunması gereken bir ekosistemdir [1].  Bu aynı zamanda ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin gereğidir.

Her geçen yıl kontrolsuz biçimde artan turizm ve spor faaliyetlerinin oluşturduğu insan ve araç baskısı bölgenin son derece hassas flora ve faunasını olumsuz etkiliyor, yaşam alanları gittikçe tahrip oluyor. Tüm bu faaliyetlerin Gökova İç Körfezi için sürdürülemez boyutlara ulaştığı ortadadır. Ekosistemin daha fazla zarar görmemesi için artık bu faaliyetler için taşıma kapasitesi belirleyerek yönetim planları oluşturmanın zamanı gelmiştir. Çünkü başka Gökova yok !


"



Gökova İç Köfezinde Yaşayan Tehdit Altındaki Türler



23 Mart 2019 Cumartesi

Ula’da “katılımcı” yerel yönetim mümkün olacak mı ? - 2


Muçep Gökova Meclisi’nin Ula Belediye Başkan Adaylarına yönelttiği sorulara İsmail Akkaya da 21.3.2019 tarihinde Meclis üyeleri ile biraraya gelerek cevaplarını verdi. Diğer adayların verdikleri cevaplara buradan ulaşabilirsiniz.

Ula Belediye Başkan Adaylarına Yöneltilen Sorular:

Seçildiğiniz takdirde;

Soru 1: Ula Belediyesi’nde karar alma süreçlerine halkın katılımını sağlamak üzere mekanizmaların oluşturulmasına; kent konseyi ve bağlamında mahalle meclislerinin oluşturulmasına destek verecek misiniz?

Soru 2: Belediyenin yönetim planlarının oluşturulması sürecinde halkla birlikte  ortak bir kent vizyonu, sonrasında da yine katılımcı bir şekilde bu vizyona uygun stratejik planların oluşturulacağının sözünü veriyor musunuz? 


Soru 3: Belediye yönetiminin çalışmalarının şeffaflığını; yani oluşturulan stratejik plan ve bütçenin hayata geçirilme sürecinde düzenli aralıklarla etkileşimli halk toplantıları yaparak güncel durumun halkla paylaşılması, uygulamaların planlara ve bütçeye uygunluğunun halk tarafından izlenebilmesi için gerekli düzenlemeleri yapacak mısınız?

Soru 4:  Gökova Bölgesi için özel olarak;
·       Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan, sivil toplum örgütleri ve Ula Belediyesi’nin de paydaşı olduğu Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı’nın uygulanması için belediyenin stratejik planında yer ayırmayı öngörüyor musunuz?
·       Karar alma süreçlerine katılım Yavaş Kent kriterlerinin en başında geliyor. Akyaka’nın Yavaş Kent Kriterlerine uygun gelişimi için yerel sivil toplum örgütlerinin ve halkın katılımı ile ortak eylem planları hazırlayacak mısınız?
·       Kadın Azmağı kenarında imar planı hükümlerine aykırı yapıların kaldırılmasını sağlayacak mısınız?
·       Akyaka’da araç odaklı değil insan odaklı bir trafik düzenlemesi için planlarınız var mı? Bu konuda Büyükşehir Belediyesi ve yerel halk katılımı ile ortak çözümler geliştirmeyi düşünüyor musunuz?
·       Kıyı alanlarının özel şirketlere kiraya verilmek sureti ile Kıyı Kanununa aykırı olarak yurttaşların eşit ve ücretsiz kıyı alanlarından yararlanma hakkının gaspedilmesi, kıyı peyzajının işletmeciler tarafından ÖÇK hükümlerine aykırı olarak tahrip edilmesi bölgemizde gittikçe yaygınlaşıyor. Bu gidişin durdurulması için girişimde bulunacak mısınız? Örneğin Belediyeye ait yerleri özelleştirmek yerine Belediyenin kendisinin yasalara ve ÖÇK hükümlerine uygun olarak işletmesini düşünüyor musunuz?
·       Yavaş Kent Kriterleri arasında önemli bir başlık olan yerel üretimin desteklenmesi için planlarınız nelerdir? Üretici kooperatiflerinin, üretici-tüketici birliklerinin kurulmasına eylem planlarınızda yer verecek misiniz?


İsmail Akkaya’nın Cevapları:

Ula Kent Konseyi’nin şimdiye kadar  kurulmamış olması önceki yönetimlerin eksikliği. Kent Konseyi ve Mahalle Meclislerinin kurulmasını sağlayacağım.  Belediyenin vizyona uygun yönetim planlarını oluştururken mahallelerin temsilcilerinin, muhtarların, sivil toplum örgütlerinin  planlama sürecine katılmasını sağlayacağım. Bütçe dengeli dağıtılmalı, her mahalleye bütçeden pay ayrılmalıdır. Yönetimin şeffaflığını sağlamak üzere stratejik planların ve bütçe harcamalarının gerçekleşmesini düzenleyeceğimiz toplantılarla halkla paylaşacağız. Yasa gereği Belediye Meclisi toplantıları halka açıktır, ancak Belediyenin toplantı salonu bunu sağlamaya yeterli değil, buna uygun bir mekan sağlayacağız. Ayrıca Belediye binası içinde muhtarların kullanımı için bir oda düzenleyeceğiz.”

Gökova bölgesi için yöneltilen sorulara ise;
  • “Gökova ÖÇKB Yönetim Planı onaylandığında projenin paydaşı olarak Ula Belediyesi  plana uymak zorunda. Proje toplantılarına katılmış birisi olarak seçildiğim takdirde üzerime düşen görevleri gönülden yerine getireceğim.
  • Akyaka’nın Yavaş Kent statüsünü aynen devam ettireceğiz. Eylem planlarını sivil toplum örgütlerinin katılımı ile birlikte oluşturacağız.
  • Akyaka’da belediye başkanlığı yaptığım dönemde Akyaka genelinde olduğu gibi Kadın Azmağı kenarında da imar hükümlerine aykırı uygulamalara izin vermedik, aksini kimse iddia edemez. Tüm bu yasalara aykırı uygulamalar bizim dönemimizden sonra ortaya çıktı. Seçilirsem yasalara aykırı yapıların kaldırılması için gereğini yapacağım.
  • Akyaka’nın trafik sorununa Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Akyaka’daki yerel inisiyatiflerin katılımı ile ortak çözümler üretmek için çalışacağız. Eski Belediye Hizmet binasını ile sahil arasında kalan bölgeyi bu bölgede oturan halkın ve esnafın rızasını alarak araç trafiğine kapatacağız. Akyaka’nın otopark sorununu yeraltında çözümü için de projelerimiz var.
  • Önceki Akyaka Belediye Başkanlığım döneminde Çınar Plajı’nı biz de bir işletmeye kiraya vermiştik, ancak halk plajdan ücretsiz, serbestçe yararlanabiliyordu.  Kıyı alanlarını ve plajları halkın ücretsiz kullanabilmesini sağlayacağız.
  • Yerel üretimin desteklenmesi için Büyükşehir Yasası kooperatif desteği ögörüyor. Biz bu desteği kullanarak Ula genelinde tarım, hayvancılık ve el sanatları üretimini destekleyeceğiz. Akyaka’daki Su Ürünleri Kooperatifi Akyaka Belediye Başkanlığı yaptığım dönemde benim girişimimle kurulmuştur.“


18 Mart 2019 Pazartesi

Ula’da “katılımcı” yerel yönetim mümkün olacak mı?


Muğla Çevre Platformu’nun yerel seçim bildirgesini yayınlamasının ardından Muçep Gökova Meclisi de katılımcı yerel yönetim anlayışının Ula’da hayata geçirilmesi talebi ile yerel seçimler öncesinde başkan adayları ile görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelerde başkan adayların Muçep’in seçim bildirgesi ile birlikte Ula Başkan adaylarına yönelik sorular yazılı olarak iletildi. Adayların demokratik yerel yönetim anlayışlarının ne olduğunu anlamak ve Gökova Meclisi’nin yönelttiği sorulara yanıtlarını dinlemek üzere toplantılar gerçekleştirildi. 

Ula Belediye Başkan Adaylarına Yöneltilen Sorular:

Seçildiğiniz takdirde;

Soru 1: Ula Belediyesi’nde karar alma süreçlerine halkın katılımını sağlamak üzere mekanizmaların oluşturulmasına; kent konseyi ve bağlamında mahalle meclislerinin oluşturulmasına destek verecek misiniz?

Soru 2: Belediyenin yönetim planlarının oluşturulması sürecinde halkla birlikte  ortak bir kent vizyonu, sonrasında da yine katılımcı bir şekilde bu vizyona uygun stratejik planların oluşturulacağının sözünü veriyor musunuz?

Soru 3: Belediye yönetiminin çalışmalarının şeffaflığını; yani oluşturulan stratejik plan ve bütçenin hayata geçirilme sürecinde düzenli aralıklarla etkileşimli halk toplantıları yaparak güncel durumun halkla paylaşılması, uygulamaların planlara ve bütçeye uygunluğunun halk tarafından izlenebilmesi için gerekli düzenlemeleri yapacak mısınız?

Soru 4:  Gökova Bölgesi için özel olarak;
·       Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan, sivil toplum örgütleri ve Ula Belediyesi’nin de paydaşı olduğu Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı’nın uygulanması için belediyenin stratejik planında yer ayırmayı öngörüyor musunuz?
·       Karar alma süreçlerine katılım Yavaş Kent kriterlerinin en başında geliyor. Akyaka’nın Yavaş Kent Kriterlerine uygun gelişimi için yerel sivil toplum örgütlerinin ve halkın katılımı ile ortak eylem planları hazırlayacak mısınız?
·       Kadın Azmağı kenarında imar planı hükümlerine aykırı yapıların kaldırılmasını sağlayacak mısınız?
·       Akyaka’da araç odaklı değil insan odaklı bir trafik düzenlemesi için planlarınız var mı? Bu konuda Büyükşehir Belediyesi ve yerel halk katılımı ile ortak çözümler geliştirmeyi düşünüyor musunuz?
·       Kıyı alanlarının özel şirketlere kiraya verilmek sureti ile Kıyı Kanununa aykırı olarak yurttaşların eşit ve ücretsiz kıyı alanlarından yararlanma hakkının gaspedilmesi, kıyı peyzajının işletmeciler tarafından ÖÇK hükümlerine aykırı olarak tahrip edilmesi bölgemizde gittikçe yaygınlaşıyor. Bu gidişin durdurulması için girişimde bulunacak mısınız? Örneğin Belediyeye ait yerleri özelleştirmek yerine Belediyenin kendisinin yasalara ve ÖÇK hükümlerine uygun olarak işletmesini düşünüyor musunuz?
·       Yavaş Kent Kriterleri arasında önemli bir başlık olan yerel üretimin desteklenmesi için planlarınız nelerdir? Üretici kooperatiflerinin, üretici-tüketici birliklerinin kurulmasına eylem planlarınızda yer verecek misiniz?

Adaylar ne dediler?

Muçep Gökova Meclisi, Ula belediye başkan adaylarından Bekir Tavas (İyi Parti), İsmail Akkaya (AKP) ve Ümit Karaslan (CHP) ile görüşerek Muçep’in seçim bildirgesini ve sorularını iletti. Bekir Tavas ve Ümit Karaaslan görüşme talebine olumlu yanıt vererek sivil toplum örgütleri temsilcileri ile görüşmeler gerçekleşti. İsmail Akkaya görüşme talebine olumlu yanıt vermesine karşın programının yoğunluğunu öne sürerek  sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile bir araya gelmedi, yöneltilen sorularla ilgili görüşlerini yazılı veya sözlü olarak da paylaşmadı.

Bekir Tavas :
“Belediye yönetim anlayışımız halkın katılımını esas alıyor, bu anlamda Ula Kent Konseyi’nin ve Mahalle Meclislerinin kurulmasını tam destek vereceğiz. Belediye stratejik planlarının yerel sorunlar temelinde halkın katılımı ile yapılmasını sağlayacağız. Planlama sürecine  kadınların katılımını sağlamak üzere Kent Konseyi içinde oluşturulacak olan Kadın Meclisi’nin görüşlerine yer vereceğiz. Belediyenin çalışmalarının şeffaflığını sağlamak üzere belediye bütçesinden yapılan harcamaların, belediyenin eylem planlarının stratejik planlara uygunluğunun halkla paylaşıldığı periyodik etkileşimli toplantılar düzenleyeceğiz. Ayrıca Belediye Meclisi toplantılarına halkın katılımını destekleyeceğiz. 

Bekir Tavas, Muçep Gökova Meclisi’nin teklifi üzerine hem Gökovalı Kadınların Yerel Seçim Taahhütnamesini, hem de  Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin hazırladığı Yerel Yönetim Şeffaflık Taahhütnamesini 20 Mart’ta Akyaka’da katılacağı bir TV canlı yayınında imzalama sözünü verdi.

Gökova Meclisinin Bekir Tavas ile görüşmesi

Gökova bölgesi için yöneltilen sorulara ise;
  • Gökova ÖÇKB Yönetim Planını incelemediğini, ancak Ula Belediyesi’nin de paydaşı olduğu, kurumların ve sivil toplum kesimlerinin katılımı ile oluşturulmuş bir yönetim planında Ula Belediye Yönetimi olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiririz. (Toplantıdan sonra yönetim planı taslağının elektronik kopyası kendisine tekrar gönderildi)
  • Akyaka’nın kazanılmış Yavaş Kent statüsününün korunması ve kriterlerin hayata geçirilmesi için Akyaka’daki sivil toplum örgütlerinin katılımı ile birlikte eylem planlarını oluşturacağız.
  • Doğanın korunması konusunda insan odaklı değil diğer canlıların da haklarının olduğu bilinci ile hareket edeceğiz, Kadın Azmağı kenarında yasalara ve koruma hükümlerine aykırı yapıların kaldırılması için Belediyemize düşen sorumlulukları yerine getireceğiz.
  • Akyaka’nın trafik sorununa Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Akyaka’daki yerel inisiyatiflerin katılımı ile ortak çözümler üretmek için çalışacağız. Çözümlerimizi Akyaka’nın Yavaş Kent statüsüne de uygun olarak yaşam kalitesini arttırmaya odaklı olacaktır.
  • Belediyenin uhdesinde olan kıyı alanlarını halkın ücretsiz kullanabilmesini sağlayacağız. Kamusal alanların özelleştirilmesine karşıyız.
  • Yerel üretimi yerel üretici kooperatiflerine belediyenin stratejik planlarında yer vererek destekleyeceğiz. “

Ümit Karaslan:
“Öncelikle bir özeleştiri yapmayı borç biliyorum. Geçmiş dönemde sivil toplum kesimleri ile iyi iletişim kuramadığımı kabul ediyorum. Sivil toplum örgütlerinin yerel yönetimin karar alama süreçlerine katılımının ne kadar önemli olduğunu anladım. Halk yeniden imkan verirse yeni dönemde çok farklı bir belediye yöneticiliği yapacağım. Ula Kent Konseyi ve Mahalle Meclislerinin kurulmasını destekleyeceğim. Belediyenin vizyona uygun yönetim planlarını oluştururken hem bu organların hem de sivil toplum örgütlerinin planlama sürecine katılmasını sağlayacağım. Yönetim planlamasının belediye bütçesi ile uyumlu, gerçekçi bir şekilde yapılması gerekir. Yönetimin şeffaflığını sağlamak üzere stratejik planların ve bütçe harcamalarının gerçekleşmesini düzenleyeceğimiz toplantılarla halkla paylaşacağız. Bu toplantılar yalnızca bilgi vermeye yönelik olarak tek taraflı değil, halkın da sorular sorabileceği etkin katılımlı toplantılar olacak. Ümit Karaaslan, Muçep Gökova temsilcilerinin teklifi üzerine Yerel Yönetim Şeffaflık Taahhütnamesini de imzalayarak ulaştırdı.
Gökova Meclisinin Ümit Karaaslan ile görüşmesi
Gökova bölgesi ile ilgili sorulara;
  • Gökova ÖÇKB Yönetim Planı taslağını inceledim ve Plan onaylandığı takdirde Ula Belediyesi olarak üzerimize düşeni yerine getireceğiz. Bu niyetimizi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığına gönderdiğimiz resmi yazı ile bildirdik.
  • Akyaka’nın Yavaş Kent Statüsünün korunması için geçmiş dönemde Akyaka Belediyesi tarafından ödenmeyen yıllık üyelik aidat borçlarının  tamamını ödedik. Yavaş Kent kriterlerini yerine getirmek üzere geçmiş dönemde çalışma yapamadık. Bu noktada yerel sivil toplum örgütleri ile iyi iletişim kuramamış olmamın da etkisi olduğunu bir kez daha ifade ediyorum. Akyaka’da sizler gibi, kişisel çıkar peşinde koşmayan, birikimli sivil toplum örgütleri ve kişilerin olduğunu görüyor ve çok takdir ediyorum. Sizlerin  birikimlerinden de yararlanarak yeni dönemde birlikte Yavaş Kent kriterlerinin hayata geçirilmesi için çalışmayı arzu ediyorum.  Bu keyfi yaşamak istiyorum. Köyceğiz’in de Yavaş Kent statüsüne girmesi bizim için teşvik edici güzel bir gelişme.
  • Kadın Azmağı kıyısında imar planlarına aykırı yapılara karşı yetkilerim dahilinde elimden geldiğince idari ve hukuki olarak mücadele ediyorum, ancak yetkilerimiz sınırlı. İmar Barışı uygulamaları ile işimiz daha da zorlaştı. Yasa dışı yapılara karşı mücadele etmek için daha güçlü bir iradenin oluşması gerekiyor. Planlama yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığında. 1994 yılında Akyaka Belediyesi zamanında Özel Çevre Koruma Kurumu tarafından Azmak kenarının düzenlenmesi için ekolojik yapıyı koruyan çok güzel bir proje hazırlanmış ama uygulanmamış. O proje hayata geçirilse idi belki bugünkü sorunlar yaşanmıyor olacaktı.
  • Trafik sorununun çözümü için Muğla BŞB ve sizlerin katkıları ile ortak bir çözüm için çalışırız. Etkin bir toplu taşım sistemi ile Akyaka’da yaz aylarındaki  araç yoğunluğu azaltılabilir. Öncelikle otopark konusunu halletmemiz şart, bunun için de hazine arazisi tahsisi gerekiyor. Akyaka Belediyesi döneminde Atılım Üniversitesi’nin araçtan arındırılmış alan oluşturmak üzere yapmış olduğu çalışmayı yeniden değerlendirebiliriz.
  • Belediye yönetimindeki kıyı alanlarını halkın ücretsiz kullanımına sunacağız. Çınar Plajının özel bir şirkete kiraya verilmesine karşıyım. Burası Akyaka Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında 2011 yılında imzalanmış bir anlaşmaya dayanarak kiraya verildi. Ula Belediyesi tek yetkili değil. MUÇEV’in denetiminde olan kıyı alanları belediyemize devredilirse buraları da aynı şekilde halkın ücretsiz kullanımına açacağız.
  • Yerel üretimin desteklenmesi konusu zaten  Gökova ÖÇKB Yönetim Planında da yer alıyor. Yerel üretici kooperatiflerinin kurulmasını destekleriz.”
Her iki adayın da Muçep Gökova Meclisi’nin taleplerine genel olarak olumlu yanıt vermesi, Ula’da katılımcı yerel yönetim kültürünün oluşturulması, Gökova ÖÇK Bölgesinin daha iyi korunabilmesi ve Yavaş Kent  kriterlerinin nihayet yaşam bulmaya başlayacağı bir Akyaka için umut veriyor.  Muçep Gökova Meclisi seçimlerden sonra da taleplerinin takipçisi olmayı sürdürecek.




17 Mart 2019 Pazar

Bilirkişi raporu olmadan reddedilen Akyaka Kavşağı Davası Bölge İdare Mahkemesinde kabul edildi !


Yaklaşık iki yıl önce yapımı  tamamlanan Akyaka Kavşağı Projesi’ne karşı Gökova Ekolojik Yaşam Derneği tarafından projenin henüz başında Karayolları Genel Müdürlüğüne karşı açılan Yürütmeyi Durdurma talepli dava Muğla  2. İdare Mahkemesi tarafından reddedilmişti. Dava sürecinde Mahkeme keşif ve bilirkişi incelemesi için belirlediği yüksek ücreti davacı dernekten istemişti. Dernek kamu yararına açtığı dava için istenen ücreti ödemeyi kabul etmeyince Mahkeme bilirkişi raporu olmadan davayı karara bağlamış ve talebin reddine karar vermişti.

Dernek İstinaf Mahkemesinde karara itiraz etti. İzmir Bölge Mahkemesi tarafından yeniden incelenen kararda Dernek haklı bulunarak; “uyuşmazlığın maddi çerçevesinin gerektirdiği teknik bilginin birden fazla bilimsel disipline ilişkin olması ve uyuşmazlığın maddi ve hukuki çerçevesi gözönünde bulundurularak; ulaşım, şehir planlama ve orman mühendisliği alanında uzman üç bilirkişi aracılığı ile mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.” denildi.

İki yıl önce yapımı tamamlanan proje ile Sakar Geçidi’nden Akyaka’ya tünel ve bağlantı yolu tamamlanarak kullanıma açıldı. Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde binlerce ağacın kesilmesine ve biyolojik çeşitlilik kaybına neden olması nedeni ile Çevre Etki Değerlendirmesi yapılmadan projeye onay verilmesine karşı çıkmıştı. Dernek yetkilileri, SMAP III Gökova Projesinin bilimsel raporlarına dayanarak, söz konusu alanın fay hattının hemen kenarında yer alması, olası bir doğal afetten (yer kayması, deprem gibi) hemen zarar görebilecek bir jeolojik yapıya sahip olduğunu, dolayısı ile kavşağın alt kısmındaki yerleşim bölgesi için büyük risk oluşturduğunu da ifade ediyorlar.


Bölgede yaşayanlar, 13,175 Milyon TL’ye ve binlerce ağacın kesilmesine  mal olan projenin uygulamada eski kavşağa göre neredeyse hiçbir ek trafik güvenliği getirmediğini iddia ediyorlar. Devlet kurumları tarafından hızla izinleri verilerek bu kadar yüksek maliyetle yapımı gerçekleştikten iki yıl sonra bilirkişi heyetinin nasıl bir rapor hazırlayacağı ve davanın ne karara bağlanacağı merakla bekleniyor.