10 Kasım 2020 Salı

Süzer Holding Minik Evlerini ve Arabalarını ‘Gökova Sulak Alanı’ndan Çeksin!

MUÇEP Gökova Meclisi olarak, 15 Ekim 2020 tarihinde Süzer Holding’den Gökova ÖÇK Bölgesinde yaptıkları yasalara aykırı inşaatları kaldırmasını ve Gökova’dan elini çekmesini istemiştik.

Süzer Holding tarafından gazeteci Özcan Özgür'e gönderilen ve Hamle Gazetesi’nde  5.11.2020 tarihinde yayınlanarak kamuoyu ile paylaşılan açıklama üzerine, biz de bir açıklama daha yapma ve kamuoyunu bilgilendirme gereği duyuyoruz.

Süzer Holding’in Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde yer alan Gökova Sulak Alanı’ndan ‘Tuzlu Bataklık’ diye söz ederek ekosistemi bozarak yapmak istedikleri turizm faaliyetine  kılıf uydurmaktan başka bir şey değildir. Sulak alanlar yeryüzünün en üretken ekosistemlerini oluştururlar ve Gökova sulak alanı da bu nedenle özenle korunması gereken bir doğal sit alanıdır.

Gazetede yer alan açıklamada, Uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde yapacakları turizm odaklı faaliyet için Amerika’da “yükselen trend” “minik ev” girişimini örnek aldıklarını söylüyorlar. Bu ifadeden Süzer Holding tarafından konunun iyi kavranmadığını ya da kasıtlı olarak kavranmak istenmediğini anlıyoruz.

Bir ÖÇK Bölgesinde yapılan bu ticari girişimin hukuksuzluğunu ve doğal yaşam açısından kabul edilemez olduğunu verilen yanıttaki ifadeler bağlamında bir kez daha gerekçeleri ile açıklamak istiyoruz:

  • ÖÇK Bölgesi içinde özel mülk üzerinde dahi yapılıyor olsa bile, her türlü faaliyet ‘Özel Çevre Koruma Hükümleri’ne tabidir. Plaka takıp sonra da kalıcı tesislere dönüştürmeye çalışılan karavanları trafiğe kaydettirmekle, her şeyin yasal hale getirildiğinin sanılması ise, halkın aklı ile alay etmektir.   Ula Belediyesi’nin bu firmaya kestiği cezalar ve karavanlarını kaldırmaları için yapılan tebligat da  bunun kanıtıdır.
  • Firma arazi üzerinde doğal bitki örtüsünü ortadan kaldırmıştır. Oluşturulması düşünülen karavan parkı için inşa edilen yürüyüş yolu, Azmak kenarında iskele, foseptik, elektrik bağlantısı gibi altyapı çalışmaları zaten biyolojik çeşitliliği şimdiden tahrip etmiştir.
  • Faaliyet gösterdikleri alana ‘Tuzlu Bataklık’ diyerek doğayı yalnızca ekonomik açıdan değerlendirebildiğini ortaya koyan bu bakış açısının doğaya saygılı olduğundan söz edilemez. Söz konusu alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın da imzasının olduğu bilimsel çalışmalarda bölgedeki 11 farklı biyotoptan birisi ve “tuzcul alan” olarak belirlenmiş, kayıt ve koruma altına alınmıştır.  Bu şekilde tanımlama ısrarlarından, yasa tanımayan  bu tahribatı kalıcı hale getirmek istedikleri de net olarak anlaşılıyor. Yaşam alanlarını tahrip ederken, doğaya saygıdan nasıl söz edebilirler?   
  • ’Doğaya saygılı” diye tanımladıkları bu faaliyet koruma altında olan endemik bitki ve hayvanların yaşam alanı içerisindedir.
  • Gece gündüz demeden neden olunacak ses, ışık ve çevre kirliliği ile o canlıların yaşam döngüsüne müdahele edilmediği nasıl öne sürülebilir? Kaldı ki Özel Çevre Koruma mevzuatı zaten buna izin vermiyor.
  • Yapılan kitesurf etkinliği dolayısı ile Gökova’nın dünyaca tanınan bir turizm merkezi haline geldiği ifadesi ise zaten niyetlerinin dikkatleri bölgenin Özel Çevre Koruma bölgesi olmasından uzaklaştırıp, bölgeyi konaklamalı turizm odaklı bir yatırım alanına dönüştürmek olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Şu iyi bilinmelidir ki, Gökova sahip olduğu biyolojik zenginlik nedeni ile dünyaca tanınmış ve koruma altına alınmıştır.
  • Kitesurf sporu ancak gerçekleştirildiği alanda doğal yapıya zarar vermediği sürece doğa dostu bir spor olarak kalmaya devam edecektir. Çünkü Dünyada birçok koruma bölgesinde bu sportif faaliyet doğaya sıfır insan etkisi kaygısı ile yapılır ve yönetilir. Koruma alanında sportif faaliyet için kalıcı konaklama, okul, restoran gibi yapılar yoktur; sportif faaliyet için alana gidilir ve faaliyet bittikten sonra hiçbir malzeme bırakılmadan, olabildiğince insan izi bırakılmadan bölge terk edilir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na; Muğla Valiliği’ne, Ula Belediye Başkanlığı’na, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ve ilgili tüm kurumlara bir kez daha sesleniyoruz:                                                        

Kitesurf sahilinde ve gerisindeki doğa koruma alanı üzerinde yapılmakta olan özel çevre koruma hükümlerine, kıyı, imar ve çevre kanununa aykırı inşaatları ve doğal yapıya zarar veren tüm faaliyetleri durdurun.  

Kitesurf sporunun dünyadaki iyi örneklerini dikkate alarak, doğal yaşam alanında insan baskısı oluşturmadan yapılabilmesi için gerekli önlemleri alın.

Hepimiz biliyoruz ki, doğayı tahrip ederek doğal değerlerin yapılaşma ile tüketilmesine izin verdiğinizde elinizde yalnızca uçurtmalar kalır.                                                                                                            

Süzer Holding’e ve aynı düşüncede olanlara da bir kez daha halkın aklı ile alay etmeye çalışmaktan vazgeçmesini öneriyor “minik evlerinizi ve arabalarınızı çekin” diyoruz.

Bizler doğayı sadece biz insanlara bahşedilen ekonomik bir kaynak olarak değil, tüm canlıların onun bir parçası olduğu paha biçilmez bir yaşam kaynağı olarak görüyoruz. Gökovalılar doğayı, onu sadece kendilerine bahşedilen bir kar kaynağı olarak görenlere karşı korumayı bilirler.

Saygılarımızla

Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder