Sayfalar

30 Kasım 2020 Pazartesi

Gökova Sulak Alanının Mutlak Korunacak Hassas Alan olması için girişim başlatıldı


2017 yılında Gökova Bölgesi Doğal Sit Alanlarının koruma derecelerinin değiştirilerek onaylanması ile Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin ekosisteminin korunması oldukça zorlaştı.  Daha önce tamamı mutlak koruma sağlayan 1. Derece Doğal Sit Alanı olan bölgenin yapılan değişiklikler sonucunda koruma kalkanı zayıflatıldı. Yeni tanımlanan koruma statüleri mutlak koruma sağlayan  “Kesin Korunacak Hassas Alan”, kısmi yapılaşmaya izin veren “Nitelikli Koruma” veya yoğun yapılaşmaya izin veren  “Sürdürülebilir Koruma” şeklinde belirlendi. Gökova Bölgesinin çok az bir bölümü ise mutlak koruma sağlayan “Kesin Korunacak Hassas Alan” olarak belirlenirken,  Akyaka, Gökova ve Akçapınar gibi yerleşim alanlarının koruma statüleri tamamen kaldırıldı. Kalan bölümler ise kısmen  “Nitelikli Koruma” veya “Sürdürülebilir Koruma” Alanı olarak belirlendi. 

Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi, Kasım ayı içerisinde Gökova ÖÇKB’nin biyolojik çeşitliliğinin en önemli bölgelerinden birisi olan Gökova Sulak Alanının korunmasında yaşanan sorunlarla ilgili bir çalışma yaptı. Çalışma sonunda ortaya çıkan değerlendirme raporunda bölgede mevzuattan kaynaklanan yönetim sorunları ile yoğun insan kullanımından kaynaklanan sorunlar irdelendi. MUÇEP Gökova bileşeni olan üç sivil toplum örgütü Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, Gökova Akyaka’yı Sevenler Derneği ve Akdeniz Yeşilleri Derneği ortak imzaladıkları birer dilekçeyi Cumhurbaşkanlığına, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ve Tarım ve Orman Bakanlığına göndererek Gökova Sulak Alanının Doğal Sit Statüsünün “Mutlak Korunacak Hassas Alan” olarak değiştirilerek mevzuattaki uyumsuzlukların düzeltilmesini, uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan  endemik ve   nesli tehdit altında olan birçok türe ev sahipliği yapan Gökova Sulak Alanının mutlak korunması için gerekli düzenlemelerin yapılmasını talep ettiler.

2017'de onaylanan değişikliklerle Gökova Bölgesinin yeni sit statüleri


30.11.2020 tarihinde gönderilen dilekçenin kopyası aşağıdadır:

Konu:  Muğla İli, Ula İlçesi sınırları içinde, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesinde yer alan, Kadın Azmağı ve Akçapınar Azmakları arasında kalan bölgenin Doğal Sit Alanı statüsünün “Nitelikli Doğal Koruma Alanı”ndan “Kesin Korunacak Hassas Alan”a dönüştürülmesi talebi

Söz konusu alan, birçok bilimsel çalışmada ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kayıtlarında  Sulak Alan olarak ekolojik değerine vurgu yapılan, küresel ve ulusal ölçekte birçok dar yayılışlı türe ve uluslararası sözleşmelerle korunan nesli tükenme tehdidi altında olan türlere ev sahipliği yapmaktadır.

Kadın Azmağı ve Akçapınar Azmağı arasındaki bu alan Nitelikli Koruma Alanı olarak belirlenmiş olmakla birlikte, içinde yer alan ve mülkiyeti Hazine veya özel mülk durumunda olan bazı taşınmazların tapu kayıtları “tarla” niteliğindedir. Dolayısı ile bu alanda yapılacak tarımsal faaliyetlerin alanın ekolojik yapısını tahrip edeceği, flora ve faunanın korunmasının mümkün olamayacağı açıktır.

Yine aynı alan içerisinde kalan ve Kitesurf sporunun yapıldığı kıyı alanında Kıyı Kanununa, Çevre Kanununa, Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmeliğe ve  Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğine aykırı olarak tesis edilmiş kalıcı binalar, plaja ulaşım için koruma alanı içinde oluşan yoğun motorlu araç trafiği, araçların koruma alanı üzerinde park edilmeleri nedeni ile ekosistem üzerinde büyük bir insan baskısı söz konusudur. Bu baskı nedeni ile de bölgenin ekolojik değerleri zarar görmekte ve koruma imkanı kalmamaktadır. Kitesurf sportif faaliyetinin ekosisteme zarar vermeden yapılabilmesi için kriterlerin belirlenmesi gerekmektedir. Bu anlamda; söz konusu alan için kalıcı olarak tesis edilmiş binaların kaldırılması, sportif faaliyetin bitiminde bölgede hiçbir malzeme bırakılmaması, plaja özel araçlarla ulaşımın ve araç parkının engellenmesi, alternatif olarak ulaşımın Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulacak yoğunluğu düşük bir toplu taşım sistemi ile azaltılması, gece saatlerinde bölgede ışık ve ses kirliliğine yol açacak etkinliklere izin verilmemesi bölgedeki flora ve faunanın yaşam döngüsüne zarar verilmemesi açısından yaşamsal önemdedir.

Genel olarak söz konusu alanın ekolojik değerlerinin korunabilmesi için bu bölge içinde her türlü insan faaliyetinin kısıtlanarak doğal yapı üzerindeki baskı en aza indirilmelidir. Bu anlamda her türlü yapılaşmanın, tarımsal, sportif ve turizm faaliyetinin ve avcılığın yasaklanması gereklidir.

Yukarıda belirtilen gerekçelerle Gökova Sulak Alanının Doğal Sit Alanı statüsünün “Nitelikli Doğal Koruma Alanı”ndan “Kesin Korunacak Hassas Alan”a yükseltilmesi; bu bölgede yer alan, mülkiyeti kamu veya özel mülk statüsünde olan tüm taşınmazların tapu kayıtlarının “tarla” niteliğinden “sulak alan”a  değiştirilmesi ekosistemin korunabilmesi mevzuatı açısından yerinde olacaktır. Bu değişikliklerle uyumlu olmak üzere, Sulak Alanın geri planında kalan “Sürdürülebilir Koruma Alanı” statüsündeki alanın da “Nitelikli Koruma Alanı”a yükseltilmesi ve bu alanda yer alan tarım arazilerinde yalnızca iyi tarım uygulamalarına izin verilmesi uygun olacaktır. Gereğinin yapılmasını saygılarımızla arz ederiz.


Dilekçeye eklenen dokümana aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz: 

Gökova Sulak Alan Ekosisteminin Korunmasına Dair Sorunlar 


13 Kasım 2020 Cuma

Akyaka İmar Planı Revizyonuna İtirazlar Çığ Gibi !...

Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin kalbi Akyaka’nın sakinleri, 15 Ekim’de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından askıya çıkarılan Akyaka İmar Planı Revizyonu dolayısı ile bugünlerde hiç de sakin değiller. Revizyon planını koruma amaçlı değil, rant alanı yaratma amaçlı olarak değerlendiren Akyakalılar plana sert tepki gösterdiler. Görüşleri alınmadan kapalı kapılar arkasında hazırlanarak  Kent Haklarının ihlal edilmesine karşı çıkan Akyakalıların revizyon planının iptal edilmesi için başlattıkları  dilekçe kampanyası 14 Kasım'da sona erdi.

Dilekçe kampanyasına büyük katılım

MUÇEP Gökova Meclisi, planla ilgili   itiraz gerekçelerini içeren bir dilekçe örneği hazırladı.  Akyakalılara ve Muğlalara çağrı yapılarak dilekçelerin ÇŞB Muğla İl Müdürlüğüne verilmesi istendi. Kampanya büyük yankı buldu ve askı süresinin bitmesine bir hafta kala İl Müdürlüğü’nün evrak kayıt servisi gelen dilekçeleri kayıt etmekte oldukça zorlandı. Kampanyaya Muğla dışından da CİMER üzerinden dilekçe vererek büyük destek sağlandı. Yurttaşlar verdikleri binlerce dilekçe ile tek ses halinde Akyaka İmar Planı Revizyonu’nun iptal edilmesini talep ettiler.   CHP Ula ilçe teşkilatı, Milletvekilleri Burak Erbay ve Mürsel Alban da etkinliğe dilekçeleri ile destek verdiler, basın açıklamaları ile revizyon planının bir rant projesi olduğunu ve izin vermeyeceklerini ifade ettiler. Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, Akyaka Kültür Sanat Derneği, Gökova-Akyaka’yı Sevenler Derneği, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Muğla Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası da Plana kurumsal olarak itiraz ettiler.

Yurttaşlar dilekçelerinde planın iptal edilmesini isterken, “Akyaka’nın içinde yer aldığı Gökova ÖÇK Bölgesi’ni bütüncül bir doğa koruma anlayışı ile yerel halkın katılımı sağlanarak, yönetim planları ile uyumlu, Yavaşkent statüsünü dikkate alan, bu çerçevede mevcut sorunlara çözüm getiren yeni bir planlama çalışmasını destekleyeceklerini” ifade ederek planın iptal edilmesi durumunda yeni bir planlama çalışmasının nasıl olması gerektiğini de belirttiler.

Revizyon Planına neden karşı çıkılıyor

Daraltılan kamusal alanlar, arttırılan ticari alanlar
15 Ekim'de  bir ay süre ile askıya çıkarılan ve “koruma amaçlı” yapıldığı iddiasında olan Revizyon Planı, MUÇEP Gökova Meclisi’nin çağrısı ile 31 Ekim’de Akyakalıların, Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, Gökova-Akyaka'yı Sevenler Derneği, Akyaka Kültür Sanat Derneği, Muğla Mimarlar Odası, Muğla Şehir Plancıları Odası, Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin uzmanlarının, Muğla Barosu avukatlarının, CHP, HDP ve Doğru Parti il örgütlerinin katılımı ile geniş bir şekilde değerlendirildi. Toplantı sonunda Revizyon Planının doğanın korunmasına değil yalnızca yeni rant alanları yaratmaya odaklı bir plan olduğu ortak saptaması yapıldı. Toplantının sonuç bildirgesinde Revizyon Planının doğanın korunmasını, Akyaka’nın mevcut sorunlarına çözüm getirmeyi amaçlamadığı gibi sorunların katlanarak artmasına yol açacak rant odaklı bir plan olduğu belirtildi. 
Revizyon raporunda nesli tehdit altında olan su samurlarının yaşam alanı olan Azmak ekosisteminin mutlaka korunması gerektiği belirtilirken, Azmak kenarında doğal yapıyı tamamen ortadan kaldırarak  yalnızca insan kullanımını öngören, koruma amacını “lafta” bırakan, amacı ile uyuşmayan bir proje öneriliyor.  Hazırlanan plana göre halihazırdaki mendirek genişletilerek yat limanına dönüştürülüyor.

Kamusal alanlar oldukça daraltılıyor; parklar, çocuk oyun alanları, kültürel ve sosyal  alanlar ticaret alanlarına dönüştürülüyor.

Revizyon Planı Su samurlarının
yaşam alanı Azmağı tehdit ediyor
 
Yaz aylarında ziyaretçi yoğunluğu nedeni ile altyapının neredeyse iflas ettiği, Akyaka’nın girişinde ve caddelerinde araç trafiğinin kilitlendiği gerçek bir sorun olarak ortada dururken, otel alanlarının altı kat arttırılması öngörülen Plan ile trafik sorununun çok daha büyümesine yol açılacak. Bu planlama yapılırken Büyükşehir Belediyesinin görüşü alınmamış,  bir trafik etüdü  yapılmamış. 

Plan hazırlanırken bölgenin 1. derece deprem bölgesi olduğu hiç dikkate alınmazken  bir ÇED çalışması da yapılmamış.

Özel Proje Alanı olarak belirlenen Kermetur Sitesinin bulunduğu alana ise yapılacak yat limanını tamamlamak üzere oteller ve alışveriş merkezi inşa edilmesi planlanıyor. Mülkiyet hakları ellerinden alınan Kermetur Sitesi sakinleri ise kaderlerine terk ediliyor. Akyaka’nın Yavaşkent statüsü ise hiç dikkate alınmamış. Revizyon Planı, sürdürülebilirliğin, doğanın korunmasının ön planda tutulduğu yavaşkent anlayışına tamamen aykırı şekilde kamusal ve doğal yaşam alanlarının betonlaşmasına yol açacak bir hızlı gelişme öngörüyor ve böylece yavaşkent anlayışından da vaz geçildiğini ortaya koyuyor.

Planda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından sivil toplum örgütlerinin katkısı  ile hazırlanan Gökova ÖÇKB Yönetim Planı da dikkate alınmamış, zira Revizyon Planı birçok noktada Yönetim Planı ile çelişiyor.

Ula Belediye Yönetiminin Revizyon Planına Yaklaşımı

Akyakalıların Planı Değerlendirme Toplantısı
Belediye Başkanı İsmail Akkaya Gökova Meclisi’nin düzenlediği değerlendirme toplantısına davet edilmesine karşın  katılmadı. Toplantıya Ula Belediyesini temsilen başka katılan da olmadı. Dolayısı ile Belediye yönetiminin görüşlerini Akyakalılar karşılıklı bir görüşmede dinleme imkanı bulamadı. 

Revizyon Planının raporunda yer alan belgelere göre Ula Belediye Meclisi’nin hazırlanış aşamasında plana birçok noktada karşı çıktığı anlaşılıyor.  Ancak Belediye Başkanı’nın tüm o itirazlara rağmen bugün planı sıkı sıkı savunduğu görülüyor. Ula Belediye Başkanı yaptığı basın açıklamasında planın kamu yararına, itiraz edenlerin de üç beş kişi olduğunu iddia etmişti. Başkan basın açıklamasında Akyakalıların yukarıda yer verdiğimiz itirazlarına ise doyurucu bir cevap  vermedi. Bölge halkının verdiği binlerce dilekçe ise Başkanın iddialarını gözden geçirmesini gerektirecek görünüyor.

Bundan sonra ne olacak?

Bakanlığın dilekçelere 60 gün içerisinde yanıt vermesi bekleniyor. Eğer yanıt olumsuz  olursa ya da hiç verilmezse dilekçe sahipleri dava açma yoluna gidecekler. Kermetur Sitesi Sakinleri ise dilekçelerine verilecek cevaba göre mülkiyet hakları gasp edildiği gerekçesi ile ayrı davalar da  açmaya hazırlanıyorlar. Mülkiyet haklarını korumak için birlikte hareket etme kararı alan  Kermetur Sitesi sakinlerinin süreç sonunda 176 tane dava açması gündeme gelebilecek.

Gökova Meclisi üyeleri Revizyon Planı askı süresinin bitiminde uygulamaya gireceğini dikkate alarak Bakanlığın cevabını beklemeden kısa süre içinde bir de Yürütmeyi Durdurma talepli dava açmaya hazırlanıyorlar. Açılacak bu davaya çok sayıda Akyakalının da müdahil olması bekleniyor. Yurttaşların açacakları bireysel davalar yanında Muğla Büyükşehir Belediyesi, Muğla Mimarlar Odası, Muğla Şehir Plancıları Odası da idari sürecin bitiminde planın iptali için dava açmaya hazırlanıyorlar.

Özetle, eğer Bakanlık  bu denli yoğun iptal talebini dikkate almazsa çok sayıda yurttaşın ve kurumun açacağı davalar ile büyük bir hukuk mücadelesi başlayacak görünüyor. Mücadelenin yalnızca hukuki zeminde kalmayacağını da  şimdiden söyleyebiliriz, zira Akyakalılar ve Muğlalar dava açmak yanında planın iptali için her türlü yasal ve meşru girişimde bulunmak için de kenetlenmiş durumda.




10 Kasım 2020 Salı

Süzer Holding Minik Evlerini ve Arabalarını ‘Gökova Sulak Alanı’ndan Çeksin!

MUÇEP Gökova Meclisi olarak, 15 Ekim 2020 tarihinde Süzer Holding’den Gökova ÖÇK Bölgesinde yaptıkları yasalara aykırı inşaatları kaldırmasını ve Gökova’dan elini çekmesini istemiştik.

Süzer Holding tarafından gazeteci Özcan Özgür'e gönderilen ve Hamle Gazetesi’nde  5.11.2020 tarihinde yayınlanarak kamuoyu ile paylaşılan açıklama üzerine, biz de bir açıklama daha yapma ve kamuoyunu bilgilendirme gereği duyuyoruz.

Süzer Holding’in Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde yer alan Gökova Sulak Alanı’ndan ‘Tuzlu Bataklık’ diye söz ederek ekosistemi bozarak yapmak istedikleri turizm faaliyetine  kılıf uydurmaktan başka bir şey değildir. Sulak alanlar yeryüzünün en üretken ekosistemlerini oluştururlar ve Gökova sulak alanı da bu nedenle özenle korunması gereken bir doğal sit alanıdır.

Gazetede yer alan açıklamada, Uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde yapacakları turizm odaklı faaliyet için Amerika’da “yükselen trend” “minik ev” girişimini örnek aldıklarını söylüyorlar. Bu ifadeden Süzer Holding tarafından konunun iyi kavranmadığını ya da kasıtlı olarak kavranmak istenmediğini anlıyoruz.

Bir ÖÇK Bölgesinde yapılan bu ticari girişimin hukuksuzluğunu ve doğal yaşam açısından kabul edilemez olduğunu verilen yanıttaki ifadeler bağlamında bir kez daha gerekçeleri ile açıklamak istiyoruz:

  • ÖÇK Bölgesi içinde özel mülk üzerinde dahi yapılıyor olsa bile, her türlü faaliyet ‘Özel Çevre Koruma Hükümleri’ne tabidir. Plaka takıp sonra da kalıcı tesislere dönüştürmeye çalışılan karavanları trafiğe kaydettirmekle, her şeyin yasal hale getirildiğinin sanılması ise, halkın aklı ile alay etmektir.   Ula Belediyesi’nin bu firmaya kestiği cezalar ve karavanlarını kaldırmaları için yapılan tebligat da  bunun kanıtıdır.
  • Firma arazi üzerinde doğal bitki örtüsünü ortadan kaldırmıştır. Oluşturulması düşünülen karavan parkı için inşa edilen yürüyüş yolu, Azmak kenarında iskele, foseptik, elektrik bağlantısı gibi altyapı çalışmaları zaten biyolojik çeşitliliği şimdiden tahrip etmiştir.
  • Faaliyet gösterdikleri alana ‘Tuzlu Bataklık’ diyerek doğayı yalnızca ekonomik açıdan değerlendirebildiğini ortaya koyan bu bakış açısının doğaya saygılı olduğundan söz edilemez. Söz konusu alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın da imzasının olduğu bilimsel çalışmalarda bölgedeki 11 farklı biyotoptan birisi ve “tuzcul alan” olarak belirlenmiş, kayıt ve koruma altına alınmıştır.  Bu şekilde tanımlama ısrarlarından, yasa tanımayan  bu tahribatı kalıcı hale getirmek istedikleri de net olarak anlaşılıyor. Yaşam alanlarını tahrip ederken, doğaya saygıdan nasıl söz edebilirler?   
  • ’Doğaya saygılı” diye tanımladıkları bu faaliyet koruma altında olan endemik bitki ve hayvanların yaşam alanı içerisindedir.
  • Gece gündüz demeden neden olunacak ses, ışık ve çevre kirliliği ile o canlıların yaşam döngüsüne müdahele edilmediği nasıl öne sürülebilir? Kaldı ki Özel Çevre Koruma mevzuatı zaten buna izin vermiyor.
  • Yapılan kitesurf etkinliği dolayısı ile Gökova’nın dünyaca tanınan bir turizm merkezi haline geldiği ifadesi ise zaten niyetlerinin dikkatleri bölgenin Özel Çevre Koruma bölgesi olmasından uzaklaştırıp, bölgeyi konaklamalı turizm odaklı bir yatırım alanına dönüştürmek olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Şu iyi bilinmelidir ki, Gökova sahip olduğu biyolojik zenginlik nedeni ile dünyaca tanınmış ve koruma altına alınmıştır.
  • Kitesurf sporu ancak gerçekleştirildiği alanda doğal yapıya zarar vermediği sürece doğa dostu bir spor olarak kalmaya devam edecektir. Çünkü Dünyada birçok koruma bölgesinde bu sportif faaliyet doğaya sıfır insan etkisi kaygısı ile yapılır ve yönetilir. Koruma alanında sportif faaliyet için kalıcı konaklama, okul, restoran gibi yapılar yoktur; sportif faaliyet için alana gidilir ve faaliyet bittikten sonra hiçbir malzeme bırakılmadan, olabildiğince insan izi bırakılmadan bölge terk edilir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na; Muğla Valiliği’ne, Ula Belediye Başkanlığı’na, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na ve ilgili tüm kurumlara bir kez daha sesleniyoruz:                                                        

Kitesurf sahilinde ve gerisindeki doğa koruma alanı üzerinde yapılmakta olan özel çevre koruma hükümlerine, kıyı, imar ve çevre kanununa aykırı inşaatları ve doğal yapıya zarar veren tüm faaliyetleri durdurun.  

Kitesurf sporunun dünyadaki iyi örneklerini dikkate alarak, doğal yaşam alanında insan baskısı oluşturmadan yapılabilmesi için gerekli önlemleri alın.

Hepimiz biliyoruz ki, doğayı tahrip ederek doğal değerlerin yapılaşma ile tüketilmesine izin verdiğinizde elinizde yalnızca uçurtmalar kalır.                                                                                                            

Süzer Holding’e ve aynı düşüncede olanlara da bir kez daha halkın aklı ile alay etmeye çalışmaktan vazgeçmesini öneriyor “minik evlerinizi ve arabalarınızı çekin” diyoruz.

Bizler doğayı sadece biz insanlara bahşedilen ekonomik bir kaynak olarak değil, tüm canlıların onun bir parçası olduğu paha biçilmez bir yaşam kaynağı olarak görüyoruz. Gökovalılar doğayı, onu sadece kendilerine bahşedilen bir kar kaynağı olarak görenlere karşı korumayı bilirler.

Saygılarımızla

Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi






2 Kasım 2020 Pazartesi

Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarına Verilen Onay İptal Edilsin !...

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ihale ile hazırlattığı ve 6.12.2016 tarihinde onayladığı Gökova Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’nun onayının ve bu rapor doğrultusunda  Gökova Doğal Sit Alanlarının koruma statülerinde yapılan değişikliklerin iptal edilmesi için dilekçe verildi. İptal talebi yalnızca Gökova ile sınırlı tutulmayıp, tüm Muğla ve Türkiye genelinde yapılan hazırlatılan Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporların onayının ve bunlara bağlı olarak yapılan doğal sit statü değişikliklerinin de iptali istendi.  Gökova Ekolojik Yaşam Derneği ve Akdeniz Yeşilleri Derneği'nin imzaları ile gönderilen dilekçeye Gökova, Muğla ve Türkiye genelinde 41 örgüt destek verdi.

Bakanlığın 4 yıldır kamuoyundan gizlediği ve nihayet ortaya çıkan Muğla Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’nun Gökova ile ilgili bölümü daha önce  MUÇEP Gökova Meclisi tarafından incelenerek bir değerlendirme raporu kamuoyu ile paylaşılmıştı. Değerlendirme raporunda, Bilimsel Raporun hazırlanış sürecinde ortaya çıkan ulusal ve uluslararası mevzuata aykırılıklar yanında Raporun bilimsel etik ve yeterlilik açısından da yetersiz bulunduğu bulgulara yer verilmişti.  Bu değerlendirme raporunun yayınlanmasından çok kısa bir süre sonra Sayıştay da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2019 Yılı Denetleme Raporu’nu yayınladı. Sayıştay’ın Raporunda da Türkiye genelinde hazırlatılan tüm Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarının mevzuata aykırı olduğu saptanmıştı. 

Dilekçe metni şöyle:

  

         Çevre ve Şehircilik Bakanlığı - Ankara                                                       2.11.2020

 

Konu: Gökova Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Araştırma Raporu’nun onayının iptal edilmesi

Bakanlığınız tarafından hazırlatılan Muğla Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’nun Gökova bölgesi ile ilgili bölümü Muğla Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun 1.11.2016 tarih ve 59 sayılı kararı, 6.12.2016 tarihli Bakan oluru ile kabul edilmiştir.

Kabul edilen bu rapor doğrultusunda Bakanlığınız tarafından Gökova bölgesinde Doğal Sit Alanlarının koruma statülerinin tanımları ve koruma dereceleri değiştirilmiştir. Bu bağlamda Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesinde daha önce 1. Derece Doğal Sit Alanı statüsünde iken korunması gereken alanlarda yapılan değişiklikler sonucunda artık inşaatlar ve yatırım faaliyetleri yapılabilmekte, uluslararası sözleşmelerle koruma altında olan flora ve faunanın korunması mümkün olamamaktadır.

Raporun onaylanmasından itibaren Anayasal Bilgi Edinme Hakkı kapsamında yurttaşlar olarak ulaşmaya çalıştığımız bu raporu ne yazık ki görme imkânımız olmadı, BİMER üzerinden yapılan başvurulara Bakanlığınız tarafından olumlu cevap verilmedi. Nihayet dört yıl sonra Datça’da açılan bir dava bağlamında mahkemeye ulaştırılan raporun kopyasının davacı taraflar tarafından kamuoyu ile paylaşılması ile raporu inceleme imkânı edindik.  Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi raporla ilgili bir değerlendirme yaparak kamuoyu ile paylaştı.

Diğer yandan Sayıştay’ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2019 Yılı Denetleme Raporu’nun yayınlanması ile Muğla Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’nun hazırlanış sürecinde meydana gelen mevzuata aykırı noktaları da inceleme imkânı bulduk.

Bilimsel Raporda doğal sit alanları statü değişikliklerinin bilimsel gerekçelere dayanması gerektiği belirtilmesine rağmen Muğla Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun Bakanlığınızca onaylanan Muğla İli Doğal Sit Alanları statü değişikliklerini herhangi bir yeni bilimsel çalışmaya dayanmadan revize ettiği anlaşılmaktadır. Doğal sit statülerini belirleyen idari kararın bilimsel temelli olarak düzenlendiği kabul edilen Rapora dayanması gerekirken, tersine Raporun idari karara göre revize edildiği görülmektedir. Bu da raporun bilimsel veri ve esaslara dayandığı kabulünü geçersiz hale getirmektedir. Ayrıca görüşü sorulan Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin görüşü gelmeden karar alınmıştır.

Sayıştay’ın Raporu’nda da bulgulandığı gibi, dört mevsim kurallarına uygun fotoğraflama ve arazi çalışması yapılmadığı gibi farklı projelerde ayni kişiler usulsüz şekilde raporları imzalamış ve proje ekiplerinde çalışmalara katılmadan raporların imzalandığı tespit edilmiştir. Bilimsel etikle bağdaşmayan, teknik şartnameye aykırı, intihal denebilecek, kamuyu ve devleti kandırmaya yönelik somut uygulamalar tespit edilmiştir. Ancak kamu görevlileri bu usulsüzlüklerle ilgili mevzuatta belirtilen yaptırımları uygulamadığı gibi  onaylayarak  usulsüzlüğün büyümesine neden olmuşlardır.

Talep:

Gökova Ekolojik Yaşam Derneği olarak,  bölgemizde faaliyet gösteren ekte listesi yer alan sivil toplum örgütlerinin katılımı ile gerek Sayıştay’ın raporu, gerekse Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisi’nin raporlarını birlikte değerlendirerek; ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı, bilimsel ve yöntemsel eksiklikler taşıyan birçok nokta içermesi nedeni ile Bakanlığınızın Gökova Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’na verdiği onayın ve bu rapora dayandırılarak Gökova Doğal Sit Alanlarının koruma statülerinde yapılan değişikliklerin iptal edilmesini;

Gökova Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu, Muğla Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu çerçevesinde hazırlanan bir alt rapor olduğu, dolayısıyla Gökova Raporu bağlamında belirlenen eksikliklerin Muğla genel raporu için de aynen geçerli olduğundan, Muğla Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’nun da onayının iptalini ve bu rapora dayandırılarak Muğla İli Doğal Sit Alanlarının koruma statülerinde yapılan değişikliklerin de tümden iptal edilmesini;

Sayıştay Raporunda belirtilen bulgular, ülke genelinde hazırlatılan tüm Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarını kapsadığından, ülke genelinde hazırlatılan Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarının kabullerinin ve onlara bağlı olarak Doğal Sit Alanlarında yapılan statü değişikliklerinin de tümden iptal edilmesini, bu raporlara dayanarak yeni doğal sit alanı kararları alınmamasını;

Doğal Sit Alanları ile ilgili Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporunun ekte sunulan değerlendirme raporundaki eksiklikler giderilerek; halkın katılımının, şeffaflığın, bilimsel yeterliliğin, ulusal ve uluslararası mevzuata uygunluğun sağlanarak koruma esaslı olarak yeniden hazırlanmasını talep ediyoruz.

 

Saygılarımızla,

 

Ek-1:  Taleplerimize Destek Veren Sivil Toplum Örgütlerinin Listesi

EK-2: MUÇEP Gökova Meclisi tarafından hazırlanan Gökova Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’nun Değerlendirmesi Raporu 


Destek Veren Sivil Toplum Örgütleri:

Akdeniz Yeşilleri Derneği

Akyaka Kültür Sanat Derneği

Antalya Ekoloji Meclisi

Ayvalık Tabiat Platformu

Bakırtepe Çevre Platformu

Bergama Çevre Platformu

Bodrum ve Karya Bölgesi Kültür ve Sanat Tanıtım Vakfı

Bodrum Yarımadası Kültür ve Çevresini Koruma Derneği

Çeşme Çevre Platformu

Çine Yaşam Platformu

Dalyan Turizm Kültür ve Çevre Koruma Derneği

Datça Çevre ve Turizm Derneği

EGEÇEP

Eğitim-Sen Muğla Şubesi

Fethiye Ekolojik Yaşam Derneği

Fethiye Kent Konseyi

Gökova - Akyakayı Sevenler Derneği

Gökova Ekolojik Yaşam Derneği

Gökova Kültür ve Sanat Derneği

Güllük  Körfezi Koruma Platformu

İDYMA Çağdaş Sanat Derneği

Karya Kadın Derneği

Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği

Kazdağları Kardeşliği

Kuşadası Çevre Platformu

Marmaris Kent Konseyi

Menteşe Kent Konseyi

Muğla Çevre Geliştirme Derneği

Muğla Çevre Platformu

Munzur Çevre Derneği

Peynirçiçeği Gündoğan Gönüllüleri

Slow Food Gökova Birliği

Söke Çevre Platformu

Şehir Plancıları Odası Muğla Şubesi

Tabipler Odası Muğla Şubesi

TEMA Muğla Şubesi

TMMOB Mimarlar Odası Muğla Şubesi

Yeni Foça Forum

Yerel Tohum Derneği Marmaris Temsilciliği

Yeşil Artvin Derneği

 

 


1 Kasım 2020 Pazar

Akyaka İmar Planı Revizyonu Değerlendirildi: İptal Edilmelidir !


Muğla Çevre Platformu Gökova Meclisinin çağırısı ile çağırısı ile Akyaka İmar Planı Revizyonu 31 Ekim 2020 tarihinde Akyaka’da yapılan toplantıda ele alındı. Toplantıya tüm siyasi partilerin Muğla İl Örgütleri, Muğla Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı, Ula Belediyesi Başkanlığı Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, Muğla Barosu İmar ve Çevre Komisyonu davet edildi. Toplantıda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 15 Ekim’de askıya çıkarılan ve itirazlar için bir ay askı süresi olan İmar Planı Revizyonu katılımcıların görüşleri alınarak ayrıntılı olarak değerlendirildi.

Gökova Meclisinin Plan Revizyonu’nun arka planına ilişkin bilgiler paylaşmasından sonra Revizyon Planı üzerinde yapılan ön değerlendirmenin sonuçları sunuldu. Daha sonra katılımcılar planla ilgili görüşlerini paylaştılar. Bu bölümde Akyaka sakinleri, Gökova Ekolojik Yaşam Derneği, Gökova Akyakayı Sevenler Derneği, Akyaka Kültür Sanat Derneği, Kermetur Sitesi temsilcileri, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, Muğla Barosu Çevre Komisyonu avukatları, Doğru Parti, CHP Milletvekili Burak Erbay  söz alarak İmar Plan Revizyonunu değişik yönleri ile eleştirerek kabul edilemez olduğunu dile getirdiler.

Edip Kavuzlu tarafından yönetilen toplantının sonunda, yapılan tüm değerlendirmelerden sonra askıya çıkarılan Akyaka İmar Planı Revizyonunun kabul edilemez olduğu ve tamamen iptal edilmesi yönünde Bakanlığa itiraz dilekçelerinin verilmesi oybirliği ile kararlaştırıldı.

Toplantı sonrasında Muğla Milletvekili Burak Erbay ve Akyakalılar yat limanı projesinin yapılmasının düşünüldüğü kıyı alanına giderek birlikte basın açıklaması yaptılar.

MUÇEP Gökova Meclisi temsilcisi Serdar Denktaş’ın açılış konuşmasında İmar Plan Revizyonuna gelinene kadar yaşanan süreci şu şekilde aktardı:

Akyaka İmar Plan Revizyonu Planı’nın Arka Planı:

Çok kısa zaman içinde organize etmek zorunda kaldığımız bu toplantıya davetimize değer vererek katıldığınız için MUÇEP Gökova Meclisi adına teşekkür ediyorum. Bugün görüşeceğimiz konu yalnızca ekolojik boyutu ile yalnızca sivil toplum örgütlerini ilgilendiren bir konu değil. Konunun tüm yurttaşların, sivil toplum örgütlerinin, siyasi ve yerel yönetim kurumlarının birlikte değerlendirmesini gerektiren bir kent hakkı meselesi olarak ele alınması gerektiğini düşünüyoruz.

Görüşeceğimiz Akyaka İmar Plan Revizyonu’nu daha iyi irdeleyebilmek için bir parça Revizyon önerisinin arka planını vermeye çalışacağım.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 2014-2016 yılları arasında Muğla Doğal Sit Alanlarının yeniden değerlendirilmesi projesi gerçekleştirildi. Bakanlık yetkilileri bu çalışmaya gerekçe olarak, daha önce sit alanların harita üzerinden çizgiler çekilerek belirlendiğini, bu çalışmanın şimdi  bilimsel temelde yeniden yapılmasını istediklerini ifade ettiler. Doğal Sit Alanlarının yeniden değerlendirme çalışması yalnızca Muğla’da değil, Türkiye’nin tamamını kapsayacak şekilde 21 bölgede eş zamanlı yürütüldü. Muğla Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu ihale yolu ile bir gayrimenkul şirketine hazırlatıldı. Biz bu çalışmaya dayanarak Muğla genelinde sit alanların yeniden belirlendiğini ilk kez 2016 yılının sonunda çalışma tamamlandıktan sonra resmi onay öncesinde BŞB’ye görüş almak üzere jpeg formatında gönderilmesi ve Belediyenin de bilgileri kamuoyu ile paylaşması ile öğrendik.

Bu aynı zamanda Muğla Çevre Platformu’nun kuruluşunu da başlatan gelişme oldu. Zira bu fotoğraflara baktığımızda Muğla bölgesinin doğa koruma alanlarının büyük oranda koruma statülerinin düşürüldüğünü veya tamamen kaldırıldığını gördük. Muğla bölgesinin ekolojik varlığının tamamını tehdit eden büyük bir tehlike ile karşı karşıya idik. Konu duyulduğunda Muğla genelinde sivil toplum örgütleri ve duyarlı yurttaşlar bir araya gelerek ortak mücadele kararı aldık. İlk toplantı Akyaka’da yapıldı ve MUÇEP kurulmuş oldu.

Bakanlığın yaptığı sit alanlarını yeniden değerlendirme süreci  kamu vicdanını rahatsız eden birçok nokta içeriyordu. Öncelikle hiçbir şekilde şeffaf değildi. Hazırlanan Ekolojik Temelli Bilimsel Rapor devlet sırrı gibi kamuoyundan gizlendi. MUÇEP’in raporu elde etmek için girişimleri sonuç vermedi. Bilgi edinme hakkı kapsamında yüzlerce dilekçe verildi, hiçbirine olumlu cevap verilmedi. Görüşü sorulan BŞB’ye dahi rapor gönderilmemiş, yalnızca yeni sit alanlarının fotoğraflarının gönderilmesi ile yetinilmişti.  Yapılan değişikliklerin bilimsel gerekçelerini hiçbir kurumun ya da yurttaşın görme imkanı olmamıştı. MUÇEP konuyu Avrupa Parlamentosuna da taşıdı. Zira bu süreçte birçok uluslararası sözleşme de ihlal edilmişti. Yapılan sit değişiklikleri ile Barselona ve Bern Sözleşmesi ile koruma altında olan nesli tehdit altındaki türlerin yaşam alanlarının koruma statüleri düşürülüyor, halkın çevresel bilgiye erişim hakkını düzenleyen Aarhus Sözleşmesi  ihlal ediliyordu. AP MUÇEP’in iddialarını Türkiye Hükümetine bildirerek cevap istedi, saklanan raporun kopyasını talep etti. Ancak Rapor Avrupa Parlamentosu'na da gönderilmedi.

MUÇEP'in 2017'de Akyaka'da düzenlediği Bahar Şenliğinden

2018 yılına gelindiğinde Muğla genelinde yapılan bu çalışma sonucunda belirlenen sit değişiklikleri sırayla onaylanmaya başlandı. İlk olarak Gökova Doğal Sit Alanları ile ilgili olan bölüm onaylandı. Muğla Mimarlar Odası ve Muğla BŞB yürütmenin durdurulması talebi ile davalar açtı, ancak sonuçsuz kaldı. MUÇEP’in Bakanlığı sıkıştırmaları sonucunda nihayet Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü Bodrum’da bir bilgilendirme toplantısı düzenledi. Orada Genel Müdür Kemalettin Tekinsoy, raporun gizlenmesi ile ilgili eleştirilere verdiği cevapta her evin dışarısı ile paylaşılmayan iç işleri olabildiğini söyledi. Yani devlet, tüm yurttaşların söz hakkı olan doğal sit alanları ile ilgili yapılan çalışmayı halktan gizlenmesi gereken kendi iç işi olarak görüyordu. Sayın genel müdür, neden sit değişikliklerine onay verilmesine Gökova ile başlandığı sorusuna verdiği cevapta ise “biliyorsunuz Cumhurbaşkanımızın konutunun inşaatı söz konusu, onu bekletemezdik” şeklinde cevap verdi. Yani 1. Derece sit statüsünde iken yapılması hukuken mümkün olmayan inşaatın yapılabilmesi için kararın aslında en baştan siyasi olarak verildiğini, ekolojik temelli bilimsel çalışmanın da sadece bu karara meşruiyet kazandırmak üzere ısmarlanmış bir kılıf olduğunu açık etmişti.

Su samurlarının yaşam alanları 
koruma dışına çıkarılıyor

Nihayet Muğla Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Raporu  4 yıl geçtikten sonra, yaklaşık iki ay önce Datça Alavara bölgesinin koruma statüsünün değiştirilmesine karşı açılan dava dolayısı ile Mahkemenin talebi doğrultusunda davacı taraflara gönderildi. Tarafların raporun kopyasını MUÇEP’le paylaşması ile rapor kamuoyuna açık hale geldi. MUÇEP Gökova Meclisi olarak bu raporun Gökova ile ilgili bölümü üzerinde ayrıntılı bir çalışma gerçekleştirdik ve yaklaşık bir ay önce yaptığımız değerlendirmeyi kamuoyu ile paylaştık. Şunu gördük; Rapor daha önce ifade ettiğim, hazırlanış sürecinde işlenen hukuksuzlukların yanında bilimsel açıdan da oldukça yetersiz, hatta bilimsel etikle bağdaşmayan skandal niteliğinde ayrıntılar içeriyordu. Birkaç önemli tespitimizi paylaşmak istiyorum:

Gökova bölgesinde daha önce yapılmış birçok bilimsel çalışma Gökova Doğal Sit Alanları Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu’nda dikkate alınmamış. Dikkate alınmayan bu çalışmaların hepsi Bakanlığın onayını almış, kendi envanterinde olan çalışmalar. IUCN kayıtlarında nesli tehdit altında olan tür  olarak yer alan ve Gökova bölgesinde varlığı bilinen Su samurlarından hiç söz edilmiyor. Üstelik Bakanlığın kendisinin Su samurlarının yaşam alanlarının korunması ile ilgili bir çok çalışma yapılmış olmasına rağmen... Bunun yerine Raporda, doğal sit alanları yeniden belirlenirken yoğun insan baskısı nedeni ile doğal yapısı tehdit altına girmiş alanlar "modifiye alan" olarak adlandırılarak korumaya değer olmaktan çıkarılmış, yeni oluşturulan “sürdürülebilir koruma” sınıfına indirilmiş veya koruma statüsü tamamen kaldırılmış. Yani sözde bilimsel çalışma, korunması gereken alanların daha iyi korunmasına yönelik hiçbir bir öneri getirmiyor, bu alanların “kullanım” alanına dönüştürülmesini öneriyor.  Bu rapora istinaden sit değişiklikleri yapılarak daha önce 1. Derece Sit Alanı olan Gökova ÖÇK Bölgesinin büyük bölümünün koruma statüsü yeni oluşturulan “Nitelikli Koruma” ya da “Sürdürülebilir Koruma” statülerine dönüştürülüyor, veya tamamen kaldırılıyor, gerçekten koruma sağlayan “Mutlak Koruma” ise söz konusu edilmemiş. En iyi durumda verilen “Nitelikli koruma” statüsü, ismi yanıltmasın, aslında bungalov denilen tarzda  yapılaşmayı mümkün kılan eskisine göre çok daha düşük bir koruma derecesine karşılık geliyor.

Gökova Meclisimizin ilk değerlendirme sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmasından çok kısa bir süre sonra Sayıştay’ın ÇŞB 2019 Yılı Denetleme Raporu kamuoyu ile paylaşıldı. Sayıştay'ın Raporunda Bakanlığın ülke genelinde yaptırdığı Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporlarının hazırlanışı ile ilgili belirlenen mevzuata aykırılıklara yer veriliyor. Gökova Meclisi olarak biz de Sayıştay’ın raporuna da yer vererek hazırladığımız değerlendirme raporunu daha da genişlettik. Yaptığımız tespitler doğrulusunda Pazartesi günü bu Rapora verilen onayın ve ona bağlı olarak yapılan Sit değişikliklerinin iptal edilmesi için Bakanlığa bir dilekçe göndereceğiz. Sayıştay’ın bulguları tüm Türkiye için geçerli olduğu için iptal talebimizi yalnızca Gökova ile ilgili sınırlı tutmayıp, tüm Muğla ve ülke geneli için tekrarlıyoruz. Bu anlamda Muğla ve Türkiye genelinde birçok sivil toplum örgütü de vereceğimiz dilekçeye desteklerini bildirdiler. Dolayısı ile talebimiz geniş bir destek ile gönderilecek. Önümüzdeki günlerde bu konuda kamuoyu oluşturmak üzere MUÇEP ve Ekoloji Birliği’nin desteği ile ülke genelinde yaygın bir kampanya başlatacağız. Bakanlıktan gelecek cevaba göre de yeni bir hukuki süreç başlatmaya hazırlanıyoruz.

Tüm bu anlattığım arka plan aslında bugün burada toplanmamıza neden olan 15 Ekim’de askıya çıkarılan Akyaka İmar Planı Revizyonu’nun ne anlama geldiğini daha iyi anlamamız için gerekliydi.

Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu ile ilgili değerlendirmemizi henüz yeni tamamlamışken şimdi bu imar plan revizyonunu kucağımızda bulduk. Gökova Meclisi olarak Akyaka için önerilen  imar plan değişikliği üzerinde yaptığımız bu yeni çalışmada bir kez daha gördüğümüz gibi,  Gökova ÖÇK Bölgesinin kalbi olan Akyaka’nın ekolojik değerlerinin korunmasının değil, kullanım alanına dönüştürülmesinin yolunu açan  “Gökova Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu” doğrultusunda rant alanına dönüştürülmek istendiği anlaşılıyor.

Gökova Meclisi olarak biz bu konuyu yalnızca Akyaka ya da Gökova sorunu olarak görmüyoruz. Ortaya koymaya çalıştığım gibi Gökova sadece bir başlangıç, Muğla’nın tüm doğa koruma alanları, kıyıları, ormanları, sulak alanları bu proje ile tümden tehdit altına girmiş durumda. Kabul edilemez olan bu kapsamlı talan projesine karşı tüm Muğlalılar olarak birlikte karşı çıkmak ve ortak mücadele etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’nin doğa koruma alanlarının tamamının tehlike altında olduğu bu proje karşı mücadeleyi kendi bölgesinden başlatan MUÇEP olarak tüm Türkiye’ye çağrı yapıyoruz: Bakanlığın ülke genelinde yaptırdığı, her biri birer rant projesi olan Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma raporlarının ve bunlara bağlı olarak yapılan doğal sit değişikliklerinin iptal edilmesi için birlikte mücadele etmeliyiz. Eğer durduramazsak ülke genelinde geri dönüşü olmayan korkunç bir ekolojik yıkımla karşı karşıya kalacağız.

Candan Süsoy tarafından okunan, MUÇEP Gökova Meclisi’nin Akyaka İmar Planı Revizyonu ile ilgili yaptığı değerlendirme ve toplantıya katılanların görüşleri sonucunda  aşağıdaki itiraz noktaları öne çıktı:

Akyaka İmar Planı Revizyonu ile ilgili itirazlar: 

  • Akyaka İmar Planı Revizyonu Raporunda, Gökova ÖÇK Bölgesi’nin sahip olduğu  zengin biyolojik çeşitlilik ile  gelecek kuşaklara aktarılması gereken bir dünya mirası olduğu belirtilirken, diğer yandan Gökova’nın Doğal Sit Alanı koruma statülerini düşüren değişiklikleri de temel alarak amacı ile çelişmektedir,
  • Plan Revizyonunda yer alan Yat Limanı kıyı ekosistemini tahrip edecektir,
  • Azmak Kıyı Bandı Düzenleme Projesi, Azmak kıyı alanında yoğun insan kullanımı öngörüyor ve Azmak ekosistemine zarar verecektir,
  • Plan Revizyonu hazırlanırken Akyaka’nın Yavaşkent statüsü dikkate alınmamıştır,
  • Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve yerel sivil toplum örgütlerinin de katkılarının sağlandığı Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı bu Revizyon Planı hazırlanırken dikkate alınmamıştır,
  • Revizyon Planında doğal ve çevresel değerlerin mutlak korunmasını ve gelecek nesillere intikalini sağlamak amacıyla koruma esasları, yapılaşma düzeni, yoğunluk ve benzeri konularda tasarım esasları ve uygulama ilkeleri, açık alan sistemi, yaya ve taşıt dolaşımı gibi hususları içerecek şekilde hazırlanacak ve hazırlatılacak hedefler, araçlar, stratejiler ile kentsel tasarım, peyzaj ve benzeri hususlar detaylı olarak yer almıyor,
  • Proje alanlarında kullanım ve yapılaşma koşulları biyolojik çeşitlilik araştırmaları doğrultusunda belirlenmemiştir,
  • Revizyon Planında Kıyı Kanununa aykırı yapılaşma öngörülüyor,
  • Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazısına konu edilen Kıyı Kenar Çizgisi’nin deniz tarafı henüz kesinleştirilip hali hazır paftalara aktarılmadığından planlama yapılamaz,
  • Muğla Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Komisyon Kararı raporda yer almıyor,
  • Orman Kanunu ihlal edilmiştir,
  • Yat Limanın planlandığı bölgede ÖPA-1 ve ÖPA-2 olarak işaretli alandaki konutlarda yaşayan yurttaşların anayasal teminat altında olan mülkiyet hakları göz ardı edilerek yerine otel yapılması öngörülüyor,
  • İmar Planı Revizyonu ile kamusal alanlar büyük oranda daraltılıyor, Kent sakinlerinin yaşam kalitesinin düşürülmesine yol açılıyor,
  • İmar Planı Revizyonu ile otel alanının yaklaşık 6 kat arttırılması öngörülüyor. Bu plan, turizm baskısı nedeniyle zaten yaşanmakta olan altyapı sorunlarını ve korunan alanlar üzerindeki baskıyı katlanarak arttıracaktır.