Sayfalar

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Akyaka’da “Beton Lobisi”ne Geçit Yok !


Akyaka’da özelleştirilmek ve imara açılmak istenen  bir kamusal alanla ilgili olarak Akyaka Yerel Yönetim Platformu’nun öncülüğünde Akyaka ve Muğla’dan sivil toplum örgütlerinin ve duyarlı bölge insanlarının bir araya gelerek oluşturdukları Akyaka Dayanışması Platformu bileşenleri, bugün yaklaşık 100 kişik bir katılımla bir basın toplantısı düzenleyerek taleplerini kamuoyuna duyurdu.  Toplantıya Akyaka, Gökova, Ula, Muğla ve Marmaris’ten de vatandaşlar ve Sivil Toplum Örgütleri temsilciler katıldılar.

Bir ay kadar önce Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB)  Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nde yer alan Akyaka’da halkın ortak yararlanma hakkı ve aslında zeytinlik olan bir yaklaşık 20 dönümlük hazine arazisini (3841 sayılı parsel) özelleştirme programına alması ve bu alanda bir imar planı değişikliğine giderek resmi gazetede yayınlaması ile Akyakalılar ayağa kalktı. 

Önce gerçek olmayan “toki evleri yapılacak” haberi ile dikkatler başka yöne çekildi. Akyaka Belediyesi kendi sınırları içinde yer alan bu hazine arazisini yasal hakkı olmasına karşın, açıklanmayan nedenlerle belediyeye katılmasını Maliye’den talep etmemiş ve sonunda da bu zeytinlik Özelleştirme İdaresi’nin eline geçmiş.  O da özelleştirme programına alarak bir imar plan değişikliğine gitmiş, yapılaşma yoğunluğunu arttırmış. Akyaka Belediye Başkanı aslında özelleştirmeye karşı olmadıklarını, buraya konut yapılmasını istediklerini ama ÖİB’nin değil kendi planlarının uygulanmasını istediklerini söylüyor.

Tüm bu kafa karıştırıcı tartışmalar içinde kesin olan bir şey var;  aslında tüm Akyakalıların yararlanma hakkı olan bir kamusal alan, üstelik de “Zeytin Koruma Yasası”na göre korunması gereken bir zeytinlik, özelleştirilmek ve yapılaşmaya açılmak isteniyor. Belediye yönetimi ve ÖİB arasındaki tartışma burada oluşacak rantın kime ait olacağı ile ilgili. Akyakalılar ise tüm bu süreçte tamamen tartışmanın dışında bırakılmış.

Bu “oldu bitti”ye karşı tutum alan Akyaka Dayanışması, Akyaka İmar Planına “yapılaşma alanı”, tapuya da “arsa” olarak kaydedilen,  Aralık 2012’de de sessiz sedasız özelleştirme programına alınan zeytinliğin özelleştirme programından çıkartılmasını, tapu kaydının “zeytinlik” olarak değiştirilmesini ve imar planının revize edilerek tamamen yapılaşmaya kapatılmasını, üzerindeki zeytin ağaçlarının korunarak herkesin yararlanabileceği bir ortak yaşam alanına dönüştürülmesini istiyorlar. 

Diğer bir talep, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun planların yapım ve değiştirilme süreçlerine kent halkının etkin katılımının sağlanacak şekilde değiştirilmesi. Ve son olarak, doğa koruma alanlarının korkulu rüyası “Biyo-Çeşitliliği Koruma(!) Yasası”nın da tamamen iptal edilmesini istiyorlar. Zira, eğer bu yasa çıkarsa, Akyaka’nın Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde olması artık doğasını korumaya yetmeyecek, hükümet “üstün kamu yararı” adına yeniden kamusal alanları yapılaşmaya, yatırımlara açabilecek. Bu son iki talebin Türkiye’nin her yerinde kent ve doğa hakkı mücadelesi veren kesimlerin hemen uzlaşabileceklerini ortak talepler olduğunu ve büyük destek vereceklerini şimdiden söyleyebiliriz.

Eşsiz doğa güzelliği ve geleneksel Çakırhan mimarisi ile ülkemizin kimliğini koruyabilmiş çok az sayıdaki beldelerinden birisi olan Akyaka, zengin biyo-çeşitliliği ile Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi kapsamına alınmış. Belde sakinleri 2008 yılında bir araya gelerek doğanın ve mimari dokunun korunmasını temel alan Akyaka Vizyonu’nu oluşturmuş ve Cittaslow (Uluslararası Yavaş Kentler Birliği) kriterlerinin vizyonlarını gerçekleştirmek için uygun bir çerçeve program sunduğunu belirleyerek bu birliğe de üye olmuşlar. 

Ancak Akyakalıların tüm bu koruma iradelerine rağmen, geçen yıl çıkan Büyükşehir Yasası ile gelecek yerel seçimlerle birlikte yerinden yönetim haklarını da kaybedecekler. Çünkü belediyeleri kapanacak ve artık Ula’dan yönetilen bir mahalleye dönüşecek. Akyakalıların kent ve doğa haklarını korumaları daha da güçleşecek. Beldeye kimliğini veren tüm doğal ve kültürel değerlerini  yitirmesine yol açacak olan tüm bu hızlı kentleşme  baskılarına karşın, duyarlı Akyakalıların beton lobisine geçit vermeye hiç niyetleri yok ve “yavaş olun gari!” diyorlar.

Bir kez daha hatırlatmakta yarar var Akyaka bir “yavaş kent”.

Akyaka Dayanışması’nın basın açıklaması >>>> 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder