4 Kasım 2011 Cuma

Terradan teröre akan kan

Latincede, terra’nın (yer-toprak) terör ile etimolojik ilişkisini görünce (terror – terreur – terrere) dank etti.
Adam/ad-aw-mah (yer-toprak) Ibranicede aynı zamanda kan ve kırmızı anlamlarına geliyor (aw-dam/aw-dom).

Başka?
Hum, humus=yer, toprak.
Homo/humanus/human latincede insan.
Kan nerde?
Hema/hemo/aima da kan.
Hemo philia kan sever mi oluyor bu durumda?
Veya kanama düşkünü?

Tesadüf değil elbette, toprakla kan arasındaki bağlantı.
Tarih-coğrafya ilişkisine bakınca görülüyor zaten, tüm kanların toprak uğruna döküldüğü.
Toprak=bereket(beslenme) ve barınak/güvenlik.
Onun için de ‘ana’.

insanevladının iki özelliği çok belirleyici;

benim olsun
benim gibi olsun

Bu özellikleri nedeniyle, insan denilen organizma sürekli genişleme/büyüme eğilimi sergiler.
Dur durak bilmeden sahip olmak ve doğadaki mahlukatları kendi gibi yapmak, yorucu ve tahripkardır.
Insan, oluşturduğu topluluklara da (aile, cemaat, dernek, şirket, devlet, millet...) kendinden bir akıl katar.
Topluluğun aklının iki temel işlevi vardır; bir yandan içindeki unsurları eğitip, kendine benzetmeye çabalar;
diğer yandan da konu komşunun malına göz koyar. 

Bu akıl zamanla kuşaktan kuşağa aktarılır ve bir süre sonra organizmanın bilinçdışı belleğinin ürünü olur çıkar.
Buna kültür denir mi?
Denir!
Kültür, insanların birlikte yaşamak için çevresinde dönüp durdukları, ona sarılıp güç aldıkları kadim eksen gibidir.
Birlikte, ahenkli dönüşün bir enerjisi vardır ve bu enerji gelecek kuşağa aktarılır.
Aktarılan enerji, içinde “birlikte ayakta kalabilmenin, gelişmenin ilkeleri, koşulları” gibi ciddi bilgileri de taşır.

Habil-Kabil kardeşlerin derdi de budur.
Kültürler arası genişleme kavgası.
Biri çobandır, dağlı-göçer kültürü; diğeri çiftçidir, yerleşik hayat, kent kültürü.
Genişleme sıkıntısının ürünü ilk kan dökülür.
 
“Modern toplumda dededen toruna bilgi akışı durdu, sorunun kaynağı bu dur”
Ne ilgisi var? Eskiden akan o kültür içinde de şiddet, kan, korku vardı.
“Medeniyet ve aydınlanma kanı durduracak”
Ne ilgisi var, çağdaş Avrupa artık genişlemek için kan dökmüyor mu?
Ya Allah sevgisiyle dinsel  ‘organize akılların’ döktüğü kanlar?

Hepimiz büyümek istiyoruz, ama yer kalmadı.
Benim olsun-benim gibi olsun demekten vazgeçmedikçe, kan nasıl duracak?
Gerçek aydınlanma da bu herhalde.

Sunay Demircan

1 yorum:

  1. Mahatma Gandhi der ki : "dünya hepimizi beslemeye yeter ama hırslarımızı değil"

    YanıtlaSil