Akyaka Yerel Yönetim Platformu (AYYP)’nun
15 Eylül 2012’de gerçekleşen ikinci genel toplantısında dile getirilen
sorunları “…belli bir sistematik içinde… Öncelikleriyle orantılı bir ağırlıkla işleyecek
bir program çalışmasına başlanması ve bu çalışmanın başlangıç adımının,
odağının Azmakla ilgili etkinliğin oluşturması” kararı alındı. Azmak Çalışma Grubu (AÇG) bu doğrultuda
çalışmaları yürütmek üzere 15 gönüllünün katılımıyla aynı toplantıda kuruldu.
Faaliyetlerin
Dökümü (16 Eylül – 4 Aralık)
İlki 16 Eylül’de, sonuncusu 4 Aralık’ta
toplam 6 toplantı yaparak çalışmalarını tamamlayan AÇG, bu süre içinde aşağıdaki
etkinlikleri gerçekleştirdi:
1. 24 Eylül 2012 tarihli, 180 imzalı
dilekçeyle Çevre ve Şehircilik Muğla İl Müdürlüğü’ne Azmağın 3621 Sayılı Kıyı Kanuna
tabi olup olmadığı soruldu. Daha sonra gerçekleştirilen Kadın Azmağı Sempozyumu’nda ilgili kurum
yetkilisinin kendisine yöneltilen aynı soruya “tabi değildir” yanıtına
karşılık, bugüne değin dilekçemize yazılı bir yanıt verilmedi.[*]
2.
Hem Belediyeye hem de Çevre ve Şehircilik Muğla İl Müdürlüğüne verilen
28 Eylül 2012 tarihli dilekçelerle Azmağı daha fazla tahrip edeceği belli olan “Azmak
Kıyı Bandı Peyzaj Projesi”nin yasal dayanağı soruldu. 11 Ekim’de Çevre
ve Şehircilikten gelen yanıtta: “Akyaka Belediyesi resmi web sitesinde
bahsedilen “Azmak Kıyı Bandı Projesi” ile ilgili Müdürlüğümüzde onaylı bir
proje bulunmamakta olup, Bakanlığımız(Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü)da
konuyla ilgili onaylı bir proje bulunup bulunmadığı” sorulacağı
belirtildi. 2 Kasım 2012 tarihli
belediyeden gelen yanıt ise tatmin edici olmaktan çok uzaktı. Ancak, karmaşık
ifadelerden projenin bir onama sürecinden geçmediği anlaşılabiliyordu. Hâlihazırda
bu projenin yürütülmesi ÖÇK Şube Müdürlüğünce konu netlik kazanıncaya kadar
askıya alındı.
3. Kadın
Azmağı Sempozyumu
hazırlık çalışmaları sürerken sempozyuma sunum yapmak üzere davetli olan ÖÇK
Şubesi tarafından Azmak içindeki yapay adacıklara iş makineleri marifetiyle
müdahale edildi. Oldukça özensiz yapılan ve bu nedenle kendisi bir tahrip
nedeni olan müdahalenin biçimi ve kapsamı BİMER’e verilen 22 Ekim tarihli bir dilekçe
ile soruldu. Bu dilekçeye henüz yazılı bir yanıt gelmedi.[*]
4.
Aynı süreç içinde sempozyuma kısa bir süre kala “Kale Çevresi Yolu Güzergâhı Projesi”
içinde Azmak kıyısında Belediye tarafından yapılan çalışma (kıyının
doldurulması ve taş yığılarak yapay kenar çizgisi oluşturulması) ÖÇK Şubesi
tarafından durduruldu.
5. Kadın Azmağı Sempozyumu, disiplinli ve özverili bir çaba ile tüm
tarafların biraraya getirildiği, mevcut durumun sergilenip sorgulandığı, sonrasındaki
adımlara ışık tutan, son derecede zihin açıcı bir etkinlik olarak 130 kişinin
katılımıyla 20 Kasım’da gerçekleştirildi. (Sonuçları aşağıda ayrıca
irdelenecek.)
6. Belediyenin
“Kale
Çevresi Yolu Güzergâhı Projesi” kapsamında kalan yolu kıyıya doğru
genişletme amaçlı Azmağı doldurma girişimleri karşısında, bu ve benzer
girişimler asıl kaynağını 1997 yılı onaylı Akyaka İmar Planı’ndan aldığından
hareketle, mevcut planın revizyonu ve o zamana kadar da yürüyen projelerin
durdurulması talebiyle 26 Kasım tarihinde Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne başvuruldu. Akabinde Akyaka
Belediyesinden yürürlükteki imar planının tüm paftaları yazılı olarak talep
edildi.
1. Sempozyuma ilgili tüm tarafların ve iyi
bir katılımın sağlanması, programın baştan sona aksamadan ve açıklandığı
biçimde yürütülmesi, sonuç ve etkileriyle başlangıç hedeflerine erişilmesi AYYP’nun
meşruiyetini Akyakalılar ve ilgili kurumlar nezdinde daha da pekiştirdi.
2.
Kuruluşundan bu yana geçen dört aylık süre içinde yürüttüğü
eylemliliğe önemli bir katkı yaparak, AYYP’na yönelik yapılan spekülasyonları
boşa çıkardı. AYYP’na değişik gerekçelerle mesafeli duran kişi ve kurumların bundan
böyle aynı katı tutumu sürdürebilme olanakları, tamamen değilse de büyük ölçüde
ellerinden alındı.
3. Her
etkinlik gibi, sempozyum da bize bir yandan yeni üyeler kazandırıp güç
katarken, kendi zayıf taraflarımızı da gösterdi. Ani gelişmeler olduğunda tutum
belirlemek üzere, hareket yeteneğimizi geliştirecek biçimde yapılanmamızı gözden
geçirmemiz gerektiği ortaya çıktı.
4. Sempozyum sık sık sık unutulan bir gerçeği
Azmak özelinde yeniden anımsattı: Doğa bir bütündür, parsellere ayrılarak
korunamaz; Akyaka’nın doğası da Gökova Körfezi’nin ayrılmaz bir parçasıdır.
5.
Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesine yönelik bilimsel öngörü,
saptama, uyarı ve önerileriyle bölgenin korunmasında tartışılmaz bir öneme,
geleceğe sahip olması gereken SMAP III Gökova BKAY Projesi
2009’dan bu yana beklediği tozlu raflardan AYYP tarafından indirilerek
sahiplenildi.
6. Sempozyum, katılan tarafların içinde
belki de en fazla AYYP’nin zihnini açtı. 1997 yılı onaylı Akyaka İmar Planı’nın Yavaşkent
kriterlerine -başta doğanın korunması- aykırı olduğu, Belediyenin doğanın
tahribi ile sonuçlanan tüm uygulamalarının meşruiyetini bu plana dayandırdığı,
bu nedenle köklü bir revizyona gidilmesinin bir zorunluluk olduğu anlaşıldı.
7.
Sempozyumun en belirgin sonucu, özel çevre koruma bölgesi içinde
olmasına, ilgili sayısız mevzuata vb. rağmen her geçen gün Azmağın sahip olduğu
doğal zenginlik ve çeşitliliği kaybetmekte olduğu gerçeğini ve bunun
nedenlerini sergilemiş olmasıdır. Sadece Azmak’ta değil, Akyaka’da gerçekleşen
doğaya yönelik tüm tahribatlarda eksik olan; öncelikle yaygın ve egemen olanın aksine, doğanın
pazarlanacak bir meta olmadığı ve insanın doğanın üstünde değil, onun bir
parçası olduğu bilincidir. İkinci olarak da Azmak dâhil, Akyaka’nın
gerçek bir koruma zırhına sahip olmayışıdır.
Sonuç
1. Azmak 90 öncesinde olduğu gibi, daha
kapsamlı bir koruma zırhına kavuşturulmalıdır. Bunun için, hem SMAP III
Gökova BKAY Projesi’nde
yer alan “kullanma suyu” niteliği saptamasına, hem de Kıyı
Kanunu’na atfen, Azmağı mutlak koruma alanı içine alacak hukuksal süreçler derhal başlatılmalıdır.
2. 1997 yılı onaylı Akyaka İmar Planı’nda başta Azmak, Akyaka’nın doğası ve
biyo-çeşitliliği gözetilmemiştir. SMAP III Gökova BKAY Projesi’nin
bilimsel çıktıları, Özel Çevre Koruma ve Uluslararası Yavaşkentler Birliği
kriterleri gözönüne alınarak yenilenmelidir. Akyaka’da, yavaşkent sürecinin özüne
uygun katılımcı ve şeffaf bir yerel yönetim anlayışının oluşturulmasını amaç
edinmiş ve eylemleriyle de bu doğrultudaki kararlılığını ortaya koymuş olan Akyaka
Yerel Yönetim Platformu, Akyaka halkının temsilcisi olarak yeni planın tüm
oluşum aşamalarında söz ve karar sahibi olmalıdır.
Azmak Çalışma Grubu
[*]Bilgi Edinme
Yasası’na dayanarak cevap verme
süresinin geçtiğini belirten ve dilekçemize en kısa zamanda cevap verilmesini
talep eden yeni bir dilekçe ilgili kuruma verilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder