Sayfalar

28 Aralık 2023 Perşembe

Muğla Su İnisiyatifi Kuruluş Bildirgesi Yayınladı


8 Kasım 2023 tarihinde Muğla genelinde 72 örgütün DSİ önünde ortak yaptıkları basın açıklaması ile başlayan süreçte Muğla Su İnisiyatifi kuruldu.

Geçtiğimiz yaz Bodrum Yarımadasında yaşanan şiddetli susuzluk sonrasında sivil toplum örgütleri harekete geçmişlerdi. Yaşanan susuzluğun gerekçesi olarak DSİ'nin termik santralleri işleten şirketlerle yaptığı su tahsisi protokolleri gösterilmişti. Sivil Toplum Örgütleri DSİ'nin Su Tahsisi Yönetmeliğine göre öncelikle halkın içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarını karşılaması gerekirken baraj ve yeraltı sularını termik santrallere tahsis etmesini protesto etmiş ve bir basın açıklaması yapmışlardı. Yapılan açıklamada DSİ'ye protokolleri iptal etmesi çağrısı yapılmış ve 456 yurttaş aynı taleple kuruma dilekçe vermişti.

Eyleme katılan örgütler Muğla genelinde su hakkına el konulmasına karşı tüm boyutları ile mücadele kararı almışlar ve örgütlenme çalışmalarına başlamışlardı.  Örgütlenme çalışmaları tamamlandıktan sonra 28. Aralık 2023 tarihli bir kuruluş bildirgesi yayımlandı. 

Kuruluş Bildirgesinin tam metni aşağıdadır.


Muğla Su İnisiyatifi Kuruldu

Değerli Muğlalılar, Yaşam Savunucuları,

Çok değil, henüz su kaynaklarının sonsuz olduğuna inanıldığı,  İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin imzalandığı 1948 yılında, suyu  insan hakkı olarak tanımak kimsenin aklından bile geçmemişti. Aradan geçen sadece 60 yıllık sürede su ortak varlıklarının sermaye tarafından kuşatılmasıyla, dünyanın su kaynakları hızla yok edilmeye ve kirletilmeye başlandı. Tüm canlıların yaşamı için gerekli olan suyun azalmasından en çok etkilenen halklar ayağa kalktılar ve suyun insan hakkı olarak tanınması için büyük bir mücadele başlattılar.  2010 yılına gelindiğinde,   Birleşmiş Milletler nihayet su hakkını insan hakkı olarak tanıdı.  Ancak bu yasal kazanım, su kaynakları etrafında devlet sermaye işbirliğinde yürütülen kuşatmanın önüne geçmek için yeterli olmadı. Bu kuşatma kaldırılamadığı sürece, gelecekte dünyayı çok daha kötü günlerin beklediği de ortada. Su savaşları çoktan başlamış durumda.

Muğla bölgesinde yaşayan yurttaşlar olarak bizler de adaletsiz su yönetiminin sonuçlarını somut  olarak her geçen yıl daha derinden hissediyoruz. Geçtiğimiz yaz Milas ve Bodrum bölgesi, insan hakkı olan yeraltı  ve baraj sularının DSİ tarafından termik santrallere tahsis edilmesi nedeniyle şiddetli bir susuzluk yaşadı.  Muğla'nın birçok ilçesinden sivil toplum örgütleri ve doğa dostları bu haksızlığa karşı çıkmak üzere bir araya geldik. 08.11.2023 tarihinde yaptığımız basın açıklamasında, Muğla'nın su bütçesinden bu şirketlere bedava kullandırılan suyun, öncelikle insanların ve  tüm canlıların hakkı olduğunu söyledik  ve DSİ'yi protesto ettik. DSİ'den termik santralleri işleten şirketlerle yaptığı su tahsisi protokollerini iptal etmesini istedik,  bunun için DSİ'ye dilekçeler verdik.

Su hakkımıza el konulması yalnızca termik santrallere su tahsisleri ile sınırlı değil. Kamusal varlık olan suyun özelleştirilerek metaya dönüştürülmesinin başka birçok boyutu var. Su kaynaklarının suyu şişeleyerek satmak üzere özelleştirilmesi, maden şirketlerine sınır tanımaksızın verilen ruhsatlarla akiferlerin, onları koruyan ormanların, akarsuların yok edilmesi, endüstriyel kullanımla suyun kirletilerek doğaya geri bırakılması gibi birçok sorunu bir arada yaşıyoruz. Termik santrallerin suya el koyması üzerine bir araya gelen bizler, bu çok boyutlu el koymaya karşı güçlü bir mücadelenin gerekliliğini değerlendirerek, birlikteliğimizi örgütlü bir mücadeleye dönüştürmek üzere çalışmalarımızı sürdürdük.  Kuruluş çalışmalarımızı tamamladığımız bugün itibarı ile mücadelemize Muğla Su İnisiyatifi ismi ile devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.

Amacımız; Muğla, Türkiye ve dünya genelinde suyun ticarileştirilmesine, sulara, sucul sistemlere el  konulmasına, zarar verilmesine karşı, politik bir perspektifle mücadele etmek, yaşamı savunmaktır. Talebimiz, bir parçası olduğumuz doğanın, canlıların somut yaşam içindeki karşılığı  Muğlalılar olarak, Muğla'nın suyunun bugünü ve geleceği hakkında, yörede yaşayanlarla birlikte karar vermektir. 
Bu amaçla yürüteceğimiz mücadelemizde şu ilkeleri temel alıyoruz:
  • Su, insan dahil tüm canlıların yaşam unsuru ve doğanın hakkıdır; satılamaz, su ve su havzası ticarileştirilemez, el konulamaz, su kaynaklarına zarar verici faaliyetlere izin verilemez.
  • Ekosistemleri besleyen su havzalarının suyu, ekosistemlerin dengesini bozacak şekilde başka yere taşınamaz.
  • Suyun yönetimi politiktir. Su eylemliliğinin politik yönünü insanların ve ekosistemlerin ihtiyaçları belirler; hiçbir siyasi parti, oluşum, gerçek veya tüzel kişi  belirleyici değildir. Suyun nasıl yönetileceğine halkın karar vermesi esastır. 
  • Muğla Su İnisiyatifi, işleyişinde  katılımcılığı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alır, katılımcı demokrasi ilkeleri doğrultusunda kararları birlikte üretir, çoğulcu anlayışla çalışmalarını yürütür. 
Suyun ticarileştirilmesinin, su kaynaklarına el konulmasının yalnızca Muğla'nın yerel sorunu olmadığının da farkındayız. Devletin sermaye ile el ele belirlediği politikalarla, müştereklerimiz sermayenin kullanımına sunuluyor. Kamusal varlık olan su kaynaklarına yalnızca Muğla'da ya da ülkemizde değil, dünyanın  her yerinde aynı  şekilde  el konulmaya çalışıldığını biliyoruz. Suyun ticarileştirilmesinin, su kaynaklarına el konulmasının yalnızca Muğla'nın değil ülkemizin, dünyanın sorunu olduğunun farkındayız. Bu anlamda yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde “yeryüzünün tüm canlıların ortak yaşam alanı olarak kalması için” yürütülen mücadelelerden ayrı durmamız da söz konusu olamaz.

Muğla'daki tüm sivil toplum örgütlerini ve yurttaşları ortak su hakkı mücadelemizi büyüterek bir 'kent savunması' na dönüştürmek  üzere  omuz vermeye davet ediyoruz.  
Su Hakkımızı Birlikte Savunacağız!
Kamuoyuna Saygılarımızla,
28.12.2023
Muğla Su İnisiyatifi

Eşsözcüler: Sebahat Genç, Serdar Denktaş
Eposta: muglasuinisiyatifi@gmail.com
X: @msuinisiyatifi
İnstagram: @muglasuinisiyatifi
Fb: facebook.com/groups/muglasuinisiyatifi

21 Kasım 2023 Salı

Muğla Su İnisiyatifi yola çıktı

8 Kasım 2023 tarihinde DSİ önünde yapılan basın açıklaması ile başlayan süreçte Muğla'da örgütlü bir su hakkı mücadelesi başlatmak üzere dün ilk toplantı gerçekleştirildi.

DSİ önünde yapılan basın açıklamasında  termik santrallere su tahsisi yapması nedeni ile Bodrum Yarımadasında yaşanan susuzluğa dikkat çekilmiş ve DSİ'nin santralleri işleten şirketlerle yaptığı su tahsisi protokollerinin iptali istenmişti. Daha sonra 455 yurttaş kuruma bu yönde dilekçe vermişti.

Basın açıklamasına imza veren Muğla genelinde 72 örgütün temsilcileri dün yaptıkları toplantıda Muğla genelinde tüm canlıların yaşam hakkı olan suyun  ticarileştirmesine, su kaynaklarına el konulmasına,  yok edilmesine ve kirletilmesine karşı ortak mücadele etme kararı aldılar. Toplantının ardından yapılan açıklamada; "Muğla Su İnisiyatifi, Muğla genelinde suyun kullanılmasının tüm biçimleri ile ticarileştirilmesine, su kaynaklarına el konulmasına karşı bütüncül bir anlayış ve politik bir perpektifle mücadele etmek üzere, suyun yönetiminde karar verici olmayı amaçlayarak çalışmaya başlamıştır" denilerek  bundan sonraki süreçte bu amaçla örgütlenme çalışmalarına devam edileceği bildirildi.



6 Kasım 2023 Pazartesi

Gökova Taş Ocağı Davasında Danıştay 'Çed Gerekli Değil' Kararını Esastan İptal Etti

Gökova'da taş ocaklarının çıkardığı toz

Özmet Makine Ticaret ve Sanayi Ltd. Şirketi'nin Gökova Mahallesi, Tembeller Dağı Mevkiinde yapmayı planladığı "II-A Grubu Maden (Kalker) Ocağı Kırma Eleme Tesisi, Hazır Beton Santrali ve Beton Parke Büz Üretim Tesisi" projesi hakkında Muğla Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verilen  "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir" kararının iptali için MUÇEP Gökova Meclisi'nin girişimi ile açılan davada Muğla 1. İdare Mahkemesi 21.3.2023 tarihinde Yürütmeyi Durdurma Kararı vermişti. Muğla Valiliği ve Şirketin avukatlarının Danıştay'a birlikte  yaptıkları temyiz başvurusu karara bağlandı.

Danıştay 4. Dairesi tarafından esastan görüşülen davanın kararında "temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir." denilerek, Muğla 1. İdare Mahkemesinin 'çed gerekli değildir'  kararının yürütmesini durdurma kararını kesin olarak onanmasına 12.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verdi.

Uydudan Gökova'da faaliyet gösteren taş ocaklarının oluşturduğu çevresel tahribatın görüntüsü

Bölgedeki diğer tesislerin kümülatif etkisi dikkate alınmadı

Yürütmeyi Durdurma kararı verilirken hazırlanan bilirkişi incelemesi raporunda "bölgede başka açık ocak madencilik faaliyetlerinin sürdürülmekte olduğu, bu açık ocak maden işletmelerinin kümülatif etkilerinin proje tanıtım dosyasında göz ardı edilmiş olduğu, alınması planlan önlemlerin toz çıkışını engelleyen değil azaltan tedbirler olduğu, proje tanıtım dosyasındaki eksik hesaplamaya bağlı olarak oluşacak toz konsantrasyonunun doğru biçimde öngörülmesine olanak bulunmadığı" belirtilmişti.

Yoğun olarak zeytincilik yapılan bölgede taş ocaklarının faaliyetinden zarar gören çiftçiler ve Gökova mahallesi sakinleri  taş ocaklarının faaliyetlerinin sonlandırılması için Muğla Valiliği'ne ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na dilekçeler göndermiş ancak sonuç alamamışlardı. MUÇEP Gökova Meclisi'nden yapılan açıklamada, Danıştay'ın bu kararının bölgede toz çıkararak faaliyet yürüten tüm tesisler açısından emsal niteliğinde olduğu ve yeni bir idari süreç başlatacakları belirtildi.

Gökova Mahallesi'nin içinden geçen iş makineleri


4 Kasım 2023 Cumartesi

Su Hakkımızı Talep Ediyoruz! - MUÇEP'ten basın açıklamasına davet

 


Değerli Muğlalılar, Sivil Toplum Örgütü Yöneticileri, Siyasi Parti Yöneticileri, Belediye Yöneticileri,

Muğla bölgesi halkı, yargı kararına rağmen faaliyetlerine devam eden üç termik santral nedeniyle uzun yıllardır çok büyük ekolojik, sosyal ve ekonomik yıkımlarla karşı karşıyadır. 1996 yılında Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleri için çevreye verdikleri zararlar nedeni ile kapatma kararı verilmiş ancak bu karar hala uygulanmadığı için santrallerin neden olduğu tahribat katlanarak devam etmektedir.

Ekolojik yıkımların yeni bir boyutunu Muğlalıların su hakkının gasp edilmesi ile birlikte yaşamaya başladık. Halkın içme ve kullanma suyu ihtiyacı  öncellikle karşılanması gerekirken bölgemizin su varlıkları hukuksuz şekilde faaliyetlerini sürdüren termik santrallerin kullanımına tahsis edilmesi nedeni bugün susuzlukla karşı karşıyayız. Bodrum'da yaşanan su bütçesi açığının ve su yetersizliğinin temel nedeni budur. Hukuksuz su tahsisine devam edildiği takdirde susuzluk sorunu gelecekte Muğla bölgesinin tamamına yayılacaktır. Devlet Su İşleri'nin Su Tahsisi Yönetmeliği'ne aykırı olarak yaptığı bu tahsise karşı tüm Muğlalılar olarak su hakkımızı birlikte savunmamız yaşamsal bir zorunluluğa dönüşmüştür.

8 Kasım 2023 Çarşamba günü saat 11:00'de  Muğla'da DSİ Şube Müdürlüğü önünde gerçekleştireceğimiz basın açıklamasına tüm Muğlalıları davet ediyoruz. Basın açıklaması sonrasında yurttaşlar olarak su hakkımızın iade edilmesini  talep eden dilekçelerimizi DSİ'ye teslim edeceğiz. Dilekçe örneği basın açıklaması sırasında Muğla Çevre Platformu gönüllülerinden temin edilebilir.

Dayanışmayla,

Muğla Çevre Platformu


25 Ekim 2023 Çarşamba

Muğla Adalet Kervanı Beşinci Günde Yatağan'daydı


20 Ekim'de Datça'dan başlayan Muğla Adalet Kervanı beşinci gününde Yatağan'daydı. Muğla Çevre Platformu, İklim Adaleti Koalisyonu, Ekoloji Birliği ve KARDOK Derneği tarafından birlikte düzenlenen kervan etkinliğinde sırası ile Datça, Marmaris, Akyaka ve Menteşe ziyaret edildi. Ziyaret edilen bölgelerde köylere de uğranarak bölge halkı ile sohbetler ediliyor, broşürler dağıtılıyor ve forumlar düzenleniyor.

Yatağan'da pazaryerinde stant kuran kervan gönüllüleri pazaryerinde ve çarşıda dolaşarak esnaf ile sohbet etti ve broşür dağıttı. Saat 16:30'da pazaryerindeki stantta TORAKS Derneği Yürütme Kurulu Üyesi Sabahat Genç bir konuşma yaparak termik santrallerin bölge halkının sağlığına yaptığı olumsuz etkileri anlattı. Kervan gönüllüleri de konuşmalar yaparak kervanın yola çıkış amacını, termik santrallerin ve onlara kömür sağlayan maden ocaklarının doğaya verdiği zararları, iklim değişikliğine etkilerini anlattılar.  

Yaşam savunucuları emek düşmanı değil, yaşam ve emek sömürüsüne karşılar


Konuşmacılar santrallerin kapatılması için mücadele eden yaşam savunucularının termik santrallerin çalışmasını savunan sendika yöneticilerinin iddia ettiği gibi 'emek düşmanı' olmadıklarını, aksine  yaşamı, yaşam alanlarını, adaleti ve çalışanların haklarını savunduklarını dile getirdiler. Kervan gönüllüleri termik santrallerin kapatılması taleplerini her zaman işçilerin çalışma haklarının korunarak sağlıklı ve insanca yeni çalışma alanları yaratılması gerekliliği ile birlikte talep ettiklerini söylediler.  Bunun da devlet tarafından 'adil geçiş' sürecinin işletilerek sağlanmasını gerektiğine vurgu yapıldı. 

Termik santrallerin kapatılması zaten İklim Sözleşmesi gereği

Kervan gönüllüleri Paris İklim anlaşmasına taraf olan ülke olarak Türkiye hükümetinin zaten tüm kömürlü termik santralleri kapatmak üzere hızla eylem planları yapması gerektiği, bunun için yargının 1996 yılında kapatma kararı verdiği Muğla'daki üç termik santralle  başlanmasının en doğrusu olacağı vurgulandı. Anayasadaki 'hukuk devleti' ilkesi hatırlatılarak yargı kararının derhal uygulanması gerektiği ifade edildi.

Yatağan'lı bir yurttaş da söz alarak Yatağan'daki termik santrale takılan filtrenin santral işletmecilerinin söylediği gibi hiçbir sorunu çözmediğini, kömür sahalarının genişlemesi nedeni ile doğa tahribatının, santralin zehirli atıkları ile kirlenen hava, su ve toprak nedeni ile kanser vakalarının artarak devam ettiğini söyledi.

Kervan 25 Ekim'de bir sonraki durağı olan Milas'a geçecek. Milas Belediye Parkındaki program saat 11:00'de başlayacak.








19 Mart 2023 Pazar

Akyaka’ya çevre yolu projesinde soruşturma yeni baştan !

Foto: Anka Haber Ajansı

Akyaka’da Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde yer alan ve koruma statüsü bulunan orman alanında orman yolu bakım çalışması adı altında, görevi kötüye kullanmak suretiyle, imar planında bulunmayan, yasaya aykırı bir çevre yolu inşa etmek üzere yüzlerce ağacın kesilerek doğaya zarar verildiği, çevrenin kirletildiği, 6831 sayılı yasaya muhalefet edildiği iddiaları ile hakkında suç duyurusu yapılan Muğla Valisi Orhan Tavlı’nın kendisi ile ilgili suç duyurusuna bizzat kendisinin verdiği kovuşturmaya yer olmadığı kararı, yapılan itiraz sonucunda  İzmir Bölge İdare Mahkemesi tarafından kaldırıldı.

İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 1. İdari Dava Dairesi’nin kararında “Muğla Valisinin de şikayet kapsamında olduğu ve aynı makamın itiraza konu kararı imzaladığı görülmekte olup, buna göre; muhatap tutulduğu iddialar hususunda diğer kamu görevlileri hakkında soruşturma iznine dair idari tasarrufta bulunmasının objektifliğe uygunluk taşımadığı ve bu durumun kabul edilemeyeceği açıktır” denilerek, itirazların kabulüne, itiraza konu kararın kaldırılmasına, belirtilen hususlar dikkate alınarak ilgili merci tarafından soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi konusunda bir karar verilmek ve kararımızın tüm taraflara tebliği sağlanmak üzere dosyanın Muğla Valiliğine iadesine, 24.1.2023 tarihinde oy birliği ile kesin karar verildiği” belirtildi.

Ne olmuştu?

11.12.2021 tarihinde Muğla Valiliği web sitesinde Muğla Valisi Orhan Tavlı, Ula Kaymakamı Baha Başçelik ve Ula Belediye Başkanı Özay Türkler’in Akyaka’da planlanan bir çevre yolu güzergahı üzerinde inceleme gezisi yaptıkları haberi yer almıştı.  Haberde projenin Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı desteği ile Ula Belediyesi tarafından yapılacağı belirtiliyordu.

 Foto: Anka Haber Ajansı

Bu haber üzerine Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi üyeleri 16 Ocak 2022 tarihinde ağaçların kesildiği orman alanına giderek bir basın açıklaması yapmış; söz konusu projenin gerekli izinler alınmadan, yasaya aykırı olarak uygulamaya alınmasını protesto etmiş ve sonrasında da projeyi uygulamaya sokan Muğla Valisi Orhan Tavlı ve Orman Bölge Müdürlüğü yetkilileri hakkında Muğla Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuşlardı. Suç duyurusu, hakkında suç duyurusu bulunan Orhan Tavlı’nın kendisi tarafından incelenerek kendisi hakkında  soruşturma yapılmasına izin vermemişti. Haberin ayrıntısı için  >>> Akyaka’ya çevre yolu suç projesidir !