27 Aralık 2021 Pazartesi

Mahkeme kararını verdi: Akyaka İmar Planı Revizyonu İptal edildi !

Geçen yıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından askıya çıkarılan 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Akyaka İmar Planı Revizyonuna karşı Akyakalıların açtığı davada, Muğla 3. İdare Mahkemesi Planın iptaline karar verdi. Mahkeme daha önce bu davada Yürütmeyi Durdurma ara kararı vermiş, sonrasında da Bakanlığın karara itirazını reddetmişti.

İptal kararının gerekçesi:

25.11.2021 tarihinde oybirliği ile alınan Mahkeme kararında “Taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna, davalı idarece itiraz edildiği fakat itirazın anılan raporu hukuki yönden sakatlayıcı nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, bilirkişi raporunun karara esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olduğu değerlendirilmiştir” denilerek kararın gerekçesine şu şekilde yer verildi:

“Bu durumda, dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu 1/25.000 ölçekli planın 1/100.000 ölçekli plana uyumlu olmaması, orman alanlarının dava konusu planlarda azaltılarak kullanım değişikliğine gidilmesi, Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde ve Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca korunması gerekli alanlar içerisinde yer alan Akyaka’da yapılacak olan Çevre Düzeni Planlarında ve plan revizyonlarında Stratejik Çevresel Değerlendirme (SÇD) uygulanmaması, 1/1000 ölçekli planların yat limanı kararı açısından 1/5000 ölçekli plana uyumlu olmaması, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Nazım ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planlarının nüfus projeksiyonlarının yapılmadan arazi kullanım kararlarının verilmesi, dolayısıyla nüfus projeksiyonlarına uygun olarak yapılması gereken kentsel, sosyal ve teknik altyapının Mekansal Planlar Yönetmeliği’nin Ek-2 Tablosunda yer alan asgari standartlar ve alan büyüklüklerini karşılayıp karşılamadığının tespitinin yapılmasının mümkün olmaması, 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Revizyonu ile 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Revizyonlarının Mekansal Planlar Yönetmeliği’nin 21., 23., 25. ve 26. maddelerine, Mekansal Planlar Yönetmeliği’nin 21., 23., 25. ve 26. maddelerine ve Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik’e uygun olarak hazırlanıp onaylanmaması, 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Revizyonu ile 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Revizyonlarında Yasaya aykırı bir biçimde planlarda “özel rekreasyon alanları” olarak tanımlanan alanlara yer verilmesi, ulaşım planlaması ve etüdünün yapılmaması, planların yapım aşamasında alınan kurum ve kuruluşların görüşlerinin planlara yansıtılmaması, planlarda önerilen ÖPA-1 ve ÖPA-2 olarak belirlenen özel proje alanlarının mevcut mülkiyet haklarına aykırı olması ve bu alanların sınırlarının belirlenmesinde ayrıcalıklı plan yapılması, bunun gerekçelerinin de açıklanmaması, sosyal altyapı alanı olarak çocuk oyun alanı, sosyo-kültürel tesis alanı, park, teknik altyapı alanı, yol ve açık otopark alanlarının büyüklüklerinin mevzuata uygun olmayan şekilde azaltılması, orman alanlarının mevzuata göre aykırı olarak park alanına dönüştürülmesi, Aydın - Muğla İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Planı; Aydın - Muğla İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’na aykırı bir biçimde yat limanı önerilmesi, yat limanlarında bulunması gerekli olan arazi kullanım türlerinin Plan revizyonlarında nasıl karşılanacağına yönelik hiçbir açıklama ve plan kararına yer verilmemesi, uluslararası sözleşmelerle korunan alanlarda olası tehditlere karşı yapılması gerekenlere uyulmaması, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu ve 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu hakkında söz konusu imar planlarıyla ilgili kurum görüşlerinin verilmesi, ancak planlama alanı içerisinde zeytinlik sahalar bulunmasına karşın yine uygulamakla yükümlü bulunduğu 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun ile ilgili herhangi bir görüş bildirilmemesi ve planlarda da zeytinlik sahalara yer verilmemesi, kıyı düzenlemesi yapılması planlanan alan ile ilgili planlama hükümlerinde yer verilmemesi hususları dikkate alındığında, Akyaka Mahallesi ve kıyı alanlarına ilişkin davalı idarece hazırlanan; 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Nâzım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planının ile bu plan revizyonlarının dayanağı 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.”

Karar:

Karar metninde yukarıda açıklanan nedenlerle  dava konusu planların iptaline,

yargılama giderlerinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,

avukatlık giderlerinin davalı idare tarafından davacıya ödenmesine,

davaya müdahil olan tarafların ödedikleri posta masraflarının da davalı idare tarafından müdahillere iadesine,

kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içinde (Mahkememize verilecek dilekçeyle) İzmir Bölge İdare Mahkemesi'ne istinaf kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildiği belirtiliyor.

Yeni revizyon planında son durum:

Bakanlık söz konusu plan revizyonu davasında kararın verilmesini beklemeden Eylül ayında ikinci bir plan revizyonunu askıya çıkarmıştı.  Halen itirazların değerlendirme sürecinin devam ettiği bu yeni plana da Akyakalılar önceki plandan çok farklı olmadığı gerekçesi ile yoğun bir şekilde itiraz etmişlerdi ve  yeniden dava açmaya hazırlanıyorlar.

Davayı Akyakalılar adına vekaleten yürüten Av. Güzin Altıniş Kurt ve Av. Ümit Kurt, bu kararın askıdaki yeni planın da iptal ettirilmesi için açılacak yeni davada güçlü bir dayanak olacağını belirttiler.

Akyakalılar ne diyor?

Davanın açılmasına önderlik eden Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi üyeleri,  Akyaka'nın Gökova Özel Çevre Koruma alanın içerisinde olması nedeni ile öncelikle yerel paydaşların katılımı ile hazırlanan ve Bakanlık tarafından onaylanan Gökova ÖÇKB Yönetim Planı'nın uygulamaya alınması gerektiğini söylüyorlar.  Gökova Meclisi Eş sözcüsü Candan Süsoy, yerel halkın, sivil toplum örgütlerinin katılım ve katkısı ile hazırlanan bir yönetim planını iki yıldır uygulamaya almadan, yönetim planı ile tamamen çelişen, rant odaklı bir imar planı revizyonu yapmaya çalışmanın "koruma amacı" ile çeliştiğini söyledi. Süsoy, Bakanlığa çağırıda bulunarak, Mahkeme kararında belirtilen  gerekçeleri dikkate alarak, neredeyse hiçbir değişiklik yapılmadan yeniden askıya çıkarılan yeni plan revizyonunun geri çekilmesini, Gökova ÖÇKB Yönetim Planı'nın daha fazla geciktirmeden uygulamaya alınmasını, Akyaka için yeni bir revizyon planının Yönetim Planı uygulamaya alındıktan sonra, onunla uyumlu olacak şekilde, yerel paydaşlar ve halkın katılımı ile birlikte hazırlanmasını istedi.

10 Aralık 2021 Cuma

Gökova'da taşocağına “ÇED Gerekli Değil” kararını bilirkişi uygun bulmadı

Muğla’nın Ula ilçesine bağlı Gökova Mahallesinde Tembeller Dağı mevkiinde faaliyet gösteren Özmet Makine San. Tic. Ltd. Şirketi tarafından yapılması planlanan II-A grubu (kalker) maden ocağı 20,63 ha alanda kalker üretimi (700.000 ton/yıl), kırma/eleme tesisi (395.000 ton/yıl), hazır beton tesisi (300 m3/saat),  beton parke-büz üretim tesisi (300 m3/saat) için Muğla Valiliği  Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen “ÇED gerekli değildir” kararına karşı Muğla 1. İdare Mahkemesi’nde MUÇEP Gökova Meclisi’nin girişimi ile dava açılmıştı. Açılan davada Mahkeme bilirkişi incelemesine karar vermişti.


Gökova'da taşocaklarının faaliyetleri sırasında yapılan patlatmalar ve çıkan tozlar

Sahadan yapılan inceleme sonucunda Jeoloji Mühendisi, Orman Mühendisi, Maden Mühendisi, Çevre Mühendisi, Ziraat Mühendisi, Şehir ve Bölge Plancısı ve Harita ve Kadastro Mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan rapor 29.11.2021 tarihinde Mahkemeye sunuldu.

Raporun giriş bölümünde Mahkeme tarafından Bilirkişi heyetinden, “taşınmazın bulunduğu alanın ticari, ekonomik, kültürel konumu ve çevresinin mevcut kullanım durumu dikkate alınarak; davacı ve davalı iddiaları ile dosyada bulunan bilgi ve belgeler değerlendirilerek, taşınmazın bulunduğu alan ve çevresi gezilip görülerek;

Dava konusu ÇED gerekli değildir kararına konu olan projenin etki alanı belirlenerek, tarım alanlarına, varsa zeytinlik sahalara, su kaynaklarına, ve duyarlı yörelere uzaklığı, ÇED Gerekli Değildir kararı verilen faaliyetin alanının ve alanın yakın çevresinin niteliği, su kaynakları, biyolojik çevre, flora ve fauna, canlı türleri üzerindeki etkisinin neler olduğu, projenin çevreye olabilecek tüm etkileri göz önünde bulundurularak çevre kirlenmesine yol açabilecek atık ve atıkların zararsız hale getirilmesi ve biyolojik çeşitlilik, canlı türleri ile flora ve fauna yönünden alınacak önlemlerin neler olduğu ve proje kapsamında bu önlemlere yer verilip verilmediği, PTD’nin ve alınacak önlemlerin teknik ve bilimsel açından yeterli olup olmadığı, söz konusu proje etki alanın niteliği ve özellikleri göz önünde bulundurulduğunda proje konusu faaliyetin önemli çevresel etkilerinin olup olmadığı, kamu yararı ve çevre dengesi gözetilerek alınacak önlemlerle çevresel açıdan oluşabilecek zararların giderilebilmesinin mümkün olup olmadığı ve proje için çevresel etki değerlendirmesi raporunun hazırlanmasının gerekli olup olmadığı” incelenerek raporlanmasının istendiği belirtiliyor.

Raporda konunun alt başlıklar halinde ele alınarak incelendiği belirtilerek şu başlıklara yer veriliyor:

Jeoloji ve Hidrojeoloji disiplini açısından değerlendirme

PTD dosyasında jeolojik ve hidrojeolojik açıdan birçok değerlendirme ve çalışma sunulduğu; bunların oldukça yüzeysel, kısmen eksik, kısmen çelişkili, bazen hatalı ve alan gerçekleriyle örtüşmediği tespitlerine yer verilerek söz konusu projeye Muğla Valiliği tarafından verilen ÇED Gerekli değildir kararının Jeolojik açıdan kamu yararı taşımadığı belirtiliyor.

Çevre Mühendisliği ve Çevre Mevzuatı açısından değerlendirme

Bölgedeki diğer maden işletmelerinin kümülatif etkilerinin modellemeye dahil edilmediği, toz hesaplarının Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliğine uygun olmadığı ifade ediliyor.

ÇED Yönetmeliği açısından değerlendirme

Proje alanının Muğla'yı Datça, Marmaris, Köyceğiz ve Fethiye gibi önemli turizm merkezlerine bağlayan “sakar yokuşu” olarak tanımlanan yolun ön görünümünde olması, bölgenin önemli turizm merkezlerine komşuluğu, tesis alanının yeraltı ve yerüstü su kaynaklarıyla “Gökova Kadın Azmağı Özel Çevre Koruma Bölgesi” besleme havzasında olması nedenleriyle özel bir dikkatle incelenmesi gerektiği, ÇED sürecinin işletilerek sürece bölgede yaşayan ve faaliyetin sonuçlarından etkilenecek halkın katılımının da sağlanması gerektiği kanaati oluştuğu belirtiliyor.

Şehir ve Bölge Planlama disiplini açısından değerlendirme

Söz konusu faaliyetin isabet ettiği alanın tapuda “devlet kızılçam ormanı” cinsiyle kayıtlı olduğu, söz konusu ormanların gerek bölge, gerek il, gerekse de ülke açısından korunması gereken alanlardan olduğu, söz konusu ÇED alanlarının aynı zamanda önemli doğa alanına isabet ettiği, bahse konu önemli doğa alanlarının da hassas ve benzersiz coğrafyası, bitki, hayvan ve sahip olduğu doğal özellikleri nedeniyle daha ayrıntılı incelenmesi gereken alanlardan olduğu, söz konusu faaliyetin bu alanlara ve dolayısı ile bahse konu planların planlama hedef ve ilkelerine ulaşılmasını olumsuz etkileme potansiyeli bulunmaktadır denilerek Çevre ve Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir kararının Şehircilik ve Bölge Planlama disiplini açısından uygun olmadığı belirtiliyor.

Orman Mühendisliği disiplini açısından değerlendirme

Faaliyet sonrasında rehabilitasyon çalışmasının mümkün olmadığı kanaatimizdir denilerek madencilik faaliyeti ile orman bütünlüğünün zarar göreceği ifade ediliyor ve şu tespitlere de yer veriliyor:

Faaliyetin eğimli arazide gerçekleştirilecek olması nedeni ile de gerekli önlemler alınmadığı takdirde erozyona açık hale getirilecektir.

Gökova – Yeşilova yolu bitişiğinde olması nedeni ile görüntü kirliliğine neden olacağı kanaatimizdir.

Ruhsat alanı 1. Derece yangına hassas bölgeler içerisinde kalmaktadır. Ayrıca bölgedeki ağaçlarda basra bulunması nedeni ile bölgede önemli ölçüde basra balı üretilmektedir.

Büyük bir bölümü orman alanı içerisinde yapılması düşünülen faaliyetin orman bütünlüğünü, toprak rejimini ve ekosistemi bozacağını, görüntü kirliliği vereceği, basra balı üretimini düşürüleceğini ve turizmi olumsuz etkileyeceği nedenleri ile faaliyetle ilgili hazırlanan Nihai PTD dosyayı ve Muğla Valiliği tarafından verilen ÇED Gerekli Değildir kararının Orman Mühendisliği açısından uygun olmadığı kanaatine varılmıştır.


Gökova'da taşocaklarının faaliyeti sırasında tahrip olan orman alanları

Ziraat Mühendisliği disiplini açısından değerlendirme

Kalker ocağının faaliyete geçmesi ile ağaçlar, makiler kesilecek, yüzey toprağının büyük bölümünün yok olmasına neden olacaktır. Bunun sonucunda yeraltı suyu, içme suyu, tarım alanlarında kullanılan su miktarı azalacaktır. Su, bitkisel üretimin arttırılması, halkın beslenmesi için kullanılmaktadır. Bu ilişki “üstün kamu yararı” kapsamında kavranır ve değerlendirilir. Çünkü üretilen su tarım için, dolayısı ile halkın beslenmesi ve varlığının devamlılığı için gereklidir. Açık ocak işletmelerinin su üretimine ve doğal su akma/sızma yollarının bozulması üzerine etkileri ile ele almak ve değerlendirmek gerekmektedir. Maki ve tarım alanına düşen yağışın toprağa ulaşan bölümü pek yüzeysel akışa dönüşemeden ölü örtü ve toprağa sızar. Maki florası bitkiler ve tarım bitkilerinin yaprak dökümü ile oluşan ölü örtü, ölü örtünün ayrışması ile oluşan humus ve diğer organik maddeler toprağın gözenek hacminin ve gözenek çaplarının artmasını sağlar. Su bu gözeneklerden hızla sızarak derinlere iner. Topraktan ana kaya çatlak sistemine geçen su, kaynakları ve yeraltı sularını besler. Ocağı yarmaları kaya çatlak sistemini kestiği için yeraltı suyuna sızan suyun da açığa çıkmasına, akış yönünün değişmesine, buharlaşmasına ve kaybına neden olur. Ocağı yarmaları toprak suyunun da buharlaşmasına neden olur. Yarma kenarında veya yakınında bulunan ağaçlarda verim düşüklüğü ve giderek kurumalar görülür. Maki ve tarım alanı azaldıkça yağışlarda sel ve su baskını, toprak kaybı da o oranda hızlı bir şekilde artmaktadır.

Ocak yakınında bulunan, tarla, bahçe, zeytinlik ve mera alanlarında açık ocak faaliyetinin başlaması ile önemli ve telafisi mümkün olmayan zararlara neden olacaktır. Çevrede bulunan tarladaki mahsullerin ve ağaçların verimi ve ürün kalitesi düşecektir. Bazı ağaçlarda kurumalar ve bazı bitkilerin de yok olduğu bilinmektedir. Ocağın açılması sırasında yüzeyinde bulunan toprağı tutan ve koruyan bitki örtüsünün yok olmasıyla toprağın yüzeyden akıp gideceği aşikardır.

Kireçtaşları, yarı mermerleşmiş kireç taşları ve mermerler tabakalı yapıda oldukları biliniyor. Tabakalı ve kırıklı içyapıya yağmur suları sızıp kalsiyum karbonatı eritir. Milyonlarca yıl süren bu erime sonucunda kireçtaşı ve kayalar içerisinde su yolları ve mağaralar oluşur. Bu mağara sistemi yağış sularını kaynaklara, düdenlere, yeraltı sularına taşır. Ocak işletmelerinde yapılan patlatmalar mağara sistemini bozar, çökmelere ve su yollarının değişmesine suyun derinlere kaçmasına neden olur.

Bu tip açık ocak işletmelerinde toz daima vardır. Faaliyet sırasında gevşetilmiş kayanın makine ile kazılması, kaldırılması, yığılması aşamalarında, kırma/kesme işlemlerinde, işlenmiş materyalin yığılmasında, kamyonlara yüklenmesinde ve nakliyat sırasında toz açığa çıkar. Oluşan toz, çiçeklenme döneminde çiçeklerin üzerini örterek döllenmeyi önler ve mahsul oluşumunu azaltır, tarım arazilerinin verimsizleşmesine neden olur. Sonuçta su kaynaklarını kullanan insanlar ve yerleşim alanları zarar görür. Toz, yerleşim alanlarında konu ile ilgisi olmayan insanların sağlığını olumsuz etkiler. Bitki yapraklarını kaplayarak solunumu, fotosentezi engeller, bitkinin ve ağaçların kurumasına neden olur.

Maki alanlarının su üretimi ve tarım alanlarına su katkısı halkın beslenmesini sağlar. Meralar yok edildikçe bu su kaynaklarına ulaşmakta imkansızlaşır. Yüzey bitki örtüsü ve toprak yok olunca, oluşan tozların havaya karışması ve bu tozların yağmur ile birleşmesi sonucunda içindeki bazı ağır metallerle reaksiyona girerek asit oluşur. Bu yağmur sularının toprağa düşmesi de ileriki zamanlarda toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik dengesini bozarak orta ve uzun vadede ayrı tahribatlara yol açacaktır.

Çevrenin açık alan olması nedeni ile ocaklardan çıkarılacak materyalin ıslatılması için suyun yetersiz kalacağı aşikardır. Bölgede özellikle yaz aylarında ıslatma suyu da hızla buharlaşır. Topoğrafyanın, toprak profillerinin ve jeolojik katmanların kazı nedeni ile değişmesi kitle kaybına, drenaj deseni ve su ekonomisinin değişmesine, verimli üst toprağın kaybolmasına,  topraktaki canlıların (bitki ve hayvan) yok olmasına ve tüm bunlara bağlı olarak ekolojik dengenin yok olmasına neden olur.

Ocakların açılması ile makilik alanlar yok edilmektedir. Bu da makilik alanların bölünmesine, bitki kaybı, doğal arazi parçalanması ile biyolojik çeşitliliğin azalmasına neden olmaktadır.

Maden Mühendisliği disiplini açısından değerlendirme

Proje kapasitesine göre öngörülen rezerv miktarı ve faal olarak çalışmakta olan IR: 20068456 işletme ruhsatının rezerv potansiyeli dikkate alındığında dava konusu faaliyet alanı yerine mevcut ocağın değerlendirilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Ayrıca mevcut ocağın değerlendirilmesinin işletme maliyetine sağlayacağı katkı yanında, PTD Tablo 43’de belirtilen 2598 ağacın kesilmesinin gerekmeyeceği ve bu sayede orman bütünlüğünün korunacağı kanaatine varılmıştır.

Taşocaklarından yapılan nakliyat yerleşim yerlerinde trafik ve can güvenliğini tehdit ediyor. 

 SONUÇ: 

Raporun sonuç bölümünde yukarıda ayrıntılı olarak belirtilen gerekçeler özetlenerek Özmet Makine San. Tic. Ltd. Şirketi tarafından yapılması planlanan II-A grubu (kalker) maden ocağı 20,63 ha alanda kalker üretimi (700.000 ton/yıl), kırma/eleme tesisi (395.000 ton/yıl), hazır beton tesisi (300 m3/saat),  beton parke-büz üretim tesisi (300 m3/saat) için Muğla Valiliği  Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından verilen “ÇED gerekli değildir” kararının uygun olmadığı ifade ediliyor.

Davayı vekaleten yürüten MUÇEP Gökova avukatlarından Ümit Kurt, bilirkişi raporunun bölgedeki taşocaklarının faaliyetlerinin neden olduğu ekolojik tahribatlara karşı verilen mücadele açısından çok önemli bir kazanım olduğunu belirtti. Şimdi Muğla 1. İdare Mahkemesinin vereceği karar bekleniyor.  

6 Kasım 2021 Cumartesi

Akyaka Plan Revizyonu Geri Çekilsin ! - Cop26 Gökova



Cop26 Muğla Koalisyonu’nun Glasgow’da yapılmakta olan İklim Zirvesine paralel düzenlediği Küresel Eylem Günü  etkinlikleri çerçevesinde MUÇEP Gökova Meclisi Akyaka Plajında bir basın açıklaması ve forum düzenledi. Etkinliğin odağında daha önce açılan davada yürütmesi durdurulan ancak ikinci kez askıya çıkarılan Akyaka İmar Planı Revizyonu ve iklimi değiştiren politikalar vardı.

Çok sayıda Akyakalının katıldığı etkinlikte basın açıklaması Gökova Meclisi eş sözcüsü Candan Süsoy tarafından okundu. Etkinlik sırasında “Plan Revizyonunu Geri Çekin, Başka Akyaka Yok”, “İklimi Değil Sistemi Değiştirin, İklim Bakanlığına İletiverin. Lütfen”, “Önce Gökova ÖÇKB Yönetim Planı..”, “Azmak Su Samurlarının Evidir. Bozmayın.”, “Akyakalılar İskele Kılıflı Yat Limanına Kanmıyor” yazılı pankartlar ve Akyaka Vizyonu - Cittaslow afişi yer aldı.

Basın açıklamasının okunmasından sonra plajda yapılan forumda imar planı revizyonunun Akyaka’ya ve Gökova’nın ekosistemine vereceği zararlar üzerinde duruldu, plan revizyonuna itiraz etmek üzere çok sayıda ıslak imzalı dilekçe toplandı.

Etkinliğe katılanlar forumdan sonra tüm ilçelerden eylemcilerinin buluşma noktası olan Yeniköy termik santralına doğru hareket ettiler. 

Basın Açıklamasının metnin aşağıda bulabilirsiniz.






Akyaka İmar Planı ve COP26

İklimi değil sistemi değiştirin!

Dünya liderleri bugün iklim zirvesinde bir aradalar, iklim değişikliğine çare arıyormuş gibi yapıyorlar. Ortak düşünce odur ki, Dünyanın artık bu aldatmacaya ve oyalamaya sabrı ve dayanacak gücü kalmadı.

Dünyanın geleceğinden gerçekten kaygı duyan insanlar da iklim zirvesi yapılırken dünyanın birçok yerinde bir araya gelerek koalisyonlar oluşturdular ve etkinlikler düzenliyor.  COP26 Türkiye Koalisyonunun  bileşenlerinden olan MUÇEP de Muğla genelinde yerel meclisleri aracılığı ile etkinliklere katılıyor. MUÇEP Gökova Meclisi olarak bizler de bu vesile ile yerel ekolojik sorunlarımızı dile getirmek ve küresel iklim krizi ile bağını kurarak kamuoyunun dikkatine sunmak istiyoruz. İstiyoruz ki, Dünyamızı yok oluşun sınırına getiren ekolojik felaketlerin karar vericilerin ısrarla sürdürdükleri enerji, orman, maden ve kent politikalarının sonucu olduğu artık anlaşılsın ve çıkış yolunu birlikte bulalım.

Bugün Akyaka için birbiri ardına gündeme getirilen imar planı revizyonlarını odağımıza aldık, iklim krizine kent politikaları merceğinden bakacağız. Gökovamızın, Akyakamızın yakasını bırakmayan rant planlarından söz edeceğiz.

Kamuoyunun bildiği gibi geçen yıl ÇŞB tarafından  hazırlanarak askıya çıkarılan İmar Planı Revizyonu, Akyakalıların yoğun itirazı sonucunda dava edilerek yürütmesi durdurulmuştu. Ancak Mahkemeden iptal kararı beklenirken yeni bir revizyon planı hazırlanarak 8 Ekim’de yeniden askıya çıkarıldı. Geçen yıl olduğu gibi MUÇEP Gökova Meclisi olarak yeni planı da çalışma grupları oluşturarak dikkatle inceledik. Gördük ki, yeni revizyon planı, yürütmesi durdurulan plan revizyonunun dava dosyasına sunulan bilirkişi raporunda yer alan aykırılıkları büyük oranda dikkate almadan hazırlanmıştır. Dolayısı ile önceki plana itiraz gerekçelerimizin tamamı yeni plan için de geçerlidir. İtiraz gerekçelerimizi hazırladığımız itiraz dilekçesinde ayrıntılı olarak dile getirdik. Planın ayrıntıların basın açıklamamızdan sonra yapacağımız forumda ele alacağız. Bununla birlikte yeni planda olumlu gördüğümüz ancak oldukça yetersiz bulduğumuz tek noktadan bahsetmekte istiyoruz.

Yürütmesi durdurulan revizyon planına dair önemli itiraz noktalarımızdan birisi, 2020 yılında onaylanan Gökova ÖÇKB Yönetim Planının uygulamaya alınmadan hazırlanması, dolayısı ile ona aykırı olması idi. Yeni revizyon planında Yönetim Planının hükümlerine uyulacağı Plan Hükümlerinde ifade ediliyor olmasını olumlu bir gelişme olarak not ettik. Ne var ki, plan revizyonunun ayrıntısını incelediğimizde yapılan taahütü destekleyen içerikte olmadığını, aksine  Yönetim Planı ile çelişen planların aynen tekrarlandığını üzülerek gördük.  

Gökova Meclisi olarak hazırlanış sürecinde katkı sunduğumuz Yönetim Planından nihayet söz edilmesini olumlu girişim olarak  desteklediğimizi, ancak plan hiyerarşisine uygun olarak öncelikle uygulamaya alınmış olması gerektiğine vurgu yapmak istiyoruz. Bakanlığı Yönetim Planının hükümlerine uyulacağı taahhüdünü yerine getirmek konusunda samimiyetini ortaya koymaya davet ediyoruz. Bu anlamda askıdaki plan revizyonunu geri çekerek, önce  Gökova ÖÇKB Yönetim Planının uygulamaya alınmasını, sonra da Akyaka imar plan revizyonunun onunla uyumlu olacak şekilde yerel paydaşların katılımı ile birlikte düzenlenmesini talep ediyoruz.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kent politikaları ekosistemler üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor. Sermaye yaşadığı krizi aşmak için gittikçe daha yoğun olarak doğaya ve kamusal alanlara saldırıyor, yeni rant alanları oluşturmak üzere planlar yapıyor. Türkiye’de ihalelerle özel şirketlere hazırlatılan sözde ekolojik temelli bilimsel raporlarla doğal sit alanlarının koruma dereceleri düşürülüyor ve ranta açılıyor. Gökova ÖÇKB de bu girişimden payına düşeni almıştır. Bugün Akyaka İmar Planı revizyonu bağlamında konuştuğumuz ekolojik sorunlar, aslında bilimsellikten uzak bu güdümlü çalışmalara dayandırılarak yapılan  doğal sit statü değişikliklerinin sonucu olarak karşımıza çıkmıştır.

Gökova özelinde üzerinde durduğumuz ekolojik sorunlar birçok farklı boyutu ile Muğla genelinde yaşanmaktadır. İklim katili kömürle çalışan termik santrallere kömür sağlamak için ormanlar, su havzaları,  tarım alanları ve köylülerin yaşam alanları işletmecilere;  ormanlar, sulak alanlar  maden, enerji ve turizm şirketlerine tahsis ediliyor. Güzel Muğlamızın her yanı yangın yerine dönmüştür. Yangın yeri ifadesini iklim değişikliğine bağlı olarak geçtiğimiz yaz yaşadığımız yangın felaketleri ile acı bir gerçeklik olarak idrak etmek zorunda kaldık. Ülkemizin ve dünyanın birçok yerinde farklı şekillerde iklim felaketleri her yıl ivmesi artarak yaşanıyor.

Yaşanan felaketlerden ne yazık ki ders alınmıyor, yaşam alanlarımızı yok eden politikalardan vaz geçilmiyor. Geleceğimizi karartan politikalar ısrarla sürdürülüyor. Bugün iklim zirvesinde liderler uygarlığı yok olmaya  gidişten çevirecek kararları almak yerine dünyayı yeşile boyamaya devam ediyorlar. Duymaları için yaşamı savunanlar olarak haykırıyoruz; iklimi değil sistemi değiştirin!

MUÇEP Gökova Meclisi olarak Muğla’nın, ülkemizin ve dünyanın her yerinde yaşamı savunanları dünyanın geleceğine birlikte sahip çıkmaya, sınır tanımayan bir işbirliğine çağırıyoruz.

Başka Gökova yok, Başka Muğla yok, Başka Dünya yok.

06.11.2021

MUÇEP Gökova Meclisi

1 Kasım 2021 Pazartesi

Akyaka İmar Planı Revizyonu bir kez daha askıda !

2020 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından askıya çıkarılan ve Akyakalıların yoğun itirazı ve dava açması sonucu yürütmesi durdurulan Akyaka İmar Planı Revizyonu yeniden hazırlanarak 8 Ekim 2021 tarihinde bir kez daha askıya çıkarıldı. 

Geçen yıl MUÇEP Gökova Meclisi’nin öncülüğünde Akyaka’da yapılan değerlendirme toplantılarından sonra itiraz etme kararı alınan plan revizyonuna karşı başlatılan kampanyaya çok sayıda yurttaş katılmış ve binlerce dilekçe hem ıslak imzalı olarak hem de CİMER üzerinden Bakanlığa iletilmişti.

MUÇEP Gökova Meclisi yeniden askıya çıkan revizyon planı konusunda da çalışma grupları oluşturarak uzmanlarla birlikte bir değerlendirme çalışması  yürüttü. Tamamlanan çalışmalar  sonucunda, yeni plan revizyonun  aslında yürütmesi durdurulan revizyon planı ile büyük oranda aynı olduğu, farklı olarak sunulan plan değişikliklerinin ise itiraz gerekçelerini karşılamaktan uzak olduğu kanaatine varıldı. Önceki plan revizyonunda en çok itiraz edilen hususlardan birisi olan ve yasalara, plan hiyerarşisine aykırı bulunduğu bilirkişi raporuna da yansıyan yat limanı bu kez iskele adı altında yeniden getiriliyor. Yürütmeyi durdurma gerekçelerinin birçoğu ile ilgili yeni bir düzenleme bulunmazken, Gökova Meclisinin eleştirdiği, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı’ndan hiç bahsedilmemesi konusunda  ise olumlu bulunan bir adım atılıyor. Yeni plan revizyonunun Plan Hükümlerinde “Gökova ÖÇKB Yönetim Planında belirtilen hususlara uyulacaktır” deniliyor. Ancak Gökova Meclisi plan revizyonunda bu ifadeyi geçerli kılacak hiçbir düzenlemeye yer verilmediği için yetersiz buluyor.

Akyakalılar askıya çıkarılan yeni plan revizyonuna da öncekinde olduğu gibi ekosisteme geri dönüşü olmayan zararlar vereceği, bu anlamda “koruma amaçlı” olmaktan uzak olduğu gerekçesi ile bir kez daha itiraz ediyorlar. Gökova Meclisi, Akyakalıları ve tüm yurttaşları Akyaka İmar Planı Revizyonunun bir kez daha durdurulması için dayanışmaya çağırıyor. Meclisin hazırladığı dilekçe örneğinin CİMER üzerinden 8 Kasım tarihine kadar iletilmesi isteniyor. Dayanışmaya katılmak isteyen yurttaşlar aşağıdaki metni kopyalayarak cimer.gov.tr adresinden “görüş öneri” seçeneği ile  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na  iletebilirler.

CİMER İTİRAZ DİLEKÇESİ:

Konu: 08.10.2021 tarihli Muğla İli, Ula İlçesi, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi, Akyaka Mahallesi ve Kıyı Alanlarına ilişkin 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Nazım ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planına Karşı İtirazlarım ve İptali Talebine İlişkin dilekçemdir

Söz konusu plan revizyonu öncesinde 15.10.2020 tarihinde askıya çıkarılan plan revizyonu bölge halkı nezdinde yoğun itirazlara neden olmuş ve yürütmesi durdurulmuştur. Söz konusu plan revizyonunda  bir önceki imar plan revizyonunda itiraz konusu olan hususların aynı şekilde düzenlendiği anlaşılmaktadır. Yürütmeyi durdurma kararı verilen davada sunulan bilirkişi raporunda; imar plan revizyonunun plan ana kararlarının sürekliliğinin bütünlüğünü, sosyal ve teknik alt yapı dengesini bozacak nitelikte, kamu yararına aykırı teknik ve nesnel gerçeklere dayanılmadan yapıldığı; şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve teknikleri, kamu yararı açısından uygun olmadığı açıkça tespit edilmiştir. Askıya çıkarılan yeni plan hazırlanırken bu hususların hiçbiri gözetilmemiştir.

Gökova ÖÇKB Yönetim Planı; 27.12.2020 tarihinde Bakanlıkça kabul edilerek onaylanmıştır. Askıdaki revizyon planının bu Yönetim Planının da dikkate alınmadan hazırlandığı görülmektedir:

Askıdaki plan revizyonu;

Yönetim Planında öngörülen Su Havzası Zonları belirlenmeden hazırlanmıştır,

Yönetim Planında öngörülen ekolojik koridorlar belirlenmeden hazırlanmıştır. Planlama alanında orman alanları bulunduğundan Revizyon planının  ekolojik koridorlar belirlendikten sonra yapılması plan hiyerarşisi açısından uygun olacaktır,

Yönetim Planında Azmak üzerindeki izinsiz uygulamaların kaldırılması öngörülen düzenlemelere  yer vermemektedir,

Yönetim Planında Azmak kıyısında stabilize edilmiş zeminin doğal hale getirilmesi öngörülmüş olmasına karşın bu konuda bir düzenleme içermemektedir. Azmak kıyısında planlanan rekreasyon alanı söz konusu alanın doğal hale getirilmesinden çok insan kullanımı ve yapılaşma öngörmektedir,

Yönetim Planında yer  alan Kitesörf alanında doğal yapıyı olumsuz etkileyen sorunların giderilmesine yönelik düzenlemelere yer verilmemektedir, 

Yönetim Planında yer alan Akyaka’nın Yavaşkent statüsüne uygun çalışmalar yapılmasından söz etmemektedir,

Yönetim Planında yer alan; Akyaka’nın uluslararası Yavaşkent statüsüne uygun çalışmalar yapılabilmesi için Büyükşehir yasası ile belediye statüsünü kaybeden Akyaka’nın Gökova ÖÇKB içinde yer alan komşu mahallelerle birlikte ayrı bir belediye yönetimine kavuşturulması için çalışmalar yapılmasından bahsetmemektedir. Planlanan idari değişikliğin gerçekleşmesi Akyaka’nın imar planlamasını etkileyecektir. Akyaka İmar Planı Revizyonunun Yönetim Planı uygulamaya alındıktan sonra yapılması daha uygun olacaktır.

Söz konusu plan revizyonunun geri çekilerek, plan hiyerarşine uygun şekilde Gökova ÖÇKB Yönetim Planı uygulamaya alındıktan sonra, onunla uyumlu olacak şekilde yerel paydaşların katılımı ile birlikte düzenlenmesini talep ediyorum.


20 Eylül 2021 Pazartesi

MUÇEP Gökova Meclisi örgütlenmesini yeniledi


Dört yıldır Gökova Bölgesinin ekolojik değerlerinin korunması için çalışan MUÇEP Gökova Meclisi yeniden örgütlenme sürecini tamamladı. 12 ve 19 Eylül 2021 tarihlerinde yapılan toplantılar  sonunda Meclis örgütlenmesinin  amaç, hedef, ve ilkeleri yeniden ele alındı, işleyişi yürütecek organlar oluşturuldu.

Meclisin yeniden örgütlenme sürecinde güncellediği “Amaç ve Mücadele Hedefleri” başlıklı metinde, Muğla Bölgesinde yaşanan yangın felaketlerinin dünyada yaşanan iklim krizinin sonucu olduğuna vurgu yapılıyor ve  “Giderek daraldığı için iyice değerlenen zamanımızı boşa harcamak istemiyoruz. Gökova bölgesinde yürüteceğimiz etkinliklerimizi Muğla, Türkiye ve yeryüzünün her yerinde benzer mücadeleler veren dinamiklerle ortaklaştırarak, daralan zamanımızı, ekolojik krizin ana kaynağını ortadan kaldırmak ve doğayla barış içinde ekolojik bir uygarlığın temellerini atmak, kurmak için kullanmak istiyoruz. Böyle bir uygarlığın yükseleceği teknik temelin çoktandır hazır olduğunu biliyoruz. İnsanlığın elbirliği ile bu zorunlu görevin üstesinden kolaylıkla gelebileceğine inanıyoruz “ deniliyor.

Amaç; ekolojik bir uygarlık yaratmak

Meclis amacını “ekolojik yaşam kültürünün ve doğal hayatın korunduğu, ihtiyaçların ekolojik yaşam tarzına uygun olarak karşılandığı, doğrudan demokrasi ilkelerinin hayata geçirildiği, yeşilin ve mavinin hâkim olduğu bir Gökova Körfezi hedefinin, geçmişte hiç olmadığı kadar ekolojik bir uygarlık yaratma stratejik hedefiyle iç içe geçmiş olduğunun bilinciyle hareket ediyoruz.” şeklinde ifade ediyor ve şöyle devam ediyor:

Tüm mücadele hedeflerimizi, politikalarımızı, önceliklerimizi, etkinlik, söylem ve eylemlerimizi bireyler olarak hepimizin yaşam biçimlerimizi de değiştirmeyi öngören ekolojik bir uygarlık yaratma amacımız belirliyor. Bu amaç doğrultusunda yaptırmaktan çok yapmakla ilgileniyor, edilgen değil, etken olmak istiyoruz. Her türlü sorumluluğu yüklenmeye hazır olduğumuzu ilan ediyoruz”

Hedefler

Ekolojik krizin aşılması için yerel ölçekte verilen mücadelelerin küresel iklim krizine karşı yürütülen mücadelelerle bütünleştirilmesinin gerekliliği vurgulanıyor ve “MUÇEP Gökova Meclisi yerel ölçekte belirlediği mücadele hedeflerini küresel Tüm mücadele hedeflerimizi, politikalarımızı, önceliklerimizi, etkinlik, söylem ve eylemlerimizi bireyler olarak hepimizin yaşam biçimlerimizi de değiştirmeyi öngören ekolojik bir uygarlık yaratma amacımız belirliyor. Bu amaç doğrultusunda yaptırmaktan çok yapmakla ilgileniyor, edilgen değil, etken olmak istiyoruz. Her türlü sorumluluğu yüklenmeye hazır olduğumuzu ilan ediyoruz” deniliyor.  

İklim krizi ve yerel boyutu ile mücadelenin hedefleri şu şekilde sıralanıyor:

İklim Krizine Karşı,

  • Başta termik santraller olmak üzere fosil yakıtlarla çalışan tüm santrallerin oluşturulacak adil geçiş programları ile çalışanlarının özlük haklarının korunarak faaliyetlerinin sonlandırılması için yerel, ulusal ve küresel ölçekte yürütülen çalışmalara katılmak.
  • Doğal yaşam için büyük risk unsuru olan nükleer santrallerin tüm dünyada kapatılması, yurtta ve dünyada kurulması planlanmış tüm nükleer enerji santrallerinin de iptal edilmesi çalışmalarına destek vermek.
  • Sera gazı salımına yol açan fosil enerji türleri yerine, ekolojik sınırları gözetecek biçimde kurulmaları, işletilmeleri ve santrallerin kurulacağı bölge halkının onay vermesi koşuluyla, yenilenebilir enerji üretim türlerini desteklemek.
  • İklim krizi nedeni ile azalan yeraltı ve yerüstü sularının daha tasarruflu kullanımı için başta en çok su tüketen ve doğayı kirleten endüstriyel  tarım ve hayvancılık faaliyetleri olmak üzere, endüstriyel ve evsel kullanımda tasarruf sağlayan teknik ve kültürel değişim çalışmalarına destek vermek.
  • Yangınlarla ormansızlaşan veya zamanla orman vasfını “kaybeden” arazilere yeniden orman vasfı kazandırılmasının sağlanması için çalışmak, imara konu edilmesini önlemek.
  • Bölgemizde iklim değişiminin ani ve beklenmedik afetler şeklinde ortaya çıkması olası sonuçlarına karşı, ilgili devlet kurumlarının gereğini yerine getir(e)mediği koşullarda, afete müdahil olarak etkin dayanışmayı organize edecek, bu faaliyete yerel halktan gönüllülerin örgütlü katılımını sağlayacak bir afet gönüllüleri yapılanmasının kurulmasına, süreklilik kazanmasına önayak olmak. 

Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇKB) İçin,

  • Akyaka, Gökova, Akçapınar, Gökçe mahallelerini kapsayan Ula’dan ayrı bir yerel yönetim biriminin oluşturulmasını, Gökova çanağında yer alan köylerimizin tüzel kişiliklerini yeniden kazanmalarını sağlamak.
  • Gökova ÖÇKB’de doğrudan demokrasi bilincinin yayılmasına, yerel yönetimlerin karar alma süreçlerine halkın ve sivil toplum örgütlerinin katılım mekanizmalarının oluşturulmasına öncülük etmek.
  • Gökova Bölgesinde orman, deniz, azmaklar, kıyılar, sulak alanlar, zeytinlikler, ovalar gibi tüm canlıların ortak yaşam alanlarının bozulmasına yol açan uygulamaları önlemek; bozulan alanların iyileştirilmesini sağlamak için çalışmak. Doğal SİT alanlarının koruma derecelerinin yükseltilmesi ve genişletilmesi için mücadele etmek. MUÇEP’in bu çerçevede Muğla genelinde yürüttüğü çalışmalara katılmak.
  • Kıyı alanlarının doğrudan-dolaylı özelleştirilme girişimlerini engellemek. Bu bağlamda MUÇEP’in yürüttüğü ortak çalışmalara destek vermek.
  • Gökova ÖÇKB’nin sınırlarının tüm su havzasını koruyacak şekilde genişletilmesini ve etkin bir su ve havza yönetimi oluşmasını sağlamak için çalışmak.
  • Gökova Bölgesinde doğanın biyokapasitesini zorlayan tekniklerle yapılan, bu nedenle geri dönülmez ekolojik tahribatlara yol açan madencilik, mermercilik, taşocağı işletmeciliğine, yetişmiş ormanlar yok edilerek yapılan endüstriyel plantasyon uygulamalarına karşı çıkmak.
  • Gökova ÖÇKB içinde yer alan doğal sit alanlarının korunması çerçevesinde Gökova sulak alanının “Kesin Korunacak Hassas Koruma Alanı” statüsüne kavuşturulması; gerçekleştirilen tarım, turizm ve spor aktiviteleri nedeni ile ekosisteme verilen zararların ortadan kaldırılması, kaçak yapılaşmanın ve faaliyetlerin önüne geçilmesi için çalışmak.
  • Gökova Bölgesinde tarihi-kültürel varlıkların korunması bilincinin yerleştirilmesi için çaba göstermek, mevcut çabaları desteklemek.
  • Akyaka’da başlayan Yavaş Kent pratiğini, ekolojik bir uygarlığın Gökova bölgesinin kurucu kültürü olacak biçimde hayata geçirmek için çalışmak.
  • Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin ekolojik değerlerinin korunabilmesi için bir yönetim planının hazırlanması ve uygulamaya alınması için çalışmak. Yönetim planının uygulanmasında diğer ilgili kurumlarla birlikte paydaş olarak yer alarak izleyici ve denetleyici rol üstlenmek.
  • Bölgemizde enerji, gıda, turizm ve diğer hizmet alanlarında yukarıdaki amaçlarımıza uygun bir üretim ve tüketim rejimi oluşturabilmek amacıyla, var olan ve ortaya çıkabilecek dayanışma ekonomisi faaliyetlerini güçlendirmek.
  • Bütün bu amaç ve hedeflerin gerçekleştirilmesi için gerektiğinde ulusal ve uluslararası hukuki yollara başvurmak, kamuoyunda demokratik baskı oluşturulmasına yönelik etkinlikler düzenlenmek.    

İşleyiş İlkeleri:    

  • MUÇEP-Gökova Meclisinin tüzel kişiliği yoktur. MUÇEP altında onun amaç ve işleyiş ilkeleriyle uyumlu olarak belirlediği "Amaç ve Mücadele Hedefleri”ne göre çalışmalarını yürütür.
  • MUÇEP Gökova Meclisi, MUÇEP örgütlenmesinin bir bileşenidir; işleyişinde MUÇEP’in ortak örgütlenmesini ve etkinliklerini destekler.
  • Siyasi partilerden, devlet kurumları ve yerel yönetimlerden bağımsızdır.
  • Kâr amacı gütmez, ticaret yapmaz.
  • MUÇEP Gökova Meclisi, tüm canlıların yaşam ve barınma hakkına saygı duyar.
  • İnanç, dil, etnik köken, türcülük ve cinsiyetçilik temelli ayrımcılık yapmaz.
  • Faaliyetinde doğrudan demokrasiyi esas alır. Faaliyetlerini tüm üyelerinin en verimli şekilde katkılarını yapabilecekleri biçimde ve açık olarak örgütler.
  • Eylem ve etkinliklerinde meşruiyetini mücadelenin haklılığından alır.
  • Bütçesi yoktur, gerektiğinde ilgili kaynak üyelerin gönüllülük temelinde yapacağı katkılarla sağlanır.
  • Kararlar genel meclis toplantılarında olabildiğince geniş katılımla alınır. Kararlar alınırken ikna ve yol verme yöntemleri kullanılarak tam mutabakat hedeflenir. 

 

MUÇEP Gökova Meclisi’nin organları belirlendi:

MUÇEP yeni yapılanmasında Gökova Meclisi önceden olduğu gibi stratejik kararların alındığı en yetkili organ.  işlerin yürütüldüğü organlar ise Eş sözcülük, Yürütme Kurulu, Çalışma Grupları. İşlerin eşgüdümünü sağlamak üzere Eş sözcüler, YK ve Çalışma Gruplarının tüm üyelerinin içinde yer aldığı bir Koordinasyon Kurulunu oluşturuldu.

19 Eylül 2021’de yapılan toplantıda MUÇEP Gökova Meclisi’nin eş sözcülüğüne Candan Süsoy ve Efe Kurdaş seçildiler. Eş sözcüler bir yıl süre ile görev yapacaklar ve Gökova Meclisini kamuoyuna ve basına karşı temsil edecekler.

20 Ağustos 2021 Cuma

Bakanlığın itirazı reddedildi, Akyaka davasında karar kesinleşti !

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırlayarak askıya çıkardığı Akyaka İmar Planı Revizyonuna karşı Akyakalılar tarafından Yürütmeyi Durdurma talepli iptal davası açılmıştı. Muğla 3. İdare Mahkemesi hazırlanan Bilirkişi Raporunu değerlendirdiktan sonra  oy birliği ile Yürütmeyi Durdurma kararı vermişti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yasal süre içinde karara itiraz hakkını kullanmıştı.

İzmir Bölge İdare Mahkemesi Nöbetçi Dairesince görüşülen itirazın karar metninde, “Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelere göre, mahkemece yürütmenin durdurulması istemi hakkında verilen kararda yasaya aykırılık bulunmadığından, itiraz isteminin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin 7. fıkrası uyarınca REDDİNE, 05/08/2021 tarihinde, kesin olarak, oy birliğiyle karar verildi” deniliyor.

Bundan sonra ne olacak?

MUÇEP Gökova Meclisi 18 Temmuz 2021 tarihinde Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin daha iyi korunabilmesi için geniş katılımlı bir forum düzenlemişti. Forumda Akyaka İmar Planı Revizyonunun yürütmesinin durdurulması kararı da ele alınmış ve yayınlanan sonuç bildirgesinde şu ortak görüşlere yer verilmişti:

"Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı daha fazla geciktirilmeden uygulamaya alınmalıdır.  Akyaka İmar Planı Değişikliği ancak Gökova ÖÇKB Yönetim Planı uygulamaya alındıktan sonra, onunla uyumlu olarak ve Yönetim Planı’nın tüm paydaşlarının katılımı ile şeffaflık içinde birlikte hazırlanmalıdır. Rant amacı taşıyan özelleştirmeler ve yetki devri yoluyla yerel yönetimlerin ve halkın planlama sürecinde etkisiz hale getirilmesinin önüne geçilmelidir. Özel kişi ya da işletmeler tarafından işgal edilen kıyı alanları kamulaştırılmalıdır. Bu alanlar ekolojik hassasiyetler göz önüne alınarak korunmalı ya da bu hassasiyetler çerçevesinde kamuya açık hale getirilmelidir.”

Bakanlığın Gökova ÖÇKB Yönetim Planını ne zaman uygulamaya alacağı, Akyaka imar planı revizyonunun yönetim planında belirlenen çerçeveyle uyumlu olarak hazırlanması konusunda Akyaka’dan yükselen bu taleplere karşı nasıl bir tutum alacağı merakla bekleniyor.


19 Temmuz 2021 Pazartesi

“Gökova ÖÇKB'ni Nasıl Koruyabiliriz” - Sonuç Bildirgesi

Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi’nin daveti üzerine 18.7.2021 tarihinde Akyaka’da açık alanda düzenlenen toplantıya yaklaşık 50 kişi katıldı. Toplantıya Muğla BŞB İmar ve Şehircilik İşleri Dairesi, Muğla Barosu Çevre Komisyonu, Şehir Plancıları Odası, Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, Akdeniz Koruma Derneği, Gökova-Akyaka’yı Sevenler Derneği, Menteşe Kent Konseyi, Akdeniz Yeşilleri Derneği, Akyaka Kültür Sanat Derneği, Memleket Partisi, CHP, HDP, HDK Ekoloji Meclisi, EMEP, TİP Muğla İl temsilcileri, CHP Muğla Milletvekili Burak Erbay ve Akyakalılar geldiler.

Toplantıda 9 Temmuz 2021’de Cumhurbaşkanlığı kararı ile Resmi Gazetede yayınlanan özelleştirme kararları, yürütmesi durdurulan Akyaka İmar Planı Revizyonu, 2020 yılında onaylanan ve yürürlüğe girmesi öngörülen ancak hala uygulamaya alınmayan Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi (Gökova ÖÇKB) Yönetim Planı değerlendirilerek Gökova ÖÇKB’nin gelecek kuşaklara korunarak aktarılabilmesi, Muğla genelinde yoğun saldırı altındaki doğal ve kamusal alanların korunabilmesi için ortak hareket edebilme imkanları üzerinde görüşüldü.

Yapılan değerlendirmelerden sonra katılımcılar aşağıdaki noktalarda fikir birliği sağlayarak ortak hareket etme kararı aldılar:

  1. Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı daha fazla geciktirilmeden uygulamaya alınmalıdır
  2. Akyaka İmar Planı Değişikliği ancak Gökova ÖÇKB YP uygulamaya alındıktan sonra, onunla uyumlu olarak ve Yönetim Planı’nın tüm paydaşlarının katılımı ile şeffaflık içinde birlikte hazırlanmalıdır.
  3. Gökova ÖÇKB YP yok sayılarak Akyaka’da kamusal alanların özelleştirilmesi kararından vaz geçilmelidir. Rant amacı taşıyan özelleştirmeler ve yetki devri yoluyla yerel yönetimlerin ve halkın planlama sürecinde etkisiz hale getirilmesinin önüne geçilmelidir. Özel kişi ya da işletmeler tarafından işgal edilen kıyı alanları kamulaştırılmalıdır. Bu alanlar ekolojik hassasiyetler göz önüne alınarak korunmalı ya da bu hassasiyetler çerçevesinde kamuya açık hale getirilmelidir.
  4. Ekolojik tahribata yol açan uygulamaların hukuki zemine taşınması yanında bu sürecin desteklenmesine yönelik kamuoyu oluşturulmasına çalışılmalıdır. Bu yolda ilk adım Muğla genelinde doğanın ve kamusal alanların korunması için yerel yönetimlerin, siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin, Muğla Barosu’nun katılımı ile ortak bir kent savunması oluşturulması olmalıdır. Muğla Barosu’nun başlattığı Kent Savunması platformu oluşturma girişimi desteklenmelidir.
  5. Ekolojik tahribata yol açan girişimlerin önlenmesinde yerel yönetimler daha aktif olma yönünde zorlanmalıdır.




Bakanlığın Gökova ÖÇKB Yönetim Planı duyurusu

Akyaka'da özelleştirilen parseller






14 Temmuz 2021 Çarşamba

Akyaka İmar Planı Revizyonu Davasında Yürütmeyi Durdurma Kararı Çıktı!

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın askıya çıkardığı 1/5000 ve 1/1000 ölçekli Akyaka İmar Planı Revizyonlarına karşı Akyakalıların açtığı Yürütmeyi Durdurma talepli iptal davasında Muğla 3. İdare Mahkemesi Yürütmeyi Durdurma kararı verdi. Kararın “hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceği” gerekçesi ile alındığı bildiriliyor. Bakanlığın karara 7 gün içinde itiraz hakkı bulunuyor.

Mahkeme heyetinin oy birliği ile aldığı kararın sonuç bölümünde şöyle deniliyor:

“Taraflara tebliğ edilen bilirkişi raporuna, davalı idarece itiraz edildiği fakat itirazın anılan raporu hukuki yönden sakatlayıcı nitelikte bulunmadığı anlaşıldığından, bilirkişi raporunun karara esas alınabilecek nitelik ve yeterlilikte olduğu değerlendirilmiştir.

Bu durumda dosyadaki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; dava konusu 1/25.000 ölçekli planın 1/100.000 ölçekli plana uyumlu olmaması, orman alanlarının dava konusu planlarda azaltılarak kullanım değişikliğine gidilmesi, Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde ve Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca korunması gerekli alanlar içerisinde yer alan Akyaka’da yapılacak olan Çevre Düzeni Planlarında ve plan revizyonlarında Stratejik Çevresel Değerlendirme (SÇD) uygulanmaması, 1/1000 ölçekli planların yat limanı kararı açısından 1/5000 ölçekli plana uyumlu olmaması, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Nazım ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planlarının nüfus projeksiyonlarının yapılmadan arazi kullanım kararlarının verilmesi, dolayısıyla nüfus projeksiyonlarına uygun olarak yapılması gereken kentsel, sosyal ve teknik altyapının Mekansal Planlar Yönetmeliği’nin Ek-2 Tablosunda yer alan asgari standartlar ve alan büyüklüklerini karşılayıp karşılamadığının tespitinin yapılmasının mümkün olmaması, 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Revizyonu ile 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Revizyonlarının Mekansal Planlar Yönetmeliği’nin 21., 23., 25. ve 26. maddelerine, Mekansal Planlar Yönetmeliği’nin 21., 23., 25. ve 26. maddelerine ve Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik’e uygun olarak hazırlanıp onaylanmaması, 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı Revizyonu ile 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Revizyonlarında Yasaya aykırı bir biçimde planlarda “özel rekreasyon alanları” olarak tanımlanan alanlara yer verilmesi, ulaşım planlaması ve etüdünün yapılmaması, planların yapım aşamasında alınan kurum ve kuruluşların görüşlerinin planlara yansıtılmaması, planlarda önerilen ÖPA-1 ve ÖPA-2 olarak belirlenen özel proje alanlarının mevcut mülkiyet haklarına aykırı olması ve bu alanların sınırlarının belirlenmesinde ayrıcalıklı plan yapılması, bunun gerekçelerinin de açıklanmaması, sosyal altyapı alanı olarak çocuk oyun alanı, sosyo-kültürel tesis alanı, park, teknik altyapı alanı, yol ve açık otopark alanlarının büyüklüklerinin mevzuata uygun olmayan şekilde azaltılması, orman alanlarının mevzuata göre aykırı olarak park alanına dönüştürülmesi, Aydın - Muğla İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Planı; Aydın - Muğla İlleri Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’na aykırı bir biçimde yat limanı önerilmesi, yat limanlarında bulunması gerekli olan arazi kullanım türlerinin Plan revizyonlarında nasıl karşılanacağına yönelik hiçbir açıklama ve plan kararına yer verilmemesi, uluslararası sözleşmelerle korunan alanlarda olası tehditlere karşı yapılması gerekenlere uyulmaması, 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu ve 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu hakkında söz konusu imar planlarıyla ilgili kurum görüşlerinin verilmesi, ancak planlama alanı içerisinde zeytinlik sahalar bulunmasına karşın yine uygulamakla yükümlü bulunduğu 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun ile ilgili herhangi bir görüş bildirilmemesi ve planlarda da zeytinlik sahalara yer verilmemesi, kıyı düzenlemesi yapılması planlanan alan ile ilgili planlama hükümlerinde yer verilmemesi hususları dikkate alındığında, Akyaka Mahallesi ve kıyı alanlarına ilişkin davalı idarece hazırlanan; 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Nâzım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Revizyon Uygulama İmar Planının ile bu plan revizyonlarının dayanağı 1/25.000 ölçekli Çevre Düzeni Planında hukuka uygunluk bulunmamaktadır. 

Diğer yandan; dava konusu planlarda yer alan hukuka aykırılıklar göz önüne alındığında uygulamaya geçilmesi halinde ortaya çıkacak doğal tahribatın sonradan ortadan kaldırılması mümkün olamayacağından, anılan planların uygulanması hâlinde telâfisi güç zararlar doğabilecektir. 

Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin; uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden, 2577 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütülmesinin durdurulmasına, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde İzmir Bölge İdare Mahkemesi'ne itiraz yolu açık olmak üzere, 30/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

13 Temmuz 2021 Salı

“Kadın Azmağı’ndan Ellerinizi Çekin” - Basın Açıklaması


 

Akyakalılar, Kadın Azmağı kıyısındaki işletmeler tarafından hukuksuz şekilde işgal edilmesini protesto etmek ve ilgili kurumları yasaları uygulamaya davet etmek üzere yaklaşık iki ay önce change.org üzerinden bir imza kampanyası başlattılar. Kampanyada toplanan 16.765 imza 13.7.2021 tarihinde Ula Belediyesi’ne ve Muğla Valiliği’ne teslim edildi ve Ula Belediyesi önünde bir basın açıklaması düzenlendi.  MUÇEP Gökova Meclisi’nin de destek verdiği etkinlikte basın açıklaması Senem Aksakal tarafından okundu. Etkinlik sırasında “Muğla Cennet Kalsın”, ”Yaşam Alanlarımız Müştereklerimizdir”, “Kıyı Kanunu Uygulansın Azmakta İşgaller Kaldırılsın”, “Azmağın Kırmızı Çizgisi Kıyı Kenar Çizgisi” yazılı pankartlar açıldı.

Basın Açıklaması metnini aşağıda bulabilirsiniz

 





Kadın Azmağı’nın çığlığını duyan var mı?


Bizler, Akyaka sakinleri, Ulalılar, Gökovalılar, Muğlalılar, doğasını seven Türkiye’nin tüm yurttaşları adına bugün Akyaka’da Kadın Azmağı’ndaki hukuksuz işgallerin  kaldırılması için yetkililere bir kez daha görevlerini hatırlatmak üzere buradayız. Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin, ülkemizin ve dünyanın gözbebeği Kadın Azmağı ne yazık ki kenarındaki işletmeler tarafından Kıyı Kanunu’na, İmar Kanunu’na ve Özel Çevre Koruma Hükümlerine aykırı olarak  işgal ediliyor. Sazlıklar kesiliyor, Azmak dolduruluyor, ticari alana dönüştürülerek canlıların yaşam alanları tahrip ediliyor. Yıllardır failleri tarafından adeta ödül gibi kabul edilen para cezaları ile geçiştirilen bu hukuksuzluklar cezasızlıktan cesaret alarak her geçen gün daha saldırgan bir şekilde doğayı tahrip ediyorlar, işgallerini arttırıyorlar.


Yaklaşık 2 ay önce başlattığımız “Kadın Azmağından Elinizi Çekin !” başlıklı imza kampanyası ile Azmağın sesi olmaya çalıştık. Yetkili kurumları görevlerini yapmaya ve işgallere son vermeye davet ettik. Kısa sürede Azmağın çığlığını duyan, sesine sesini katan  16765 yurttaş imza verdi. Bugün kampanyamızı sonlandırarak topladığımız imzaları muhataplarımız Ula Belediyesi ve Muğla Valiliği’ne teslim ediyoruz ve bir kez daha yetkililere huzurunuzda diyoruz ki, artık yasaların çiğnenmesine, hukuksuzluklara daha fazla seyirci kalmayın. Belirlenen Azmak Kıyı Kenar Çizgisini esas alarak Azmak’taki tüm yasadışı işgalleri kaldırın. Uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan birçok bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapan Azmak ekosisteminin tahrip edilmesine daha fazla izin vermeyin. Çünkü başka Kadın Azmağı yok!


Buradan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na da seslenmek istiyoruz; sivil toplum örgütleri de dahil olmak üzere geniş bir katılımla hazırlanan ve onaylanan 2020-2024 Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planını uygulamaya almak için daha neyi bekliyorsunuz? Eğer bu plan uygulanmaya alınmış olsaydı, planda yer alan “Kadın Azmağı üzerindeki restoranların, Azmak üzerinde yapılan izinsiz uygulamalarının kaldırılması” başlıklı uygulama adımı gereği Kadın Azmağı üzerinde hem günübirlikçilerin hem de işletmelerin işgallerinin kaldırılması mümkün olacak, Kadın Azmağı içinde barınan canlılar tekrar rahat nefes alabildikleri bir yaşam ortamına kavuşacaktı. Ancak bir yıldan uzun bir süre geçmiş olmasına karşın bu plan hala uygulamaya alınmadı. Ama bunun yerine Bakanlık, Akyakalılar olarak iptal edilmesi için dava açtığımız Akyaka İmar Planı Revizyonunu askıya çıkardı. Bu revizyon planı, Yönetim Planında öngörülen hiçbir hedefi karşılamamaktadır. Örneğin Azmak kenarındaki mülkiyet sorunlarını çözerek devletin hükmü ve tasarrufu altına almak yerine, aksine daha fazla özelleştirme, daha fazla rant baskısı yaratma derdindedir.  


Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanlığı kararı ile Akyaka’da kalan son kamusal alanlar da özelleştirme programına alındı. Özelleştirilmek istenen alanların, tam da Azmağın denizle birleştiği yerde, ÇŞB’nin kendisinin hazırladığı Aydın Muğla Bütünleşik Kıyı Alanları Planı’na aykırı olarak marina yapılması planlanan alanda olması tesadüf değil. İktidarın bu imar planı revizyonu ve özelleştirme girişimleri ile aslında ne Azmağı ne de Gökova ÖÇKB’yı koruma amacı taşımadığı, aksine koruma alanlarını tamamen rant alanına dönüştürmeyi amaçladığı ortadadır. Gerçekten “koruma” niyeti taşıyor olsa Yönetim Planını uygulamaya alır ve bu planla tamamen zıt imar planı revizyonu ve özelleştirmeleri gündeme getirmezdi. 


Umuyoruz ki Cumhurbaşkanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ula Belediyesi ve Muğla Valiliği Azmağın ve yurttaşların yükselen bu çığlığını duyarak en kısa zamanda yasadışı uygulamaları ortadan kaldırmak üzere gereğini yapmaya başlarlar; özelleştirme sevdasından vaz geçerek, rant odaklı değil gerçekten koruma amaçlı planları gündeme getirirler. Bizler Akyaka sakinleri olarak Azmağın sesi, taleplerimizin takipçisi olmaya devam edeceğiz. 13.7.2021

Saygılarımızla,

Akyaka Sakinleri


6 Temmuz 2021 Salı

Elif Hanım Oteli Davasında üçüncü kez oluşturulan bilirkişi heyeti de doğa tahribatını doğruladı

2016 yılında Gökova Ekolojik Yaşam Derneği tarafından Akyaka’da Elif Hanım Oteli’nin inşaatı sırasında Kadın Azmağı’nın kıyı ekosisteminin tahrip edilmesine karşı açılan dava sonucunda  Muğla 4. Asliye Ceza Mahkemesi işletme sahibine “çevreyi kasten kirletmek” suçu işlediğine kanaat getirerek  3 yıl 9 ay hapis cezası vermişti.

Davalının İstinaf Mahkemesine başvurması sonucunda İzmir 23. Bölge Asliye Hukuk Mahkemesi daha önce  Muğla 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ne sunulan iki bilimsel rapora ek olarak  bu kez daha kapsamlı bir bilirkişi raporu hazırlanmasını istedi. Dava sürecinde  önce bir çevre mühendisinin hazırladığı rapor yeterli görülmeyerek 3 kişilik yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmuş ve tekrar keşif yapılarak yeni bir rapor hazırlanmış ve doğanın tahrip edildiği teyit edilmişti. İstinaf Mahkemesi bu kez 5 farklı alanda uzman akademisyenlerden oluşan yeni bir bilimsel heyet oluşturulmasına karar verdi; 1 flora uzmanı, 1 fauna uzmanı, 1 kimya mühendisi, 1 çevre mühendisi, 1 su ürünleri uzmanı. Oluşturulan son heyet de  raporunu 26.6.2021 tarihinde Mahkemeye sundu. Heyetin oy birliği ile imzaladığı 40 sayfalık bu rapor da önceki raporlarda  belirlenen doğa tahribatını  bir kez daha doğruladı.

Raporun sonuç bölümünde;

“Kadın Azmağı’nın Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde bulunduğu ve mutlak korunması gereken alanlar içerinde olduğu, birçok doğal bitki türü ve hayvan çeşidi (fauna) bulundurarak biyolojik zenginlik bakımından önemli olduğu, Azmağın içine moloz ve toprak dökülmesinin Azmağın fiziksel olarak kıyı yapısını bozduğu, bu nedenle de akış rejimini etkilediği, hayvanların üreme, barınma ve beslenme ortamlarının yok olmasına neden olduğu, flora açısından suya ve toprağa kalıcı etkisi olduğu ve binlerce yılda oluşan ve çok özel bir oluşuma sahip olan yatak yapısının dökülen toprak ve molozlarla doğal yapısının bozulduğu / kirletildiği ve Azmak ile otel inşaatı arasında kalan ve mutlak korunması gereken doğal flora ve fauna yapısının yaşam bulduğu sulak alan ekosistem içindeki sazlıkların dolgu yapılmak ve kesilmek sureti ile zarar gördüğü ve 31 Ekim 2016 tarihli Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Kadın Azmağı Koruma Kullanma Esasları’nın İlkeler başlıklı 2. maddesinin a, d ve e bendlerine aykırı hareket edildiği ve bozulan alanlarda doğal yaşamın tekrar yenilenmesinin mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır” deniliyor.

 Şimdi İstinaf Mahkemesinin vereceği son karar bekleniyor.

Raporun tamamını görmek için tıklayınız