13 Mayıs 2013 Pazartesi

Kadın Azmağı ve Akçapınar Azmağı'nın Kıyı Kanunu Kapsamına Alınması Dilekçesine Bakanlıktan Olumlu Cevap !

21. Mart 2013 tarihinde Kadın Azmağı ve Akçapınar Azmaklarının Kıyı Kanununun Uygulamasına Yönelik Yönetmeliğine eklenerek koruma statüsü kazandırılması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına verdiğimiz 60 imzalı dilekçeye Bakanlığın Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünden olumlu cevap geldi. Cevapta; talebimizin Kıyı Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğinde yapılacak değişiklik çalışmasında dikkate alınacağı bildiriliyor (Cevabın kopyası aşağıdadır).

Henüz fiili durumda bir değişiklik olmasa da, bu cevabı ihtiyatla karşılayacağımız bir olumlu adım olarak  görmek mümkün. Bu gelişmenin Akyaka'daki tüm doğa  tahribatlarının ve imar suistimallerinin önüne geçilmesi için bir başlangıç  olmasını umuyoruz.  Yapacak o kadar çok iş var ki ! Doğanın korunması konusunda gerçekten samimiysek,  önce kendimizin, kurumlarımızın ve yasalarımızın neden olduğu tahribatlarla yüzleşmek, onları değiştirmekle işe başlamamız gerekiyor.

Bizlerin, belde sakinlerinin dahil edilmediği, yerel yöneticilerin kapalı kapılar arkasında kendi kendine karar verdiği, hesap vermeyen, şeffaf olmayan yerel yönetim anlayışı ile ne Cittaslow, ne Unesco Dünya Mirası Listesi, bunlar  kolaylıkla içi boş  birer ticari markaya dönüştürülebiliyor. Akyaka, ne yazık ki ülkemizde çokça görülen bu tür yozlaşmanın en çarpıcı örneği olarak önümüzde duruyor.

Doğayı artık insanın hizmetindeki bir meta gibi görmekten vaz geçip, sömürmeye son vermek, insanın doğanın bir parçası olduğu, onunla uyumlu hareket ettiği bir kültür değişikliğini sağlayamadığımız sürece, "sürdürülebilirlik", "gelecek kuşakların hakları", "torunlarımızdan kalan miras", vs. gibi parlak sözler, bizzat sebep olduğumuz doğanın yıkımının örtüsü olmanın ötesinde bir anlam ifade etmeyecektir.   Bu durum devam ettiği takdirde Akyaka'nın geleceği, Belediyenin Azmak Kıyı Bandı  projesini tanımlarken (neyse ki AYYP'nin girişimi ile durduruldu) çok güzel "itiraf" ettiği gibi, doğal yaşamı ortadan kaldırıp yerine "doğalmış hissi veren" bir eğlence parkına dönüşmek olacaktır.   Buna izin vermemeli, doğamıza, kent hakkımıza sahip çıkmalıyız. Bunu ancak hep birlikte başarabiliriz.

Serdar Denktaş


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder