Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin korunması için mücadele eden yerel örgütlerden birisi olan Gökova Ekolojik Yaşam Derneği de projenin neden kabul edilmemesi gerektiği hakkında ekolojik gerekçeleri içeren bir dilekçe hazırlayarak hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına hem de Muğla İl Müdürlüğüne gönderdi.
Karacasöğüt Bern Sözleşmesi ile koruma altında olan türlerin yaşam alanıdır:
Dilekçede
ÇED Başvuru dosyasında “Avrupa Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını
Koruma Sözleşmesi (BERN Sözleşmesi) uyarınca koruma altına alınmış alanlardan
“Önemli Deniz Kaplumbağası Üreme Alanları”nda
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü tarafından 2006 yılında söz konusu alanda yapılan bilimsel çalışma sonucunda hazırlanarak ÖÇKK tarafından yayınlanan Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin Biyolojik Çeşitliliğinin Tespiti Final Raporu’nda projenin gerçekleştirilmek istendiği alanın BERN Sözleşmesi ile koruma altına alınmış başka türlerin yaşam alanı olduğu belirtildiği, başvuru dosyasında verilen bilgileri eksik ve yanıltıcı olduğu ifade ediliyor.
Dilekçede
MUÇEV’in ÇED başvuru dosyasında bölgeden koruma altında türlerin
yaşamadığı iddiasına aykırı olarak bilimsel çalışmalarda Karacasöğüt’ün
Bern Sözleşmesi ile koruma altına alınmış birçok türün yaşam alanı olduğunun
belirlendiği ifade ediliyor. Bizzat Bakanlığın envanterinde olan İstanbul
Üniversites’nin raporuna göre bölgede yaşayan ve Bern Sözleşmesi ile
koruma altında olan türler şunlar: Cystoseira amentacea, Lithophyllum
byssoides, Lithophyllum byssoides, Posidonia oceanica, Cymodocea nodosa,
Aplysina aerophoba, Scyllarides latus, Charonia variegata.
Dilekçede adı geçen bilimsel raporda “Sonuç olarak, iki yıl süren biyoçeşitlilik çalışmaları, bölgede tespit edilen bazı aksaklıklara ve noktasal sorunlara rağmen, Gökova ÖÇKB’nin 34 koruma altındaki tür için üreme ve beslenme alanı olması, tür çeşitliliğin yakın bölgelere göre oldukça çeşitli olması ve pek çok balık türünün yumurtlama ve gelişme sahası olması bölgenin önemini artırmaktadır. Proje bulguları, bölgenin gelecek nesillere aktarılabilecek bir miras olduğu ve bu zenginliklerin tüm ülkenin ve hatta tüm dünyanın ortak malı olarak değerlendirilerek korunması gerektiğini göstermektedir” değerlendirmesine yer veriliyor ve Karacasöğüt’te söz konusu projenin yapılmasına yine aynı raporda yer alan şu uyarı ile karşı çıkılıyor:
“Karacasöğüt’te marina ve liman kullanımı mevcut limitlerin üstüne çıktığında kıyı şeridinin ve özellikle sulak alanda çok yakın bir gelecekte önemli problemler yaratacaktır”
ÇED sürecine onay verilemez, ekosistem korunmalı
Dilekçenin son bölümünde Derneğin talepleri şu şekilde yer alıyor: “Gökova
Ekolojik Yaşam Derneği olarak ÇED süreci devam etmekte olan söz konusu projeye
bilimsel ve hukusal gerçeklikleri dikkate alarak onay verilmemesi, alanın ekosisteminin korunması için bilimsel
raporlarda yapılan uyarılar dikkate alınarak gerekli çalışmaların yapılmasını
saygılarımızla arz ederiz.”