Son bir yıldır Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi'nin birçok noktasından kaçak yapılaşma haberleri geliyor. Bir kaç örnek verelim. Geçen ay Akbük'te belirlenen kaçak yapılar Muğla Çevre Platformu’nun girişimi sonucunda Menteşe Belediyesi tarafından mühürlendi. Akyaka - Akbük arasında kalan sahil kesiminde yasak olmasına karşın çok sayıda yeni inşaat gözleniyor. Yerel seçimlerden birkaç gün önce Akyaka Kadın Azmağı kenarına bir bungalov getirilerek konduruldu. Neyse ki bu kaçak yapı seçimlerden hemen sonra Ula Belediyesi tarafından kaldırıldı.
Şimdi de Akçapınar sahili kaçak yapılaşma ile gündemde. Burada uzun süredir devam eden bir yasadışı faaliyet söz konusu. İki yıl önce kitesurf etkinliğinin yapıldığı plajın girişindeki sulak alan toprakla doldurularak araçlar için park yerine dönüştürüldü. Buna ilave olarak geçen yıl plaj üzerinde var olan kitesurf okul işletmelerinin bulunduğu bölümün Akyaka'ya bakan tarafında geniş bir alanın doğal bitki örtüsü kazınarak yeni alan açıldı ve üzerinde 6 tane bungalov inşa edildi.
Sivil toplum örgütlerinin girişimleri sonuçsuz kaldı
Muğla Çevre Platformu’nun Gökova bileşenleri kitesurf sahilindeki hukuksuz uygulamalarla ilgili bir yıldır mücadele veriyor. Bölgedeki sivil toplum örgütleri kitesurf plajındaki bu faaliyetler hakkında ilgili kurumlara birçok şikayet dilekçesi vermesine karşın hukuksuzluğun önüne geçilemiyor. Şimdi kısaca bu girişimlere bir bakalım:
Doldurulan Sulak Alan:
Geçen yıl 1618 ve 903 nolu
parsellerin toprakla doldurularak otopark olarak kullanılmasına karşı Gökova
Ekolojik Yaşam Derneği tarafından 9.4.2018 tarihinde Çevre ve Şehircilik Muğla İl Müdürlüğüne şikayet
dilekçesi verildi. Dilekçede alanın düzeltilerek eski haline getirilmesi talep edildi. Verilen cevapta, 7.5.2018 tarihinde kurum
tarafından alanda inceleme yapıldığı ve tahribatın tespit edildiği, konun 3194
Sayılı İmar Kanunu’na aykırılıklarla ilgili işlem yapılmak üzere Ula Belediye
Başkanlığı’na iletildiği bildirildi.
Toprakla doldurulan ve araç park yerine dönüştürülen sulak alan |
Doğal bitki örtüsü yok edilerek inşa edilen bungalovlar:
Kitesurf faaliyetlerinin yapıldığı 1618 nolu parsel üzerinde mevcut kitesurf okullarına bitişik, bitki örtüsü ile kaplı alanın bitki örtüsü temizlenerek plaja katıldığı fark edildi.
Bu durumu
Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne ayrı bir dilekçe ile 2.8.2018 tarihinde bildirdi ve
tahribatın önlenmesini, alanın eski haline getirilmesi için gereğinin
yapılmasını talep etti. İl Müdürlüğünden 29.8.2018 tarihinde verilen cevapta; bu
konunun da 31.7.2018 tarihinde yapılan Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge
Komisyonu toplantısında görüşüldüğü ve bozulan alanın 30 gün içerisinde parsel
sahibi tarafından eski haline
getirilmesine, konunun Muğla Valiliği (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü)
tarafından takip edilmesine karar verildiği bildiriliyordu. İlginç olan, Derneğin
dilekçesini vermeden önceki bir tarihte yapılan Komisyon toplantısında bu konunun görüşülerek
karara bağlanması Komisyonun zaten durumun farkında olduğunu gösteriyor.
Yeni açılan alan |
Açılan alanda başlatılan kaçak inşaatlar |
Ancak bu karara rağmen tahrip edilen alanın düzeltilmesi yönünde hiçbir
gelişme olmadı. Üstelik bir de üzerinde inşaat başladı! Dernek 8.4.2019
tarihinde ÇŞB İl Müdürlüğüne yeniden bir dilekçe vererek bu yeni gelişmeyi de bildirdi. İl Müdürlüğünden bu dilekçeye de henüz bir yanıt
verilmedi.
Kaçak yapıların son durumu |
Son girişim olarak Muğla Çevre Platformu’nun Gökova bileşenleri olan Akdeniz Yeşilleri Derneği, Akyaka
Kültür Sanat Derneği, Gökova-Akyakayı Sevenler Derneği ve Gökova Ekolojik
Yaşam Derneği 26.4.2019 tarihinde birlikte
imzaladıkları bir dilekçe ile söz konusu yapılaşmanın Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma
Kanununa, İmar Kanununa, Çevre Kanununa ve Kıyı
Kanununa aykırı
olduğunu belirterek kaçak
yapılar hakkında gereğinin yapılmasını, sorumluları hakkında çevreyi kasten kirletme suçu nedeni
cezai işlem yapılmasını, imar başvurusunda bulunup bulunulmadığının araştırılmasını, verildi ise İmar
Barışında öngörülen Aralık 2017 sonrası yapılan inşaatların Yapı Kayıt ve Kullanım İzinlerinin İptalini talep ettiler.
Sahiller özel mülk olabilir mi?
Kıyı Kanunu çok açıkça kıyı alanlarını kamusal alan olarak belirliyor ve devletin kontrolu altında olduğunu söylüyor. Ancak mevcut durumda Akçapınar sahilinde kitesurf yapılan 1618 parsel numaralı alan özel mülk statüsünde. Dolayısı ile bu alandaki faaliyetler devlet kontrolunda değil. Ancak Maliye Bakanlığının bu alanın Kıyı Kanunu gereğince kamuya terk edilmesi için dava açtığını ve iki yıldır davanın devam ettiğini biliyoruz.
Kararlar uygulanmıyor, Valilik yasaların ihlal edilmesine seyirci kalıyor
Tüm bu gelişmelere bakıldığında, kamu kurumlarının Gökova Özel Çevre Koruma
Bölgesi’nde yasaların uygulanması konusunda büyük bir zaaf içinde oldukları
ortada. Gözlerin çevrildiği ilk kurum da Muğla Valiliği. Yukarıda ayrıntısını verdiğimiz, Akçapınar sahilindeki iki vaka için de yerinde tespit yapılmış olmasına ve Bölge Komisyonunda 30 gün içinde eski haline getirilmesi kararı alınmış olmasına rağmen tahribatın ve kaçak
yapılaşmanın önüne geçmiyor, defalarca verilen dilekçeleri dikkate almıyor.
Kaçak yapılaşma neden arttı?
İmar Barışı Kanunu’nun 6 Haziran 2018 tarihinde Resmi Gazete'de
yayınlanmasından sonra Muğla genelinde özellikle
sahil bölgelerinde kaçak yapılaşmanın olağanüstü arttığı gözlemleniyor. Bilindiği
gibi kanun yalnızca 31.12.2017 tarihinden önce yapılan yapıları kapsıyor. Bu tarihten
sonra alelacele yapılıp sanki daha önce yapılmış gibi Yapı Kayıt ve Tescil
Belgesi almak için birçok başvurunun yapıldığı biliniyor.
İmar Barışı'nın yanında, Gökova'nın üzerindeki diğer büyük tehdit olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın koruma statülerini düşürerek yapılaşma tehlikesi ile karşı karşıya bırakmış olmasını söylememiz gerekiyor. Gökova Bölgesinin geçen yıl onaylanan yeni koruma statüleri ile eskiden tamamı 1. Derece Sit Alanı iken artık "Sürdürülebir Koruma" veya "Nitelikli Koruma Alanı"na dönüştürüldü, hatta bir kısmı tamamen koruma dışında bırakıldı. Gökova ÖÇKB'nin hiçbir bölümü yeni tanımlanan statüler içinde en iyi koruma sağlayan "Mutlak Koruma Alanı" kapsamına alınmadı.
Herşeye rağmen, imara kapalı olan bu alanda her türlü yapılaşma yine de yasalara aykırı. Ama anlaşılıyor ki doğaya rant gözlükleri ile bakan kesim, nasıl olsa yapanın yanına kar kalıyor düşüncesi ile statü değişikliği, İmar Barışı Yasası gibi mevzuat değişikliklerinden güç alıyor, iştahı artıyor. Doğal Sit derecelerinin düşürülmesi ile koruma kalkanı oldukça düşürülen Gökova ÖÇKB'nin her yanı yavaş yavaş yangın yerine dönüyor. Doğal sit derecelerinin düşürülmesinin ilk olumsuz meyvası Okluk Koyu'nun elden çıkması oldu. Tahribat Akbük, Akyaka-Akbük sahili, Azmak ve Akçapınar sahili ile devam ediyor.
Herşeye rağmen, imara kapalı olan bu alanda her türlü yapılaşma yine de yasalara aykırı. Ama anlaşılıyor ki doğaya rant gözlükleri ile bakan kesim, nasıl olsa yapanın yanına kar kalıyor düşüncesi ile statü değişikliği, İmar Barışı Yasası gibi mevzuat değişikliklerinden güç alıyor, iştahı artıyor. Doğal Sit derecelerinin düşürülmesi ile koruma kalkanı oldukça düşürülen Gökova ÖÇKB'nin her yanı yavaş yavaş yangın yerine dönüyor. Doğal sit derecelerinin düşürülmesinin ilk olumsuz meyvası Okluk Koyu'nun elden çıkması oldu. Tahribat Akbük, Akyaka-Akbük sahili, Azmak ve Akçapınar sahili ile devam ediyor.
Özünde mevcut kaçak yapılara meşruiyet kazandırmayı öngören İmar Barışı Kanunu görüldüğü gibi yeni kaçak yapılaşmanın da yolunu açmış oldu. Türkiye genelinde düşünüldüğünde bu yeni yasal düzenlemeler, doğa koruma alanlarına vurdukları darbe, plansız kentleşmeyi ve hukuksuzluğu teşvik etmesi ile yalnızca bizlerin değil, gelecek kuşakların da ödemek zorunda kalacağı çok yüksek bir toplumsal maliyet çıkarıyorlar.
Özel çevre koruma bölgesi ilan edildiği 1988 yılından beri geçen 30 yılı aşkın sürede Gökova için çok sayıda bilimsel araştırma, koruma amaçlı proje, yönetim planı yapıldı. Bugün Gökova'nın elden gitmesine göz yumdukları için şikayet ettiğimiz kurumlar bütün o çalışmaların da paydaşı oldular. Ortada bir samimiyetsizlik olduğu su götürmüyor artık. Koruyormuş gibi yaparken ranta kurban ediyoruz. Biz yurttaşlık görevimizi yerine getirerek başta Muğla Valiliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve belediyeler olmak üzere, kurumlarımızı görev tanımlarının gereğini samimiyetle yerine getirmeye, yetkileri dahilinde hukuk dışı uygulamalara izin vermemeye davet ediyoruz.
Gökova, Biyolojik Çeşitliliğin Kalbi
Gökova, Biyolojik Çeşitliliğin Kalbi
Gökova iç körfezinde, kitesurf faaliyetlerinin yürütüldüğü kumul alan, hemen geri planındaki sucul ve tuzcul alanlar, Akçapınar ve Kadın Azmaklarının yatakları, ovadaki drenaj kanalları da dahil olmak üzere tam 11 tane farklı biyotop belirlenmiştir.
Kadın Azmağı ve Akçapınar Azmağı arasında kalan alan, fauna açısından oldukça zengin olup 142 kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bunlardan Balık Kartalı (Pandion haliaetus), Ada Doğanı (Falco eleonorae), Tavşancıl (Hieraaetus fasciatus), Ada Martısı (Larus audouinii), Hazar Sumrusu (Sterna caspia), Küçük Sıvacı Kuşu (Sitta krueperi) ve Kara Boğazlı Ötleğen (Sylvia ruppelli) IUCN Kırmızı Listesinde yer almaktadır. Gökova Deltası, yine tehdit altındaki türlerden birisi olan Su Samuru (Lutra lutra)’nun da yaşam alanıdır. [2]
SMAP III Gökova Projesinin bilimsel raporlarında da ortaya konulduğu gibi, Gökova İç Körfezi, ev sahipliği yaptığı birçok endemik bitki türü ve nesli tükenme tehdidi altındaki hayvan türleri ile Türkiye'nin ve dünyanın biyolojik çeşitliliğinde önemli bir yer tutmaktadır ve mutlaka korunması gereken bir ekosistemdir [1]. Bu aynı zamanda ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin gereğidir.
Her geçen yıl kontrolsuz biçimde artan turizm ve spor faaliyetlerinin oluşturduğu insan ve araç baskısı bölgenin son derece hassas flora ve faunasını olumsuz etkiliyor, yaşam alanları gittikçe tahrip oluyor. Tüm bu faaliyetlerin Gökova İç Körfezi için sürdürülemez boyutlara ulaştığı ortadadır. Ekosistemin daha fazla zarar görmemesi için artık bu faaliyetler için taşıma kapasitesi belirleyerek yönetim planları oluşturmanın zamanı gelmiştir. Çünkü başka Gökova yok !
Kadın Azmağı ve Akçapınar Azmağı arasında kalan alan, fauna açısından oldukça zengin olup 142 kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bunlardan Balık Kartalı (Pandion haliaetus), Ada Doğanı (Falco eleonorae), Tavşancıl (Hieraaetus fasciatus), Ada Martısı (Larus audouinii), Hazar Sumrusu (Sterna caspia), Küçük Sıvacı Kuşu (Sitta krueperi) ve Kara Boğazlı Ötleğen (Sylvia ruppelli) IUCN Kırmızı Listesinde yer almaktadır. Gökova Deltası, yine tehdit altındaki türlerden birisi olan Su Samuru (Lutra lutra)’nun da yaşam alanıdır. [2]
SMAP III Gökova Projesinin bilimsel raporlarında da ortaya konulduğu gibi, Gökova İç Körfezi, ev sahipliği yaptığı birçok endemik bitki türü ve nesli tükenme tehdidi altındaki hayvan türleri ile Türkiye'nin ve dünyanın biyolojik çeşitliliğinde önemli bir yer tutmaktadır ve mutlaka korunması gereken bir ekosistemdir [1]. Bu aynı zamanda ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin gereğidir.
Her geçen yıl kontrolsuz biçimde artan turizm ve spor faaliyetlerinin oluşturduğu insan ve araç baskısı bölgenin son derece hassas flora ve faunasını olumsuz etkiliyor, yaşam alanları gittikçe tahrip oluyor. Tüm bu faaliyetlerin Gökova İç Körfezi için sürdürülemez boyutlara ulaştığı ortadadır. Ekosistemin daha fazla zarar görmemesi için artık bu faaliyetler için taşıma kapasitesi belirleyerek yönetim planları oluşturmanın zamanı gelmiştir. Çünkü başka Gökova yok !
"
Gökova İç Köfezinde Yaşayan Tehdit Altındaki Türler |
Kaynaklar:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder