tag:blogger.com,1999:blog-7417158929301830266.post8999261499181443143..comments2024-02-16T10:09:38.875-08:00Comments on Akyaka'nın Sesi: Başkan Babamızın SonbaharıAkyaka'nın Sesihttp://www.blogger.com/profile/00173440287810750566noreply@blogger.comBlogger3125tag:blogger.com,1999:blog-7417158929301830266.post-13741828508303625622011-10-12T11:20:10.775-07:002011-10-12T11:20:10.775-07:00"Hayat onlar için aşk ve şiir demekti. Aşk ve..."Hayat onlar için aşk ve şiir demekti. Aşk ve şiire ise ne zenginlikle ne de yönetme hırsı ile ulaşılabilirdi. Aşk ve şiir başka türlü bir varoluşun ödülleri ve gerçeği idiler. Bu gerçeği anlatma işi de onlara düşüyordu. Hiç kolay değildi bu elbet. Bu uğurda ne çok kayıplar verilmişti ama onlar da biliyordu ki bu uğurda kaybedildikleri düşünülenler gerçekte hep kazanmışlardı ve kazanıyorlardı. Şiir kendisini var edenleri hiç şiirsiz bırakmamıştı."<br />Saliha Yazgaç<br />http://akyakaninsesi.blogspot.com/2011/10/biraz-dus-biraz-gercek-yuru-kizim-kim.html<br /><br />Kelle hesabı seçim kazandırır belki ama şiir kaybolur.Anonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7417158929301830266.post-3814197626365168882011-10-12T09:07:34.149-07:002011-10-12T09:07:34.149-07:00Uzaktan davulun sesi hoş gelir, burada yazacağım h...Uzaktan davulun sesi hoş gelir, burada yazacağım herşey bu kategoriye girer zira 4 yıldır artık Akyaka'lı değilim ve çok takdir ettiğim Akyaka Kent Konseyi'nin hiç bir aşamasında katkım olmadı, yapılanları katedilen yolu takip etmekten ve içimden alkışlamaktan başka. Işlerin bu hale gelmesinden sonsuz rahatsızlık ve hayalkırıklığı duydum. "Biryerlerde güzel şeyler oluyor" inancımın en öndeki örneklerinden biriydi AKK.<br />Serdar Denktaş'a "keşke kalsaydın", "mücadele etseydin" deme hakkını kendimde göremiyorum. O elinden gelenin en iyisini fazlasıyla yaptı. Eline, yüreğine sağlık !Jazzhttps://www.blogger.com/profile/06950242168337837004noreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7417158929301830266.post-63101551456065398832011-10-12T07:40:39.509-07:002011-10-12T07:40:39.509-07:00Yukarıda yazılanların yüzleşmek zorunda olduğumuz ...Yukarıda yazılanların yüzleşmek zorunda olduğumuz çok üzücü gerçekler olduğunu düşünüyorum. Üzücü olan ne? "Daha olmamış (ham) olduğumuz gerçeği". Maalesef durum apaçık bu: daha çoook var... Üniversiteler, belediyeler, kooperatifler, aklınıza gelen tüm kurumlar sahip olduğu gücü bırakmak istemeyen, hatta paylaşmak istemeyen, açıklama yapmak istemeyen sözümona "yönetici" takımıyla dolu. Durum böyle olunca Sn. Serdar Denktaş'ın yazdığı gibi, çevresinde kendisine kayıtsız şartsız itaat edecek evlatlar aramaları çok normal. Zira "koyun" kimliğini benimseyenlerin sayısı da az değil. Kimi cehaletten, kimi memnuniyetten besliyor bu düzeni. Elini taşın altına koymaya yeltenen idealistlerin ömrü ise çok kısa oluyor. Mücadelenin şekli öylesine "çiğ" ki böylesi bir yozluk içinde savaşacak delikanlı bulmak nerdeyse imkansız. Öte yandan bu işlerin bir kaç idealistin işi olamayacağını da anlamamız gerekiyor. Belki de oyun kuralına göre oynanmalı ve demokrasinin gereği (kazığı mı desek) kelle hesabını göz ardı etmemeli. Olaya dışarıdan bakan biri olarak gördüğüm şu:Türkiye'nin ve dünyanın sayılı üniversitelerinden birinden mezun(ODTU- Bilgisayar Mühendisliği), Avrupa'da yüksek lisans yapmış, hatta uzun yıllar yaşamış, bir süre bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmış, kültürlü, demokrat bir aydın 2500 nüfuslu doğa harikası bir yere yerleşmiş ve oraya birşeyler vermeye, faydalı olmaya çalışıyor. Eee? Sorun nerede? Sanırım bunun cevabını yukarıdaki yazıyı ve bu yorumu okuyan herkes çok iyi biliyor...Okumayan, okumak istemeyen, keyfi gıcır, parası bol ya da geçim mücadelesi veren, çevreyi umursamayan ya da umursuyor gibi görünen fakat o ya da bu nedenle bir bok yapmayanlar sonucu belirliyor. İş yığınlarda...O yüzden kelle hesabı yapan işi götürüyor. Galiba sığ bir yorum oldu ama olayın kendisi sığ. Hem ne demişer? Kel başa şimşir tarak!vahdethttps://www.blogger.com/profile/09988174826982963719noreply@blogger.com